Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özinönü, Başkan Yardımcısı Bahadır Kayan ve Başkan Yardımcısı Cemil Tokel; 16 Ocak’ta geçekleştirilen bir basın toplantısıyla çimento, cam ve seramik sektörlerinin gelecek döneme ilişkin hedef ve beklentilerini paylaştı.
“Uluslararası pazarlarda yaşanan sorunlar ihracatı etkiliyor”
Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özinönü, çimento, cam ve seramik sektörlerinin 2013 yılındaki ihracat performansı ve birliğin gelecek dönem hedef ve faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Türkiye’nin genel ihracatı ve uluslararası pazarlar üzerine düşüncelerini paylaşan Özinönü şunları aktardı: “Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından yapılan açıklamaya göre, 2013 yılında Türkiye’nin toplam ihracatı, bir önceki yıla göre yüzde 0,01 artışla 151 milyar 707 milyon dolar oldu. Bu küçük oranlı artış, ihracatımızın, 2013 yılında ancak 2012 yılı seviyesini koruyabildiğini gösteriyor.
Bu düzeydeki artışın, Türkiye’nin potansiyelini yansıtmadığı açıktır. Ancak her şey maalesef her zaman sizin elinizde olmuyor. Çok çaba gösterseniz de alıcı ülkelerde ya da genel olarak uluslararası pazarlarda yaşanan sorunlar ihracatı doğrudan etkiliyor. Yakından izlediğiniz gibi uluslararası ölçekte ciddi ekonomik sorunlar var. Bazı pazarlarda siyasi istikrarsızlıklar var. Bütün bunlar Türkiye’nin ihracat çabasını olumsuz etkiliyor”.
“2014 geçen yıldan daha iyi bir yıl olacak”
Bu yıl için beklentilerini ifade eden Özinönü, “2014 yılı ihracatta yeniden atağa kalktığımız yıl olacak. ABD ve AB ülkeleri başta olmak üzere büyük pazarlarda görece iyileşmeler var. Bu durum umutlarımızı artırıyor. Ayrıca döviz kurlarındaki artışı da ihracatı tetikleyen bir unsur olarak görmemiz ve öyle değerlendirmemiz gerekiyor. 2014’ün geçen yıldan daha iyi bir yıl olacağı beklentisi taşıyoruz” dedi.
Çeyrek asırlık köklü bir geçmişe sahip Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin, 7 bin üyesiyle sektöründeki tek ve koordinatör birlik olduğunu belirten Özinönü sözlerine şöyle devam etti: “Birliğimize bağlı olan çimento, cam ve seramik; ihracatta yerli kaynakları en fazla kullanan ve ithal ürünlere bağımlılığı en az olan, ülkemizin stratejik öneme sahip başlıca sektörleri arasındadır. Sektörde sağlanacak ihracat artışının, Türkiye’nin dış ticaret dengesine olumlu yansıyacağından hareketle, her yıl olduğu gibi geçen yıl da başarı grafiğini sürdürmeyi başardık. 2013, küresel ekonomideki koşulların oldukça zor olduğu bir yıl olmasına rağmen ihracatta artışla yolumuza devam ediyoruz”.
“3,4 milyar dolarlık ihracata imza attık”
Özinönü, 2013 yılı ihracat rakamları hakkında bilgi verdi: “Birlik olarak 2013 yılında; yüzde 2 artışla 16,8 milyon ton ürün satışı ile 3,4 milyar dolarlık ihracata imza attık. Ürünlerimizle ulaştığımız ülke sayısı 185’e çıktı. Üç sektörle en çok ihracat yaptığımız ülkeler; Irak, Almanya, Libya, Rusya, İsrail ve İngiltere en önemli pazarlarımız oldu. Birliğimizin ihracat performansını üç ayrı sektörü tek tek ele alarak değerlendirmek istiyorum; çimento sektörü olarak geçen yıl miktar bazında yüzde 10, değer bazında yüzde 6 düşüş söz konusu. Çimento ihracatımız 2012 yılında 13,2 milyon ton ve 801,6 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. 2013’te ise ihracat miktarı yüzde 10,2’lik düşüşle 11,9 milyon tona, tutarı da yüzde 6,4 düşüşle 750,4 milyon dolara geriledi. Burada bir noktayı dikkatinize sunmak istiyorum: Çimento sektörü, diğer tüm sektörlere oranla iç talebe çok duyarlıdır. İç piyasada, çimento tüketiminde yükselme olması, ihracatı düşüren en önemli etkendir. Bildiğiniz gibi çimento yükte ağır bir üründür ve navlun çok önemli bir gider kalemi oluşturmaktadır. Bu nedenle en iyi pazar, en yakın pazardır mantığıyla hareket edilmektedir”.
