Çolakoğlu, Konteyner Devi Çin’e Kafa Tutuyor



Konyetner üreticisi Med Union Containers'in kurucu ortağı Kemal Çolakoğlu, çivi pazarını bıraktığı Çinlilere bu alanda rakip oldu. Dünyada yıllık 1.5 milyon ton olan konteyner pazarında Çinlilerin haksız rekabetine karşı ayakta durduklarını söyleyen Çolakoğlu, en iyi müşterilerinin ABD ordusu olduğunu belirtti.

EGE Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Meclis Başkanı Kemal Çolakoğlu, 12 yıl önce Japonlar'ın önerisiyle girdiği konteyner sektöründe bugün Çin'e kafa tutabilen tek üretici konumunda. Çin Hükümeti'nin üreticilerine sağladığı ciddi sübvansiyon desteğine rağmen ayakta kaldığını vurgulayan Çolakoğlu, dünyadaki diğer üreticilerin son on yılda piyasadan çekilmek zorunda kaldığına dikkat çekiyor. Çolakoğlu, ‘‘Avrupa'ya olan yakınlığımız ve siparişleri onlardan çok daha hızlı karşılabilmemiz bizi Çinliler'e karşı avantajlı hale getiriyor. Kurulduğumuzdan bu yana Amerikan Ordusu'nun sürekli müşterimiz olması bizi ayakta tutuyor’’ diyor ve ekliyor:

‘‘Savaş nedeniyle Amerikan Ordusu'nun siparişlerinde bir artış yok. Zaten son on yıldır sattığımız konteynerlar yüzünden yenilerine ihtiyaç duyacağını da sanmıyorum.’’

Med Union Containers'in kurucu ortağı Kemal Çolakoğlu ile konteynerdan savaşa, Türk ekonomisinden doğal felaketlerde çadır yerine konteyner ev kullanılmasına ilişkin projelerine uzanan bir konuşma yaptık.

Konteyner işine nasıl girdiniz?

- Çolakoğlu Grubu, benim kuzenlerimin. Onların Japon Mitsui ile demir çelikten dolayı ilişkileri vardı. Mitsui, ileride Avrupa'nın kaliteli bir konteyner üreticisine ihtiyacı olacağına inandığı Türkiye'de böyle bir yatırım önerdi. Biz de ağabeyimle birlikte çivi üretip ABD'ye ihraç ediyorduk. 1989'da ABD'ye ihracatta uygulanan sübvansiyon kalkınca piyasayı Çinliler'e bıraktık. Manisa'daki fabrikamız bir gecede işsiz kalmıştı. Biz de ne iş yapalım diye araştırırken kuzenlerim bu sektörü önerdi.

Dünyada hangi ülkelerde konteyner üretiliyor?

- Med Union Containers, üretiminin tamamını ihraç ediyor. Şu anda üretim hattı açısından dünyanın en büyük üçüncü konteyner fabrikasıyız. Bu işe girdiğimiz yıllarda Tayvan, Kore, Endonezya, Singapur, Malezya, Hindistan ve İtalya da vardı. Bu ülkelerde konteyner üretimi kalmadı. Ancak son on yılda Çin'de 60'a yakın konteyner fabrikası kuruldu. Bugün en büyük rakibimiz Çin.

Taşımacılık sektöründe yılda kaç konteynere ihtiyaç oluyor?

- Dünya taşımacılığında her yıl çok büyük miktarda konteynere ihtiyaç duyuluyor. Bugün dünyada dolaşan konteyner sayısı 10 milyon civarında. Bunun her yıl yaklaşık yüzde 10'u hurdaya çıkar, bir miktar da yeni satış talebi gelir. Yani her yıl yaklaşık 1.5 milyon konteynere ihtiyaç var. Biz bunun 50 bin adedine talibiz, gerisini Çin üretiyor.

Peki Çin bu pazarı nasıl ele geçirdi?

- Uzakdoğu'daki krizle birlikte ihracat da düştü. Bu süreçte Çin'de üretilen konteynerlar yeni pazar bulamadı. Çin Hükümeti, Çinli üreticilere çok ciddi destekler sağladı, yüzde 25'e yakın sübvansiyon vermeye başladı. Gemiler de boşa çıktığı için o konteynerleri bu gemilere yükleyip Avrupa'ya göndermeye başladılar. Böylece Çin, bu pazarı ele geçirdi. Bize karşı haksız rekabet yapılıyor.

