“Cam Biraz Sihirli Bir Malzeme”



Konferansta, ‘Mimarlıkta Cam ve Işık’ başlıklı bir konuşma yapan Hatırlı Mimarlık Kurucu Ortağı Yeşim Hatırlı, camın çok eski çağlardan bu yana kullanılan bir malzeme olduğunu hatırlattı:

“Cam, Ortaçağ’dan bu yana kullanılmış yeni bir malzeme. Ama çok farklı şekillerde kullanılmış; bugün Ortaçağ’da kullanıldığı gibi kapı, pencere ve ışık alma ögesi olarak kullanmıyoruz artık. Yapının tektoniğini belirleyen, kütlesel ifade bulmasını sağlayan bir mimari tasarım ögesi olarak da kullanıyoruz. İlk çağlarda duvarlarda açılan delikler daha sonra Ortaçağ’da cam, ışık almak amacıyla kullanılagelmiş. Yani hep pencere gibi küçük ölçekte kullanılmış. Sanayi devriminden sonra çeliğin ve yapı teknolojisinin gelişmesiyle doğrudan yapının kendini, kabuğunu oluşturan daha büyük açıklıkları geçebilen ve yapının tektoniğini de oluşturan bir yapı elemanı olarak öne çıkmış”.



Modernist dönemde de cam kullanımının bu şekilde devam ettiğini belirten Hatırlı; sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cam, bugün de biz mimarların, tasarımcıların her alanda kullandığı çok kıymetli bir yapı malzemesi. Bizler tasarımcılar, mimarlar olarak sektörü de zorluyoruz; taleplerimiz artıyor. Hem bir yandan çok şeffaf yapılar üretmek istiyoruz ama öte yandan çevre bilinci ve duyarlılığıyla baş etmeye çalışıyoruz; iklimsel veriler, enerji verimliliği, sürdürülebilir mimarlık gibi meselelerle uğraşıyoruz. Dolayısıyla camda beklentimiz ve teknolojik desteğimiz giderek çoğalıyor. Camı hep kütlesel anlamda ifade bulan bir yapı malzemesi olarak kullanıyoruz; yeri geldiğinde iklimsel veriler ve başka kaygılarla farklı formatlarla kullanıyoruz. Ama hepsinde amaç camın şeffaflığı, geçirgenliği, saydamlığı üzerinden dışarı ve içerisi ilişkisi kurmak; kendi iç mekân tasarımlarımızı da bunun üzerinden kurgulayarak bir araç olarak kullanıyoruz aslında”.

Mimar olarak ilk sorumluluğumuz kullanıcıyı memnun etmek

“Günümüzde özellikle ofis yapılarında şeffaflık, yere kadar cam, geçirgenlik, ışığı daha çok içeriye alabilmek, daha keyifli çalışma ortamları yaratabilmek bir proje girdisi olarak bizim önümüze geliyor mimar olarak” diyen Hatırlı; tasarladıkları ofis, showroom, okul, anaokulu, yurt gibi yapılardan örnekler vererek cam kullanımının önemine değindi. Yaptıkları projelerde geri dönüşleri de çok önemsediklerini dile getiren Hatırlı, şunları aktardı: “Yapıları, kullanıcılar için yapıyoruz. Bir yapının içinde kullanıcı mutsuz oluyorsa sizin ne kadar ne kadar güzel, ne kadar yakışıklı bir yapı tasarlamış/yapmış olduğunuzun bir önemi ve anlamı kalmıyor. Mimar olarak ilk sorumluluğumuz kullanıcıyı memnun etmek”.

Camın sihirli bir malzeme olduğuna vurgu yapan Hatırlı, “Cam bazen yok olmasını isteğimiz bir eleman olabilir; camın görünmemesini ve şeffaflık hissini tamamen yakalayabilmek için de kullanıyoruz. Cam biraz sihirli bir malzeme. Çok farklı biçimlerde, farklı saydamlıkta kullandığınızda sınırsız seçenekler üretebileceğiniz bir malzeme” dedi.

