Bir yılı aşkın bir süredir, İzmir’in Buca ilçesine bağlı Çaldıran Mahallesi’nde, Yeşildere yolundan geçenlerin merakla ne çıkacak diye beklediği büyük bir inşaat çalışması yürütülüyor. Yeşildere yolu adını, bir zamanlar etrafında deri atölyelerinin yer aldığı, İzmir körfezine dökülen kirli bir dereden alır. Derenin iki yanı ise yoğun bir çarpık kentleşmenin görüldüğü yoksul mahallelerle çevrelenmiştir. Dereyi izleyen Yeşildere yolunun bir tarafında, Kadifekale tepesinin arka eteklerine denk gelen Konak Belediyesi’ne ait mahalleler -ki aynı zamanda burası heyelan bölgesidir-, öbür tarafında ise Buca belediyesi sınırları içinde yer alan Çaldıran ve Gürçeşme mahalleleri yer alır. İzmir’e bu yoldan girenler, sağlarına veya sollarına baktıklarında, bir üçüncü dünya ülkesi kentine girdikleri izlenimini edinmekte zorlanmazlar.
Bu yolun Buca tarafında yürütülen inşaat çalışması, bugünlerde bitmek üzere ve artık ne yapıldığı herkesçe anlaşılır olmaya başladı: Dev bir Atatürk rölyefi ya da belediyenin deyişiyle maskı. Geçtiğimiz Cumhuriyet Bayramı’na yetiştirilmeye çalışılan fakat yetişmeyen 40 metre yüksekliğindeki bu dev anıt yapımcısı olan Buca Belediyesi’ne pek de uğur getirmedi. Adeta işin tadı kaçtı, çünkü, projeyi gururla İzmir halkına sunmaya hazırlanan AKP’li Buca Belediye Başkanı Cemil Şeboy, hakkındaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle çalışma arkadaşlarıyla birlikte şu anda cezaevinde tutuklu bulunuyor.
Oysa, kader bu oyunu oynamasaydı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olduğunu açıklayan Şeboy, partisinden de aynı yönde karar çıkartabilseydi, bu dev eser, Atatürkçü İzmir halkının alkışlarıyla seçim öncesi büyük bir gururla açılacaktı. Yazık!
Dünyada eşi benzerinin görülmediği söylenen bu rölyef hakkında belediyenin verdiği bilgiler şöyle: ‘35 metre genişlikte, 40 metre yükseklikte, (13 katlı bir apartman yüksekliği) proje için 250 ton çelik kullanılacağı hesap ediliyor. Atatürk Maskı’nın kaya zemin üzerine işlenmesi işinin teknik danışmanlığını; Dokuz Eylül Üniversitesi ve Ege Üniversitesi Jeoloji, Jeofizik ve İnşaat Bölümü hocaları yapıyor olup, fizibilite ve projelendirme çalışmaları bittiğinde, tahmini olarak 50 ton çelik hasır, 500 m3 püskürtme beton ve 300 ton çelik konstrüksiyon kullanılacaktır. Tepe civarında çevre düzenleme çalışmaları yapılacak. Ayrıca alan gece gündüz aydınlatılacaktır. Rölyef bittiğinde yanına da dev bir Türk Bayrağı yerleştirilecek. Maliyet ise 3. 300 milyon TL.
Heykelin alt bölümünde Atatürk’ün ‘Yurtta Barış Dünyada Barış’ sözleri yer
alacak’. (Başkan Şeboy böyle istemiş, internette yapılan ankette Buca halkı da
aynı görüşü paylaşmış). (http://www.buca.bel.tr/00300-197-071020.php)
Cemil
Şeboy, kayalıkların Buca sınırının başladığı yerde olduğunu, konum olarak da
İzmir’in birçok bölgesini gördüğünü belirterek, “Atatürk’ün İzmir’i izlediğini
göstermek amacıyla o tepeyi seçtik. Alana başka şeyler de yapılabilirdi, ancak
biz anlamlı bir şey olsun istedik. Mask tamamlandığında Atatürk, İzmir’i tepeden
izleyecek’’ demiş. (http://www.gazeteyenigun.com.tr/icerik.asp?page=main&nID=31904)
Ne görecek?