Libya, Irak ve Rusya ilk üçte
Çimento sektörü ihracatında en büyük pazar olarak ilk üç sırayı; Libya, Irak ve Rusya Federasyonu’nun aldığı belirten Özinönü, “En yüksek ihracat artışını yüzde 129’luk oranla Libya’ya gerçekleştirdik. Aynı şekilde güney komşumuz Suriye’ye yüzde 82’lik bir artış kaydettik. Çimento sektörünün de kendi içindeki alt sektörleri olan klinker ve çimentoya da ayrı ayrı göz atmak gerekirse, en yüksek artışı klinkerde Mısır’a, çimentoda ise Togo’ya ihracatta gerçekleştirdik. Togo’ya ihracat yüzde 217 artış gösterdi. Rakamların net bir şekilde ortaya koyduğu üzere; çimento ihracatının özellikle Libya, Mısır ve Suriye gibi pazarlarda yüksek oranlı artması dikkat çekicidir. Sizin de tahmin edeceğiniz üzere; ihracat artışımız bu ülkelerin yeniden imar çalışmaları ile doğrudan ilgili. Libya’da yatırım hamlesinin başlaması ile inşaat sektörü canlanmış ve Türkiye’den çimento ürünlerine ihtiyaç duyulmuştur. Geçen yıl ihracatta yaşanan bu ivmenin, bölgenin yeniden kaos ortamına dönmesi ile şu sıralarda yeniden yavaşladığını söyleyebiliriz” dedi.
Seramik sektörü yerli kaynakları kullanıyor
Özinönü, seramik sektörü ile ilgili olarak şunları söyledi: “Ülkemizde endüstriyel boyut kazanması 20. yüzyılın ortalarını bulan seramik sektörümüz, henüz genç bir sektör olmasına rağmen yükselen grafiği ile öne çıkıyor. Birliğimizin de en güçlü sektörü olan seramik, bildiğiniz gibi ihracatta yerli kaynakları en çok kullanan ve ithal ürünlere bağımlılığı en az olan sektörlerimizden biri. Seramik sektörümüzle geçen yıl yüzde 5,3 artışla 1,9 milyon ton ve 1 milyar 76 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. En fazla ihracat yaptığımız ilk üç ülke; Almanya, İngiltere ve Irak oldu. Seramik sektöründe de en fazla ihracat artışını yüzde 80’lik oranla Libya’ya gerçekleştirdik. Seramik sektörünün alt sektörlerini inceleyecek olursak, seramik kaplamada (karo, fayans) en yüksek ihracat artışı yüzde 95 ile Libya’ya, seramik sağlık gereçlerinde ise yüzde 39 ile Gürcistan’a yaşandı. Türkiye’nin hızla yükselen sektörlerinden olan seramik sektörümüz; üretim kapasitesi, modern teknoloji yatırımları ve yüksek kalite avantajları sayesinde rekabet gücünü artırmaya devam edecek. Birlik bünyesindeki Seramik Tanıtım Grubu işbirliğinde düzenlenen ulusal ve uluslararası tasarım yarışmalarının da sektörün rekabetine olumlu katkı yapacağına inanıyoruz”.
Cam ev eşyası üretiminde dünyada 1’inciyiz
Ürünleriyle inşaattan otomotive, enerjiden beyaz eşyaya çok sayıda sektörün temel tedarikçilerden biri olan, 500 yıllık köklü geçmişe sahip cam sektörünün ise Türkiye ekonomisine net katma değer yaratarak büyümesini sürdürdüğünü ifade eden Özinönü şunları aktardı: “Cam sektörümüzle; geçen yıl yüzde 1,4 artışla 575 bin ton ve 815,6 milyon dolar ihracata imza atmayı başardık. En büyük ihracat pazarlarımız, Almanya, İngiltere ve İtalya oldu. 500 yıllık görkemli bir geçmişe sahip olan cam sektöründe ilk yıllarda daha çok butik olarak atölyelerde yapılan üretim, son 80 yılda endüstriyel güce ulaştı. Günümüzde cam sektörümüz ile dünyanın en seçkin üretici ülkeleri arasında yer alıyoruz. Yurtdışında yaptığı atılımlarla sektör olarak; dünya 3’üncüsüyüz. Cam ev eşyası üretiminde dünyada 1’inci, düz camda dünyada 6’ncı ve cam ambalajda dünyada 5’inci sıradayız”.
Çimento üretiminde dünya 2’ncisiyiz
Geçen yılki performanslarını paylaştığımız üç sektörümüz, net katma değer yaratan büyümeleri ve net döviz girdisi sağlayan özelliğiyle Türkiye’nin göz bebeği sektörleri arasında yer alırken, dünyada da önemli aşamalar kaydediyor. Ülke olarak; çimento ihracatında İran’ın ardından dünya 2’ncisi, Avrupa’da ise hem üretim hem de ihracatta 1’inci durumdayız. Çimento üretiminde dünya 5’incisi, tüketimde 7’nci sıradayız. Burada İran konusuna özellikle değinmek istiyorum. Bu ülkede ikili döviz kuru uygulanmaktadır. Ve ihracatçılarına avantaj sağlayan düzenlemeler yapmaktadır. Bu durum haksız rekabet yaratmakta ve İran’ın çimento ihracatında öne çıkmasında etkili olmaktadır. Seramik kaplama malzemeleri alanında ise; ihracatta dünya 5’incisi, Avrupa’da 3’üncüyüz. Seramik sağlık gereçlerinde de; Avrupa’da 1’inci, dünyada 3’üncü sırada yer alıyoruz”.
