Cumhuriyet Halk Partisi Pusula 2007

Terör, Güvenlik, Huzur CHP iktidarında tüm metropollerde huzur içinde yaşanacaktır. CHP iktidarında sokaklar kapkaççıya, evler hırsıza teslim edilmeyecek! Sokakta, evinizde, okulunuzda, işyerinizde huzur ve güvenlik içinde bir yaşam vaat ediyoruz. ........................ Bu amaçla, ceza ve infaz yasaları değiştirilecek; yakalanan kapkaççı ve hırsızların hemen tekrar sokağa bırakılmaları önlenecektir. .......................... Çocuk Islah Evleri ilk aşamada yaygınlaştırılacak; pedagojik destek ve meslek öğretimiyle çocukların topluma kazandırılmasına öncelik verilecektir. İktidar süresi içinde, eğitim, kalkınma ve istihdam projelerimizin ortak etkisiyle, çocuk suçluluğunda çarpıcı gerilemeler sağlanacaktır. ..................... Çocukların ve gençlerin boş zamanlarını değerlendirmeleri için, yerel yönetimlerden de katkı alınarak, spor, sanat, gezi, araştırma gibi sosyal projeler geliştirilecek, çocuklarımızın üretici ve yaratıcı olmaları desteklenecektir. ...................... Büyük kentlerde, halka dönük katılımcı yapılanmayla huzur ve güvenlik sağlanacaktır. Demokratik katılımcı hizmet için Semt Konseyleri Şehirlerimizde, başta güvenlik olmak üzere, kamu hizmetlerinden kaynaklanan sorunlara halkın sahip çıkması, kendi katkı ve katılımıyla bu sorunların her düzeydeki sorumlu ve yetkililere iletilebilmesi ve çözümün semt sakinleriyle birlikte elbirliğiyle sağlanması amacıyla SEMT KONSEYLERİ oluşturulacaktır. Semt Konseyleri’nde, o semtin muhtarı veya muhtarları da mutlaka görev yapacaktır. İstenildiğinde, kaymakamlık Semt Konseyleri için mekân ve eleman sağlayacaktır. Demokratik katılımlı yönetim için Başvuru Büroları Yurttaşların çeşitli konulardaki sorunlarını ve ihtiyaçlarını, her an, her düzeydeki sorumlu kurum ve kuruluşlara bürokratik engellere takılmaksızın aktarmak amacıyla her kaymakamlık ve valilikte Başvuru Büroları oluşturacağız. İhtiyaç ve talep halinde, bu büroların semt temelinde kurulmalarını da sağlayacağız. Bu bürolar, 24 saat açık kalacak, kamu görevlileri ağırlıklı olarak çalışacak ve nedeni ne olursa olsun sorunlarına çözüm arayan insanlarımızın dileklerinin ilgili kuruluşlara aktarımı, işleyişin izlenmesi, sorunlarının çözümü, sonucun başvuru sahiplerine intikalinin sağlanması ve sürecin yarattığı etkilerin takibi konularında yurttaşların ilk başvuru kapısı olacaktır. Valilik / Kaymakamlık Koordinasyon Merkezleri İller ve büyük ilçeler düzeyindeki kamu hizmetlerinin koordinasyonu için de, Semt Konseyleri ve Başvuru Büroları’ndan iletilen sorunların çözümü ve uygulamanın takibinin kesintisiz ve süratle yerine getirilmesi için Valilik /Kaymakamlık Koordinasyon Merkezleri kuracağız. Halk ile devlet arasında “Sürekli İletişim ve Etkileşim Sistemi” Yerel hizmet birimi olarak Muhtarlık, Semt Konseyleri, Başvuru Büroları ve Valilik - Kaymakamlık Koordinasyon Merkezleri’nden oluşan bir sistemle tüm kamu hizmetlerinde, devlet ile halk arasında 24 saat sürekli iletişim ve etkileşim sağlanarak, halkla ilişkiler kavramının sözde