Çevreciler BTC'ye Karşı



EBRD, Bakü-Ceyhan'a finansman sağlamada tek banka haline gelince Dünya Doğayı Koruma Vakfı harekete geçti: Çevreyi tehdit eden boru hattı projesi, EBRD'nin kredi standartlarına aykırı

Avrupa Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası'nın (EBRD), Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) ham petrol boru hattına 125 milyon dolarlık finansman sağlayacağını ve diğer bankaların vereceği 125 milyon doların da kendileri aracılığıyla ödeneceğini açıklaması, çevreci kuruluşları harekete geçirdi.

'BP'ye ilettik ama...'
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), projeye finansman sağlayacak ABN Ambro ve Citigroup gibi diğer bankaları uyardı. WWF, uygulanacak BTC Boru Hattı Projesi'nin, EBRD'nin kendi standartlarına aykırı olduğunu ileri sürdü.
BTC projesi için uluslararası uzmanlara kapsamlı bir rapor hazırlatan WWF, boru hattının, EBRD ve Uluslararası Finans Örgütü'nün (IFC) kendi koyduğu standartlara, ulusal yasa ve yönetmeliklere, OECD'nin 'Çukuluslu Firmalar Yönetmeliği, AB Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Yönetmeliği ve Uluslararası En İyi Uygulamalar Yönetmeliği'ne aykırı birçok unsur içerdiğini iddia etti. WWF, BP önderliğinde belli başlı petrol şirketlerince hazırlanan projenin olumsuzluklarını şirkete ilettiğini, çözüme yönelik atılan tüm adımların ve BP'nin yanıtlarının tatmin edici olmaktan uzak olduğunu açıkladı.
Daha önce de benzer iddialarda bulunan Uluslararası Af Örgütü, Frends of the Earth, The Corner House ve Kürt İnsan Hakları Projesi adlı örgütler, IFC ile EBRD yetkililerine başvurarak istenen kredinin onaylanmamasını istemişti.

'Deprem tehlikesi var'
WWF, sismik hareketliliğin ve toprak kaymasının yoğun olduğu bir güzergâhta yapımı planlanan boru hattının çok büyük tehlikeler yaratabileceğinin dikkate alınmadığını belirtti. Kuzey Anadolu Fay Hattı'ndan da geçecek olan projenin uygulandığı bölgede her yıl 300 sismik hareket gerçekleşiyor ve boru hattının yaşam süresi boyunca bölgede yedi büyüklüğünde bir deprem olması bekleniyor.

Sulak alanlardan geçiyor
WWF-Türkiye'nin yaptığı arazi çalışmalarında, BTC boru hattının uluslararası öneme sahip iki sulak alanın içinden geçtiği de saptandı. Erzurum Ovası'nı oluşturan sulak alan ile, Sivas'ın güneyindeki Ulaş-Alaçorak gölleri, boru hattının geçtiği güzergâhta bulunuyor.
Uluslararası RAMSAR kriterlerine ve 'önemli kuş alanı' statüsüne sahip olan bu alanların, AB uyum sürecinde çevre yasalarını geliştiren Türkiye tarafından AB Kuş ve Habitat Direktifleri kapsamında koruma altına alınması gerekiyor.

İlkelere uyacaklar mı?
WWF-Türkiye Çevre Koruma Bölümü Başkanı Ahmet Birsel, "Ticari bankaların, kendi çıkarlarını ve saygınlıklarını, WWF ile diğer sivil toplum kuruluşlarının saptadığı çevresel ve sosyal riskleri dikkate alarak korumaları, BP ve EBRD gibi kuruluşların dayatmalarına karşı çıkmaları gerekiyor. Bankalar, bu kadar tartışmalı bir projeyi saygınlıkları açısından ele almak zorunda. Projenin bankalarca onaylanması, birçok boru hattı önerisine tehlikeli bir örnek oluşturacak" dedi.
Birsel ayrıca, son dönemlerde uluslararası kredi kuruluşları ve bankaların, proje finansmanlarına yönelik çevresel ve sosyal ilkeler geliştirdiğini anımsattı. Birsel, "WWF, bu ilkelerin nereye kadar uygulanacağını ve lafta kalıp kalmayacağını, BTC inşaatında sorgulama fırsatı bulacak" diye konuştu.