“Tarife dışı engellerle ihracatımız bloke ediliyor”
Özinönü, ihracat kaybı yaşadığımız pazarlara da dikkat çekti: “Birlik olarak ihracatta en büyük dördüncü pazarımız olan Rusya, aynı zamanda geçen yıl en çok ihracat kaybı yaşadığımız ülke oldu. Rusya’ya geçen yılki ihracat kaybı yüzde 16 düzeyinde. Aynı şekilde Gürcistan’a da yüzde 13’lük bir kayıp var. Rusya’nın çimento yatırımları yapması sonrası, bu ülkeye girişte limanlarda yaşadığımız sorunlar halen sürüyor. Açıkçası, tarife dışı engellerle ihracatımız bloke edilmektedir”.
2014 hedefi 3,9 milyar dolar; 2023 hedefi ise 7,3 milyar dolar
2014 yılı ve geleceğe ilişkin hedef ve beklentilerini paylaşan Özinönü, “Birlik olarak ihracat hedefimiz 2014 için 3,9 milyar dolar, 2023 hedefimiz ise 7,3 milyar dolardır. 10 yıl sonraki hedefimiz için üç sektör olarak her yıl ortalama yüzde 7 büyüme öngörüyoruz. Üç sektörümüz için de yeni pazarların belli bir bölge değil, AB’den Rusya’ya Ortadoğu’dan Uzakdoğu’ya tüm dünya olduğunu söyleyebiliriz. Elbette hedeflerimize ulaşma yolunda kamu desteğine de ihtiyaç duyuyoruz. Bildiğiniz gibi gerek çimento gerek cam gerekse seramik üretimi, yüksek enerji ve işçilik maliyetleri ile gerçekleştirilmektedir” dedi.
“Enerji ve işçilik maliyetlerinde iyileştirme gerekiyor”
Enerji fiyatlarındaki artış konusuna da değinen Özinönü, “Enerji fiyatları genel fiyatlar seviyesinden daha yüksek bir artış göstermiş ve maliyetlerimize olumsuz etki etmiştir. Sektörlerimizin rekabetçi yapısının korunması için enerji ve işçilik maliyetlerinde iyileştirme gerekmektedir. Sektör olarak bizler de enerji giderlerimizin düşürülmesi için yoğun bir çaba içindeyiz. Kamudan bu çabamızın da desteklenmesini istiyoruz. Var olan teşvik mevzuatına enerjinin verimli kullanımını sağlamak için ilave maddeler eklenmesi, enerjiyi verimli kullanan firmalara teşvikler, özel indirimler sağlanması gibi uygulamaların işlerlik kazanmasının sağlanması, enerjinin vergilendirmesinde AB mevzuatına uyumu, bizler için hayati önem taşımaktadır. Aksi takdirde mevcut girdi maliyetleri nedeniyle, üç sektör için de bölge coğrafyasında yurtdışı yatırımların gündeme gelmesi mümkün görünmektedir” dedi.
Özinönü, kamudan diğer taleplerini ise şöyle sıraladı:
- Var olan teşvik mevzuatına enerjinin verimli kullanımını sağlamak için ilave maddeler eklenmesi,
- Enerjiyi verimli kullanan firmalara teşvikler, özel indirimler verilmesi gibi uygulamaların işlerlik kazanmasının sağlanması,
- Enerjinin vergilendirmesinde AB mevzuatına uyumu bizler için hayati önem taşımaktadır.
Birlik olarak ayrıca;
- Hammadde kaynaklarına erişimin kolaylaştırılması, kullanımının önündeki engellerin kaldırılması,
- Demiryolu ağının genişletilmesi,
- Üretim merkezi-hammadde alanları-limanlar arasında demiryolu taşımacılığının geliştirilmesi,
- Lojistik sıkıntıların azaltılması,
- Serbest ticaret anlaşması (STA) olmayan ülkeler ile STA imzalanması, sektörümüz için ivedilikle atılması geren önemli adımlardır.
Türkiye hedef pazar olarak belirlenmiş durumda
Sektörün artan ithalat rakamlarına da dikkat çeken Özinönü, sözlerini şöyle sürdürdü: “İhracat gelirlerinden vergi almayan gerek Uzakdoğu gerekse komşu coğrafyadaki pek çok ülke, Türkiye’yi hedef pazar olarak belirlemiş durumda. Sübvanse edilmiş kalitesiz ithal ürünlerle iç pazarda rekabet etmek zorunda kalıyoruz. Ağırlıklı olarak iç pazardaki gücümüzle yurtdışını sübvanse ettiğimiz düşünülecek olursa, sektörlerimizin gerek girdi maliyetleri gerekse artan ithalat ile rekabette nasıl zorlandığını net bir şekilde görmek mümkün olacaktır. Küresel ekonomideki belirsizliklerin sıklıkla yaşandığı, koşulların hızla değiştiği günümüzde; Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesini sağlamak tüm sektörlerde olduğu gibi çimento, cam ve seramik sektörlerimiz için de ortak hedeftir. Çalışmalarımıza aynı hedef ile devam edeceğimize inancımız tamdır”.