Reklam Goruntulenme Bolumu

"Görüntüyü geçiriyor, ama birçok şeyi geçirmiyor"



Görsel ve fiziksel olarak farklı geçirgenliği olan cam malzemesinin karakterini ve mekandaki işlevini değerlendiren Boran Ekinci Mimarlık kurucusu Boran Ekinci ise 'görüntüyü geçiriyor, ama birçok şeyi geçirmiyor" dediği 'cam'ın şeffaflığına vurgu yaptı ve "Cam denilince aklıma gelen ilk şey, düz bir cam ve ona çarpan biri" şeklinde konuştu. Üşümemek için kıyafet giymek gibi, 'cam'ın da dışarda, özgür yaşamak isteyen insanın bu arzusuna ulaşmak için kullanabileceği en 'kestirme' yollardan biri olduğunu kaydeden Ekinci; yeni tasarım teknikleri, renk seçenekleri ile de kullanım alanının oldukça yaygınlaştığını ifade etti. Bir yapı malzemesi olarak camın öne çıktığı tasarımlarından da örnekler veren Ekinci; eskimemesi, zamana direnci, kolay temizlenebilirliği gibi özellikleri nedeniyle de camın enteresan bir malzeme olduğuna işaret etti. 



Camdan Yansımalar II'nin son konuşmacısı, A Tasarım Mimarlık Kurucusu Ali Osman Öztürk'tü. Cam kullanmak için işverenlerle çok mücadele ettiklerini söyleyen Öztürk, kente dönük geniş cam yüzeyli projeler olan Ziraat Bankası Kadıköy Şubesi, TOBB ETÜ Öğrenci Konukevi ve Türk Telekom Genel Müdürlüğü'ne dair deneyimlerini aktardı.

"Banka binası şeffaf olur mu?"

Ali Osman Öztürk, iskelenin karşısında yer alan Ziraat Bankası Kadıköy Şubesi'ni tasarlarken, hem Haydarpaşa Garı ve Tarihi Yarımada manzarasına hakim bir çalışma alanı yaratmak, hem de çevredeki taş yapılardan ayrışmaya sağlayacak bir kontrast oluşturmak amacıyla camı seçtiklerini belirtti. "Banka binası şeffaf olur mu?" sorusunu göğüsleyerek projeyi işverene kabul ettiren Öztürk, kolonlara asılmış şeffaf bir kutu görüntüsü veren Ziraat Bankası Kadıköy Şubesi ile elde ettikleri güven ve memnuniyetin ardından, İstanbul Finans Merkezi'ndeki şubeyi tasarlamaya başladıklarını söyledi.

Hisacıklıoğlu'nun balyoz testinden tam not!

Tüm binaların tasarımını üstlendikleri TOBB ETÜ Kampüsü'ndeki Öğrenci Konukevi projesinde de geniş cam yüzeyler için savaş verdiklerini ifade eden Öztürk, toplam 1000 kişi kapasiteli kız ve erkek öğrenci yurtlarını iki etapta gerçekleştirdiklerini ekledi. Tek ve çift kişilik odalardan oluşan konukevinde öğrencilerin kendilerini evlerinde hissedebilmeleri için oturarak ya da uzanarak ders çalışabilecekleri, kent manzarasına hakim bir cephe tasarladıklarını anlatan Ali Osman Öztürk, TOBB Başkanı Rifat Hisacıklıoğlu'nun temperli camı balyoz ile test ettikten sonra, projenin güvenlik açısından da tam not aldığını belirtti.

"Ankara'da bir şeyleri gerçekleştirebilmek İstanbul'a göre çok zor"

2014 sonunda tamamlamayı planladıkları Türk Telekom Genel Müdürlüğü'nü yarışmayla elde ettiklerini hatırlatan Ali Osman Öztürk, projeye ilişkin şu detayları paylaştı:

"Yarışmaya bahçeli, çift cepheli güzel bir proje ile katıldık ama bizi seçeceklerini düşünmüyorduk. Türk Telekom Genel Müdürlüğü kampüsü 100 bin metrekareye yakın yüzölçümüne sahip. Kurumun vizyonunu ifade eden ve kule şeklinde yapılması istenen müdürlük binası için karmaşık bir program öngörülmüştü. Hassas aletlerin olduğu idari bölümü yatayda çözerken, ofisleri düşey bloğa yerleştirdik. Yataydaki idari bloğu daha kapalı bir şekilde tasarlarken, çift cam cepheye sahip kulede şeffaflığı ön plana çıkarttık. Projede canım yanı sıra titanyum gibi değişik yapı elemanları kullanıldı."

Öztürk, "hâlâ biraz kamu" olarak nitelediği Türk Telekom'un projeyi kabul etmesine ilişkin olarak ise şu değerlendirmede bulundu:
"Ankara'da bir şeyleri gerçekleştirebilmek İstanbul'a göre çok zor. Buna rağmen Türk Telekom'a projemizi kabul ettirebildik."

Camdan Yansımalar II konferansı, konuşmacılara teşekkür plaketlerinin sunulması ile sona erdi.