CHP'den Gökçeada için Teklif



DHA'nın haberine göre, Gökçeada'nın 40 kilometre batısında Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı verilerine göre 6.5, Amerika Jeoloji Araştırmaları Kurumu verilerine göre de 6.9 büyüklüğünde bir deprem olduğunu hatırlatan CHP'li Vekil Sarıbaş, Ege ve Marmara bölgelerinin büyük bir bölümünde hissedilen sarsıntının Gökçeada başta olmak üzere Çanakkale ve Edirne'deki binalarda hasar oluşturduğunu, 276 vatandaşın ise yaralandığını vurguladı. Ege Denizi'nde 20'nci yüzyılın başından itibaren sıklıkla orta ve büyük şiddette depremler yaşandığını belirten Sarıbaş, önergesinde şu ifadelere yer verdi:

"1912 yılında 7.6 ile en büyüğü gerçekleşmiştir. Ülkemizde, coğrafi özellikleri nedeniyle sık aralıklarla büyük şiddette depremler yaşanmakta olmasına rağmen ne yazık ki bu konuda toplumsal ve yönetimsel hafıza oluşturulamamıştır. Milat olarak kabul edilen 1999 yılında yaşanan Büyük Marmara Depremi ve 12 yıl sonra 2011'de Van'da meydana gelen depremler sürecinde kentlerimiz afetlere karşı hazırlanmadığı gibi kamu arsa ve binaları, hazine ve 2B orman, otlak, mera ve tarım arazileri rant amaçlı elden çıkarılmış ve yağmacı uygulamalara açık hale getirilmiştir. Bunun sonucunda kentlerimizde kentsel ve ekolojik rezervler giderek yok olmuştur. AKP İktidarı, depremlere yönelik önlemlerle ilgili çalışmaları öncelikli ve yaşamsal öneme sahip bir konu olarak görmek ve planlama süreçlerini toplumsal yararı gözeten, katılımcı, şeffaf ve denetlenebilir yollarla yürütme yerine 'kentsel rant' odaklı politikalarını ısrarla sürdürmektedir. Yaşanan acılara ve maddi kayıplara rağmen gerekli dersler çıkarılmamış, başlangıçta alınan kimi tedbirler dahi ortadan kaldırılmış ve hatta yeni riskleri davet eden kararlar alarak bu uygulamalara hız verilmiştir. İstanbul örneğinde olduğu gibi Afete Yönelik Acil Eylem Planı'na göre olası bir depremde kullanılması planlanan toplanma alanlarında, imar planlarında yapılan değişikliklerle iş merkezi, alışveriş merkezi, toplu konut ve stat inşa edilmesinde bir sakınca görülmemiştir. Göç, kaçak yapılaşma ve gecekondulaşma süreçlerinin ardından kentsel dönüşüm ve yenileme süreçleri ile kentsel doku, tarihsel miras ve doğal çevre bozulmakta ve kentlerimiz geri dönülemez tahribat ve yıkımlar yaşamaktadır."

Gökçeada depreminde şans eseri can kaybının yaşanmadığını vurgulayan Sarıbaş, önergesini şu cümlelerle noktaladı:

"Daha önceki felaketlerde olduğu gibi kültürel ve tarihsel miras olan yapıların hasar görmesine ve nitelikli yerel mimari örneklerinin yitip gitmesine neden olmuştur. Deprem 'doğa olaylarının afete dönüşmemesi için gerekli tedbirlerin alınması' yönünde ülke yönetimini ve bizleri bir kez daha uyarmıştır. Afetler ve kriz durumlarında başarılı iyileşme süreçleri, müdahalede yer alan tüm aktörlerin koordinasyonu ve işbirliği ile mümkündür. Afet ve afet sonrası süreçlerin yönetimi hakkında merkezi-yerel yönetimlerce geliştirilecek politikaların bilim insanlarını meslek odalarını, akademik kuruluşları ve ilgili tüm kesimleri dikkate alarak oluşturulması zorunludur. Bu nedenlerle 24 Mayıs 2014 tarihinde Gökçeada'da meydana gelen depremin yol açtığı zararların tespit edilmesi, büyük bir bölümü sit alanında olan tarihi yapıların bir an önce yapılabilmesi, ayakta kalanlarında güçlendirilerek sahip çıkılması için alınması gereken önlemler ile hasarda zarar gören vatandaşlarımıza yapılacak maddi ve teknik yardımların belirlenmesi amacı ile Anayasanın 98'inci İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince bir araştırma komisyonu kurularak konunun araştırılmasını arz ederiz"