Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, AB’yle
müzakerelerde ‘çevre faslı’nın açılmasıyla Türkiye’nin
su, atık yönetimi, hava, endüstriyel kirlilik ve doğa koruma alanlarında toplam
58 milyar 615 milyon avroluk yatırıma ihtiyacı olduğunu açıkladı. Eroğlu, dün
düzenlendiği basın toplantısında, Danimarka’nın başkenti
Kopenhag’daki iklim zirvesini ve Türkiye’nin AB çevre faslını
değerlendirdi. Kopenhag Mutabakatı’nın daha çok ‘uzlaşı’ ve
‘yol haritası’ niteliği taşıdığını anlatan Eroğlu, bu çerçevede düşük karbonlu
ekonomiye geçiş sürecine yönelik çalışmaların başlatılmasının
kararlaştırıldığını anlattı.
Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde çevre faslının 21 Aralık 2009 tarihinde
resme açıldığını anımsatan Eroğlu, faslın açılmasıyla halkın hayat
standartlarının iyileştirilmesi yönünde önemli adımlar atılacağını söyledi.
Eroğlu, “Bu adımları AB istediği için değil halkımızın hayat standartlarını
yükseltmek için yapıyoruz. Bu süreçte Türkiye’nin su, atık yönetimi, hava,
endüstriyel kirlilik ve doğa koruma alanlarında toplam 58 milyar 615 milyon
avroluk yatırıma ihtiyacı var” diye konuştu.
Eroğlu, bir gazetecinin, “Hangi alanlarda AB’den ne kadarlık geçiş süreci
talep edeceksiniz? Kopenhag zirvesi çerçevesinde de istenen emisyon hacimleriyle
ilgili hedeflerin belirlenmesiyle ilgili çalışmalar yapılıyor mu?” sorusu
üzerine şunları söyledi:
“Bizim normalde 2023-2030 yıllarına kadar tam uyum sağlayacağımızı ifade
ettik ama bazı konularda tabii daha da öne çekeceğiz. Emniyetli olması
düşüncesiyle 2023 yılı birinci hedef. İkinci hedef de bazı maddelerde 2030
yılına kadar. Diğer ülkelerde de bakarsanız, Bulgaristan, Romanya da benzer
tarihler aldılar. Biz de onlara uygun şekilde tarih alacağız. Bizim hatta katı
atık, içme suyunda çok daha önce işi tamamlayacağımızı düşünüyorum. Kyoto ile
ilgili biz daha önce BM’ye bir rapor sunmuştuk. O raporda artıştan yüzde 11’lik
azaltım teklif ettik. Bu konularda bir ön çalışma yapıldı ve yüzde 11’i de
rahatlıkla karşılayacağımız ortaya çıktı. AB’ye de sunduk. Bakanlık birimleri ve
diğer ilgili kurumlara yükler vereceğiz ve çalışmalar yoğunlaşacak, çünkü
Meksika’ya daha hazırlıklı gitmek istiyoruz.”