Bu haksız rekabetin önlenmesi için ne yapılması gerekiyor?

- Türkiye Gümrük Birliği ülkesi, üçüncü dünya ülkelerinin Gümrük Birliği sınırları içinde haksız rekabet yapamıyor olmaları gerek. Ama Avrupa buna ses çıkarmıyor, çünkü kendilerinin konteyner fabrikası yok. Hazır boş gelen konteynerları uygun fiyatla alıyor. Burada Türk Hükümeti'nin de bizim hakkımızı kollaması lazım. Türkiye GB'ye girerken bu mekanizmaları tam kuramadığımız için özellikle Çin ürünleri karşısında ayakta durmaya çalışıyoruz. Çin karşısında dünyada hayatta kalan ve dış pazarlarda hayat mücadelesi veren tek firmayız.

Çin karşısında daha ne kadar direnebileceğinizi düşünüyorsunuz?

- Türkiye'de gerçekten krizlerle yaşamayı öğrendik. Bu bizim için bir hayat tarzı oldu. Çok ciddi kayıplarımız oldu, ama tüm sıkıntılara rağmen ayakta kalmayı öğrendik. Avrupa'nın siparişlerinde Çin'e karşı daha hızlı hareket edebilme avantajımızı kullanıyoruz. Amerikan Ordusu da sürekli müşterimiz. Bu konuda iddialıyız. Çinliler'i bu sektörde tek başına bırakmayacağız. Zaten Çin de artık Dünya Ticaret Örgütü'ne girdi, onlar için de pembe yıllar bitiyor. Çin pazarın o tarafında kalır, biz de bu tarafında, hayatımızı sürdürmeye devam ederiz.


ABD Türkiye'ye anlayışla yaklaşmalı

Irak Savaşı ile ortaya çıkan durumu nasıl görüyorsunuz?

- Savaşı kimse arzu etmez, ama Türkiye'nin sınırlarında kaçınılmaz bir durum var. Türkiye bu savaşın içinde de, dışında da kalsa kaybı çok fazla. Sadece turizmdeki kayıp yüzde 60'a yaklaşıyor. İç piyasa kilitlendi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan Ortadoğu'ya yapılan ihracatın yüzde 50'den fazlası yok oldu. Zaten ekonomik krizden çıkma mücadelesi veren Türkiye'nin yapması gereken en önemli şey bugünkü ekonomik politikalara bağlı kalması. Türkiye bir başka krizi kaldırabilecek güçte değil.

Çadır yerine konteyner

Deprem sonrasında çadır yerine konteyner ev öneriniz ilgi görmedi mi?

- Deprem sonrasında çok ciddi bir konut ihtiyacı doğdu. O dönemde Bayındırlık Bakanlığı prefabrik ev ihalesi açtı. Biz de bire bir prefabrik evlerin ölçüsünde teklif hazırladık. Bu konteyner evler, boyu 12 metre, eni 2.5 metre, 30 metrekarelik, tuvaleti, banyosu, mutfağı olan evlerdi. Prefabrik evler bir afet anında monte ediliyor. Bir konteyner evin maliyeti 5 bin dolara yakın.

Amerikan ordusuna 10 yılda 8 bin konteyner sattı

Genellikle müşterileriniz kimler?

- Bizim iki alıcımız var. Gemicilik ve leasing şirketleri. Leasing sirketleri de bizden alır, gemicilik şirketlerine lease eder. Üçüncü büyük müşterimiz ise Amerikan Ordusu. Son on yıldır Amerikan Ordusu'na toplam 8 bin konteyner verdik. Amerikan Ordusu'nun siparişi her yıl değişir.

Savaş nedeniyle Amerikan Ordusu'nun konteyner talebinde artış oldu mu?

- Hayır, savaş yüzünden siparişlerde artış olmadı, çünkü inanıyorum ki son on yıl içinde Amerikan Ordusu'nun tüm konteyner ihtiyacını tamamladık. 1991'de Körfez Savaşı'nda bunu yaşadık. Savaş sonrasında konteyner ihtiyacı olur. Çünkü savaş sırasında kullanılan konteynerler savaş bölgesinde bırakılır, savaş sonrasında yeni ihtiyaçlar doğar.