“Aslında cam kullanmak için yola çıkmıyorum ama doğayla olan ilişkim yaptığım tasarımları etkiliyor” diyen Ahmet Alataş, projelerinde camı ne şekilde kullandığını, ne gibi detaylar geliştirdiğini ve bunların yaşamımıza ne kattığını dinleyicilerle paylaştı.
Öncelikle yeni bir şeyler üretmek için istekli olmak gerektiğine dikkat çeken Alataş, arzu edilen detayların elde edilmesinde ve uygulamanın gerçekleştirilmesinde takım arkadaşlarıyla iş ortaklarının son derece önemli rollere sahip olduğunu vurguladı.
Kendi evini yenilerken kullandığı camı, sonraki projelerinde de başrolde tutan Ahmet Alataş, öne çıkan projelerinden Uşaklıgil Evi, İpera 25, Dardanel Yönetim Binası’nda neden camı tercih ettiğini açıklarken, bütçe sınırlaması nedeniyle dışarıdan doğrama alamadıkları durumlarda geliştirdikleri ‘uydurma’ mimarlık ile son derece başarı sonuçlar elde ettiklerini söyledi.
Herhangi bir ürünü hazır tedarik edemediklerinde detayların elde çizilip ilgili zanaatkarla işbirliğine gittiklerini belirten Ahmet Alataş, çok özellikli camlar kullanmayı sevmediğini, camın en basit halini tercih ettiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’ye geldiğim dönemde insanlar cam yapıları çirkin buluyordu. Aslında çirkin olan cam değil, profillerdi. Sonuçta uzay teknolojisi kullanmıyoruz. . Örneğin İpera’da hareketi sağlamak için araba bagajı amortisörü kullandık. Amacımız, ekonomik çözümler üreterek bunu yapılabilir kılmak.”