BTC aynı görüşte değil
Proje sahibi BTC şirketi yetkilileri ise, WWF ve diğer sivil toplum kuruluşlarının tüm eleştirilerinin yanıtının, ÇED raporu içinde yer aldığını açıkladı. BTC yetkilileri, "Örgütlerin getirdiği her türlü endişeye baktık. Birçok sivil toplum kuruluşu ve diğer ilgili tarafların görüşü ÇED ve Sosyal Etki Değerlendirme çalışmaları aşamasında ve sonrasında projenin uygulama planlarına dahil edildi. Endişeler, gerek bire bir yapılan toplantılar, gerekse proje dokümanları verilip, görüş isteyerek cevaplandı" dedi.

'Standartlara uygun'
Bu yanıtların ÇED raporunda olduğunu belirten BTC yetkilileri, şunları söyledi: "IFC, EBRD ve diğer Export Kredi ajansları da aynı şekilde projenin ÇED ve Yeniden Yerleşim Eylem planlarının hazırlanma ve uygulama aşamasında sürekli bilgilendirildi. Proje, AB ve Dünya Bankası standartlarına uygun dizayn edildi ve uygulamanın buna göre yapılması için gerekli denetim mekanizmaları kuruldu.

'Denetim çok sıkı'
Projeyi sadece IFC ve diğer kredi kuruluşları denetlemiyor. Aynı zamanda çevresel ve sosyal konularda üçüncü taraf denetimleri de yapılıyor. Örneğin, arkeoloji, kamulaştırma, istihdam ve çevresel planların uygulanıp uygulanmadığı gerek sivil toplum kuruluşları, gerekse bağımsız kuruluşlarca denetleniyor.
IFC ile EBRD'nin çevre ve sosyal uzmanları, WWF'nin sorunlu olarak nitelediği alanları inceledi, ona göre kredi onaylandı. Yedi kez yapılan bu ziyaretlerin her biri 15 gün sürdü. IFC ve EBRD düzenli olarak son iki yıldır projeyi ziyaret ediyor ve onlara düzenli rapor veriyoruz."

--------------------------------------------------------------------------------

WWF raporunda saptanan bulgular

Bakü-Tiflis- Ceyhan projesi, alternatif güzergâhın değerlendirilmesi konusunda IFC, EBRD ve Avrupa Komisyonu'nun gerekli gördüğü zorunluluklara uymuyor.

ÇED raporu sonucunda ortaya çıkacak ek masraflar, boru hattı sözleşmesini önceden imzalayan BOTAŞ tarafından ödenecek. BOTAŞ devlet kuruluşu olduğu için Türk hükümeti ödemiş olacak. Bu durum, 'kirleten öder' prensibini ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda ciddi ekonomik kriz içinde olan ülkede, hükümeti, bütçeden ödeme yapmak zorunda kalacağı için, katı çevreci kurallar koymaya isteksiz hale getiriyor.

Proje için, ÇED onayı almadan önce, IFC, EBRD ve Avrupa Konseyi prosedürlerine uygun stratejik ÇED hazırlanması gerekiyordu, yapılmadı.

Türk hükümetinin onayına sunulan ÇED raporu, IFC, EBRD ve Avrupa Konseyi kriterlerine uymuyor. Örneğin, raporda bitki örtüsü konusunda bilgi bulunmuyordu ve çevreyle ilgili olanların da ileride verileceği yazılıydı. Hükümet bu eksikliklere karşın ÇED raporuna onay verdi.

Projenin de tanımlandığı proje anlaşmaları, Ceyhan'daki deniz terminalinden yola çıkan tankerlerin petrol sızıntılarını takip etmeyi kapsamıyor. Bu yüzden de Exxon Valdez benzeri bir tanker faciası meydana gelmesi durumunda, uygulanması gereken yasal hüküm bulunmuyor. Çünkü, Exxon Valdez tankeri kaza yaptığında, Trans-Alaska boru hattının ve BP öncülüğündeki terminal operatörünün sorumlulukları, petrol sızıntısına karşı harekete geçmeyi kapsamamıştı.

ÇED raporunun kümülatif etki değerlendirmesi zayıf. Örneğin boru hattı yapımcısı BOTAŞ ile projede yüzde 6 hisseye sahip TPAO'nun halen Ulaş Gölü sulak alanından geçen BTC'yle de kesişecek başka bir büyük boru hattı inşası sürüyor. Bu durum, ÇED raporunda belirtilmemiş ve biyolojik koruma konusunda IFC uygulama prosedürlerini ihlal ediyor.

Su geçişlerinde kullanılacak yapım tekniği seçiminde uluslararası alanda en iyi çevreci uygulamalar gerçekleştirilmedi. Proje ortakları, nehir geçişleri için hendek kazılmasını öneriyor.