Dev Atatürk’le ilgili bir önemli nokta da heykelin omuzunun Konak belediyesi sınırları içinde kalmış olması. Konak Belediyesi uzmanları yaptığı ölçümlerde kendi alanlarına girildiğini tespit etmiş; fakat bu durum iki belediye arasında beklendiği gibi bir soruna yol açmamış. CHP’li Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ derhal Cemil Şeboy’u telefonla arayarak bu önemli proje için teşekkür etmiş ve sorun “konu Atatürk olduğu için” kolayca çözülmüş.
Doğrusu bir İzmirli olarak, İzmir’in en az gereksinim duyduğu şeyin, kendisine tepeden bakan dev bir Atatürk heykeli olduğunu düşünüyorum. Her şeyden önce, dev Atatürk’ün konumlandırıldığı bölge kentsel doku anlamında tam bir felaket. “Atatürk İzmir’i tepeden izleyecek” tamam ama, izleyecek de ne görecek? Atatürk’ün baktığı bölge, Kadifekale tepesinin arka yamaçlarında, büyük bir bölümü birinci derece heyelan bölgesi ilan edilmiş, birbirine dayanarak güçlükle ayakta durabilen evlerde yoksulluk içinde yaşayan insanların bölgesi. Sadece fotoğraflara bakılarak bile bu bölgenin, barınma, ulaşım, sağlık, spor, sosyal alanlar gibi konularda sıfır noktasında olduğu ve burada yaşayan insanların da, büyükşehirde yaşamanın sadece çilesini çektiklerini anlamak hiç zor değil.
Ya dev Atatürk’ün baktığı yoksul evlerde yaşayan insanlar, onlar pencerelerinden baktıklarında ne görecekler karşılarında? “Gece ve gündüz ışıklandırılmış dev bir Atatürk ve Türk Bayrağı”. Dev bir Atatürk’ün kendilerine bakıyor olması bu insanların hangi yaşamsal sorunlarını çözecek? Belediyenin kendilerine ne kadar dev bir heykel yaptığından gururlanarak kendilerini daha iyi mi hissedecekler?
Son zamanlarda abartılı bir şekilde yaygınlaşan “Büyük Atatürk, büyük bayrak” düşkünlüğünün, boş bir şekilciliği, koftiden bir gururu pompalamasının yanı sıra beklendiği üzere, Atatürk ve yurt sevgisini büyütmediği, -kötü niyetli miyim bilmiyorum ama-, tersine, bu büyüklüğün, daha büyük yolsuzlukları, yasadışılıkları örtbas edebilmek için kullanıldığına giderek daha sık tanık oluyoruz.
Sorular
Yeşildere yolundan her geçişimde, şu sorular ister istemez kafama takılıyor,
küçük ve yanıtlaması çok kolay sorular:
Belediye bu yatırım için mahalle
halkının, Buca’lıların görüşünü aldı mı?
Buca’nın öncelikli eksiği bu rölyef
olarak mı saptandı?
Bu yatırım hangi “estetik” ve “pratik” kaygılarla
yapıldı?
Bir eserin büyük, en büyük olması o eseri güzel yapar mı?
3,5
milyon bölgenin bütün sorunlarını çözemez belki ama, gençler için spor alanları,
sağlık, eğitim, kültür merkezleri yapılamaz mı, yeni yeşil alanlar açılamaz
mı?
Bu parayla, rölyefin yapıldığı bölgede yaşayan insanların tamamı sağlık
taramasından geçirilemez mi? Sokakta yarı çıplak dolaşan çocuklar için ücretsiz
yararlanabilecekleri kreş-anaokulu açılamaz mı?
Acaba Cemil Şeboy büyükşehir
belediye başkanlığına aday olacağını hesaplayıp Atatürkçü İzmir’e bir jest mi
yapmayı düşündü? “AKP’den aday oldum ama bakın en büyük Atatürk heykelini ben
yaptırdım” diye.
Soruları daha fazla çoğaltmayacağım. Bana kalırsa, bu rölyef
Buca Belediye binasının tam karşısında yer alan Mevlana tepesine
yaptırılmalıydı, böylece bu dev Atatürk İzmir’i değil Buca Belediyesi’ni
gözleyebilirdi. Belki bu dev mavi gözlerle sabah akşam bakışmak birilerinin
vicdanını rahatsız ederdi.
* Biz yayına girdiğimiz tarihte AKP’li Buca Belediye Başkanı Cemil Şeboy tahliye edilmişti.