Türkiye’nin AB ile müzakerelerine başladığı ve uyum için 59
milyar euro’luk yatırım gerektiren çevre konusunda liste çok
kabarık. Atık toplanmasından havaya, GDO’lu üründen timsah derisi çanta yasağı
ve havuz suyuna kadar her şey ele alınıyor
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başmüzakereci
Egemen Bağış ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlu, geçen hafta Brüksel’de Türkiye’nin AB katılım müzakereleri
çerçevesinde, daha önce AB’ye üye ülkelerin uyumda en çok zorlandığı ve en
maliyetli fasıl olan çevre başlığını açtı. Yapılması gerekenler listesi yüzlerce
sayfa tutan faslın açılması, Eroğlu’nun hesabına göre, Türkiye’yi 2023’e kadar
59 milyar euro’luk (su sektörü için 34, katı atık sektörü için 9.56 ve
endüst-riyel kirlilik için 14.8 milyar euro) yükümlülük altına soktu.
Eroğlu Milliyet’e yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bu yükümlülüklerini 2013’e
kadar yerine getirmiş olacağını söylerken, çok yüksek maliyetli altyapı
yatırımları gerektiren bazı düzenlemelerin uygulamaya geçiş tarihini ise 2023
olarak gösterdi. Türkiye’de yaşanacak bu “çevresel devrim”in perde arkasında
şunlar var:
Lüks çantaya sınır
- Doğa ve biyolojik çeşitliliği koruma ile GDO’lu ürünlerle ilgili
olarak Biyogüvenlik Kanunu’nun en kısa sürede çıkarılması
öngörülüyor. - 2010’da nesli tehlike altında olan yabani hayvan ve
bitki türlerinin uluslararası ticaretine sınır getirilecek. Ayrıca “bacaktan
yakalama yöntemi” sonrası hayvanların derilerinden üretilen, timsah derisi çanta
gibi eşyaların ithalinin yasaklanmasına ilişkin düzenleme yürürlüğe
sokulacak. - Çevre faslının öne çıkardığı en önemli maddelerden biri
atık yönetimi. Atık depolama alanlarının insan sağlığına zarar vermesini, sera
etkisi yaratmasını, yeraltı sularını kirletip hava kirliliğine sebep olmasını
engellemek için 2015’e kadar atık depolama, yakma, taşıma, ayrıştırıma, geri
kazanım konusunda kapsamlı bir strateji ortaya konacak. Tehlikeli atıklar için
129 milyon, özel atıklar için 135.5 milyon, en maliyetlisi olan belediye
atıkları için 1.32 milyar euro ayrılarak sistemler kurulacak.
Kirleten ödeyecek
- “Kirleten öder” ilkesine dayalı olarak, faaliyetleri çevresel zarara
sebep olan işletmelerin bu zarardan mali olarak sorumlu tutulmasını sağlayan
kanun 2011 sonrası çıkarılacak. - Kyoto Protokolü’ne taraf olmaya bağlı
yükümlülükler kapsamında, emisyon ticaretine yönelik düzenleme ile sera
gazlarının izlenmesine dair yönetmelik 2011 sonrasına bırakılacak. -
“Çevresel Etki Değerlendirmesi” (ÇED) ve “Stratejik Çevresel Değerlendirme”
(SÇD) yönetmeliğiyle ilgili mevcut kurumsal yapının güçlendirilmesi için 27.5
milyon euro harcanacak. - Pil, kâğıt, cam ve akümülatör gibi atıkların
kontrolü yönetmeliği değiştirilerek, bunlar evsel atıklardan ayrı
toplanacak.
Atık su için yeni arıtmalar kurulacak
- 2011’de Çerçeve Su Kanunu’nun kabul edilmesi öngörülüyor.
Belediyelerin altyapı yatırımları çerçevesinde, atık su arıtma tesisleri
kurulacak veya mevcut tesisler yenilenecek. Bunun için öngörülen maliyet
yaklaşık 18 milyar euro. 6 milyarı AB kaynaklarınca finanse edilecek.
Marmara’ya özel tedbir
- Ulusal emisyon tavanlarının belirlenmesini sağlayacak yönetmelik 2011
sonrasına bırakılmış durumda. Hava Kalitesi Çerçeve Direktifi altyapı
yatırımları için 26.5 milyon euro ulusal bütçeden karşılanacak. - Hava
kalitesi, 2014’e kadar Türkiye genelinde bulunacak 209 hava kalitesi ölçüm
istasyonu tarafından izlenecek. Marmara’ya özel olarak hava kalitesinin
geliştirilmesi projesi yürürlüğe sokulacak. - 2011 sonrasında atılacak
en dikkat çekici adımlardan biri ekoetiket yönetmeliği olacak. Çevre dostu
ürünlerin yaygınlaştırılması için tüketicilerle bilimsel bilgiler
paylaşılacak.
Havuz suları için standart
- 2015’e kadar boya, vernik gibi ürünlerde uçucu organik bileşiklerin
emisyonları sınırlandırılacak, insan sağlığını tehdit etmeyen boya kriterleri
oluşturulacak. - Yüzme havuzu ve kaplıca gibi tedavi amaçlı sular
haricinde diğer yüzme sularına yüksek kalite standartları getirilecek. Klor gibi
bazı kimyasal ve mikrobiyolojik maddelerin kullanımı belirli oranların altına
düşürülecek. - Geçen yıl Türkiye’den Rusya’ya gönderilen domateslerde
insan sağlığına zarar verecek boyutta bulunan “pestisit”, asbest ve diğer
tehlikeli kimyasalların uluslararası ticareti prosedürü için adımlar
atılacak.