Çevreci Avukatlar AİHM’e Başvurdu



Cangı, yaptığı yazılı açıklamada, 11 Şubat 2005 tarihinde 4982 sayılı Bilgi Edinme Yasası uyarınca Maliye Bakanlığına başvurarak, altın madeni işletmesiyle ilgili bilgi talep ettiklerini söyledi.
Cangı, şunları kaydetti: “O dönemdeki işletmeci şirket Normandy A.Ş. ile ilgili bugüne kadar tahakkuk eden devlet hakkı ve madencilik fon parasının ödenip ödenmediğiyle miktarı, madeni işleten şirketlerin beyan edilen kurum kazançlarıyla ödenmemiş vergi borçları olup olmadığı, ruhsat sahiplerinden alınan teminatların miktar ve nevi, işletmeci şirketlerin Bakanlıklarına vergi-idari para cezası tahakkuk edip ödenmemiş borçları olup olmadığı, AİHM kararı gereğince ödenecek tazminatların sorumlu kamu görevlilerinden ve madeni yasa dışı işleten şirketlerden rücuen tahsili için bir hazırlık olup olmadığı gibi hususlarda toplam 14 başlık halinde bilgi istedik.”

Maliye Bakanlığının 1 Mart 2005 tarihli yanıtında, Vergi Usul Kanunu’nun 5. maddesini gerekçe göstererek, bilgi istemini reddettiğini belirten Cangı, “Biz de Bilgi Edinme Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca Bilgi Edinme Kuruluna başvurduk. Kurul, bilgi istemlerinin Maliye Bakanlığı tarafından yerine getirilmesine karar verdi” dedi.

Maliye Bakanlığının 13 Temmuz 2005 tarihli yazışmasıyla Bilgi Edinme Kurulunun kararına rağmen, şirket hakkında herhangi bir bilgi verilmeyeceği hususunda ısrar ettiğini ifade eden Cangı, şunları kaydetti:

“Bilgi Edinme Kurulu, bu ikinci ret kararı üzerine verdiği 5 Ağustos 2005 tarihli kararında, avukatlara, yasadan kaynaklanan bir emri yerine getirmemesi nedeniyle, sorumlular hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulanabileceklerini ve ayrıca ret kararının iptali istemiyle idari yargıda dava açabileceklerini bildirdi.

Avukatların suç duyurusunu inceleyen Maliye Bakanlığı, ilgili kamu görevlisinin yargılanmamasına karar verdi.

Avukatlar bu karara itiraz etmiş, itirazı inceleyen Ankara Bölge İdare Mahkemesi, itirazı ret etmiş ve sonuç olarak kanuna aykırı olarak işlem yaptığı Bilgi Edinme Kurulu tarafından açıkça tespit edilen kamu görevlisinin yargılanmamasını sağlamıştır.” Cangı, konuyla ilgili iç hukuk yolunu tüketmeleri ve “yasadan kaynaklanan haklarının kullanılmasının engellenmesi” gerekçeleriyle bir kez daha Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurduklarını kaydetti.