değil, özde hayata geçirilmesini sağlayacağız. Muhtarlık Sistemi, “en uçtaki kamu hizmet birimi” olarak hak ettiği öneme kavuşturulacak. Muhtarların, halkın güvenliği ve huzurunun sağlanmasında kilit bir rol oynamaları temin edilecektir. Büyük kentlerde, mahalle muhtarlıklarının boyutları büyük mahalleler bölünerek daraltılacak, zaman içinde 10 bin nüfusu geçmeyecek şekilde düzenlenecektir. Muhtarların, kendi mahalle sakinlerini bire bir tanıyarak, halkın güvenliği ve huzurunun sağlanmasında kilit bir rol oynamaları temin edilecektir. Mahalle muhtarlarının görev ve yetkileri artırılacak, muhtarlığın bir “Uç Yerel Hizmet Birimi” olarak çalışması sağlanacaktır. Muhtarlara, Semt Konseyleri’nde de etkin roller verilecektir. Mahalle muhtarları, Belediye Meclislerinde, köy muhtarları ise İl Genel Meclislerinde söz sahibi olacaklardır. Köy Kanunu değiştirilecektir Köy Kanunu değiştirilerek köylerin daha iyi yönetilmesi, köy muhtarlarının köyde devletin temsilcisi olma işlevini daha iyi yerine getirmesi, Köy Kanunu’nda var olan köy bekçilerinin ihtiyaç duyulan köylerde yeniden hayata geçirilmesi sağlanacaktır. Muhtarların özlük hakları iyileştirilecektir. Muhtarların aylıkları net asgari ücret düzeyine çıkarılacak, sosyal güvenlik primleri devlet tarafından ödenecektir. EKONOMİ .......................... Deprem Sigortası’na işlerlik kazandıracağız. Toplumda sigorta bilincinin oluşup yerleşmesini sağlayarak, risk bölgelerinden başlayarak “Zorunlu Deprem Sigortası”na işlerlik kazandıracağız. Yurt dışı müteahhitlik ve müşavirlik hizmetlerinin gelişmesini her yönüyle destekleyeceğiz. Yurt dışı müteahhitlik ve müşavirlik hizmetlerinin teminat mektubu ihtiyacının karşılanmasındaki mevcut sorunlar için Yurt Dışı Müteahhitlik Müşavirlik Hizmetleri Güvence Fonu'nu oluşturacağız. ...................... SANAYİLEŞME, BİLİŞİM, ESNAF ......................... Mevcut teşvik sistemi amaca hizmet etmiyor, sonuç vermiyor. Halen 49 ilde uygulanan “teşvik”te, vergi avantajı, arazi ve enerji desteği olmasına rağmen, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde işe yaramamıştır. Bu nedenle, yürürlükteki teşvik sistemi kökten değiştirilecektir. Çeşitli coğrafi bölgelerdeki her türlü yatırımı teşvik anlayışından, sektörem teşvik anlayışına geçeceğiz. Türkiye'nin sanayileşmede öncelikli sektörleri yeniden belirlenecek, yeni yatırımlar teşvik yoluyla bu alanlara yönlendirilecektir. Bu anlayışla, “teknoloji ve bilgi üretimine, ulusal sanayinin ve ihracatın gelişmesine, KOBİ'lere ve bölgesel kalkınmaya” yönelik yatırımlar sektör ve büyük projeler temelinde desteklenecektir. Sektörel bazlı teşviklerde, nakit desteği, prim ödemesi, vergisel avantajlar, arsa-arazi tahsisi, enerji desteği, kredi garantisi gibi tüm teşvik enstrümanlarını içeren bir “paket” yaklaşımı uygulanacaktır. ................... Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi dahil, Anadolu'nun farklı bölgelerinde “Özel Endüstri Bölgeleri” kurulmasını teşvik edeceğiz. Bu bölgelerde, bedelsiz arsa sağlayacağız, enerji maliyetlerini vergiden arındıracağız. Çalışanlara dönük olarak %100 oranında vergi ve sosyal güvenlik primi avantajı getireceğiz. Belirli üretim ve ihracat taahhütleriyle çalışacak söz konusu bölgeleri birer “ihracat üssüne” dönüştüreceğiz. .................. TARIM .................. • Sulu tarım altyapısını yaygınlaştıracağız, sulanabilecek tüm topraklarımızı 10 yılda suya kavuşturacağız. Örtü Altı Tarım (seracılık) ile Ekolojik Tarımı geliştireceğiz; ihracata yönelik olarak destekleyeceğiz. • Tarım topraklarının yabancılara satışını yasaklayacağız. ........... • Sosyoekonomik tedbirler alınarak, ormandan usulsüz faydalanmanın ve her türlü işgalin önüne geçilecektir. • Kamu yararı adı altında yapılan her türlü tahsis ve izinler, ormanların korunması, bütünlüğünün bozulmaması, daraltılmaması ve faydalarının devamlılığı gibi hususlar dikkate alınarak daha özenli ve teknik kriterlere dayandırılarak yapılacaktır. Kesin bir zorunluluk ve büyük bir toplumsal yarar olmadıkça izin ve tahsis verilmeyecektir. • Ormanların korunmasında, amenajman planları çerçevesinde orman envayi üretiminde, tohum ve fidan üretimi, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon ve orman içi mera ıslahı gibi çalışmalarda, kırsal kesimde yaşayan ve gelir düzeyi düşük orman köylülerinden yararlanılacaktır. • Orman tahdit ve kadastro işlemleri en kısa sürede tamamlanacaktır. Kadastro yanlışlarını düzelterek, orman vasfını yitirmiş olan toprakların, orada oturmakta olan çiftçinin kullanımına açacağız, tekrar tarımın hizmetine sokulmasını sağlayacağız. Bu tür alanları yozlaşmış rant ilişkilerinin değil, kırsal ekonominin ve orman köylüsünün refahını geliştirmek amacıyla değerlendireceğiz. • Orman Kanunu’nda değişiklik yaparak kestane, fıstık çamı ve incir ağaçlarının bulunduğu arazilerin mülkiyet sorununu çiftçi lehine çözümleyeceğiz. • 2/B olarak adlandırılan, orman sınırları dışına çıkartılmış olan yerlerle ilgili sorun, toplum yapımıza ve ormancılık tekniğine uygun bir biçimde adil bir şekilde çözümlenecektir. • Kentsel yerleşim alanına dönüşmüş, bu amaçla uzun yıllardır kullanılmakta olan veya turizm amaçlı kullanıma açılmış olan 2B alanlarıyla ilgili mülkiyet sorunlarını çözeceğiz. Sağlanacak kaynağı, yeni orman alanları yaratılmasında kullanacağız. • Tarım topraklarının amaç dışı kullanımını önleyeceğiz. Erozyonu önleyici önlemleri yaygınlaştıracağız. İŞSİZLİK ........... Köye Dönüş Projesi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da boşaltılan Köylere Dönüş Projesi'ne hız verilerek, çevre kentlere göç etmiş ve işsiz olanların bir kısmının tarımsal faaliyetlere dönüşü teşvik edilecek, zirai destek sağlanacaktır. ................ BÖLGESEL KALKINMA .......... “Boşaltılmış Köylere Geri Dönüş”ü, gönüllülük ve devlet desteğiyle hızla sağlayacağız. • “Köye Gönüllü Geri Dönüş Projesi”ni, devletin doğrudan maddi ve kurumsal desteği altında, göstermelik olarak değil, gerçek anlamda, gönüllülük ve güvenlik koşulları eşliğinde yaşama geçireceğiz. • Boşaltılmış köyleri hedef alan yeni bir mekânsal planlama anlayışı içinde, “sağlık, eğitim, haberleşme, kırsal altyapı” gibi zorunlu kamusal hizmetleri ve güvenliği eksiksiz sağlayacağız. ..................... Gelişmemiş yörelerde, bölgesel planlama uygulamasını etkinleştireceğiz. • Bölgesel planlamada; bölgelerin ve alt bölgelerin olanaklarını ve gelişme potansiyellerini gereğince değerlendireceğiz, bölgesel planlamanın yerleşme düzenine yansıtılmasında, dengeli kentleşme, sağlıklı yapılaşma, çevreye duyarlılık ve depreme dayanıklılığı esas alacağız. • Doğu Anadolu (Kars - Ardahan - Iğdır Alt Bölge Projesi dahil), Doğu Karadeniz, İç Anadolu, Trakya, Kastamonu merkezli Orta Karadeniz bölgelerini, Kelkit - Yeşilırmak - Çoruh - Kızılırmak - Dicle/Fırat - Filyos havzalarını kapsayan bölgesel kalkınma planlarını, kademeler halinde uygulamaya geçireceğiz. • Kuracağımız özerk Ekonomik Kalkınma Kurumu (EKK) ile, bölgesel kalkınma projelerinin uygulamasında, bölge merkezli yönetim anlayışını uygulamaya geçireceğiz. • Kars - Tiflis demiryolunu süratle tamamlayarak Doğu Anadolu ile Kafkasya ve Orta Asya arasında ekonomik ve ticari ilişkileri geliştireceğiz. KAMU YÖNETİMİ ........... • Kamu yönetiminin parçalanmasına, merkezi-yerel yönetimler arasında hizmet bütünlüğünün bozulmasına yol açan bugünkü uygulamalar düzeltilerek, merkezi ve yerel idarelerle bunlar arasındaki ilişkileri yeniden tanımlayacağız. • MERKEZİ İDARE, bugün olduğu gibi, kamu hizmeti üretme sorumluluğunu üzerinden atmak amacıyla değil, kamu hizmetlerinde etkinliği sağlamak amacıyla yerel idarelerle hizmetleri bölüşecektir. Ancak hizmet bölüşümü, hizmet-kaynak dengesini gözeten bir bütünlük içinde gerçekleştirilecektir. • Daha derin bağımlılık ilişkileri yaratan “borçlanmacı belediyecilik” anlayışına son verilecek; güçsüz yerel yönetimleri, güçlü çok uluslu şirketler ve finans kuruluşlarıyla karşı karşıya getiren mali bağımlılık süreçlerine müdahale edeceğiz. • Türkiye'nin gereksinimlerine uygun bir kamu yönetimi reformu gerçekleştireceğiz. Küreselleşme adına yerelleşmeyi ve çok sayıda yerel iktidar odağı oluşturmayı dayatan, çağdaş bir yerel yönetim modeli maskesi altında ulusal çıkar eksenli olarak örgütlenmiş merkezi devlete rakip olarak cemaat/tarikat/şirket ve çok uluslu şirketler eksenini geliştirmeye çalışan, bunun için militan kadrolaşmasını başlatan, idari federalizm öngörerek üniter yapıyı tehdit eden mevcut yerelleştirme projesi tümüyle tasfiye edilecektir. ..................... Yerel yönetimleri mali özerkliğe kavuşturacağız ancak denetimlerini etkinleştireceğiz. • Yerel yönetimleri mali yönden merkeze bağımlılıktan kurtararak, öz kaynağa dayanan yeni bir mali yapıya kavuşturacağız. • Halkın katkı ve katılımı artırılacak: Yerel yönetimler üzerindeki gözetim, sorgulama, denetim ve sorumluluğun paylaşımını etkin bir hale getireceğiz. • Yerel yönetim şirketleri denetlenecek, değerlendirilecek: Yerel yönetimlerce kurulan ve yolsuzlukla savurganlığın kaynağı haline gelen, başta şirketler olmak üzere, tüm ekonomik girişimleri etkin bir denetime tabi tutarak, hangi alan ve konularda kurulabileceklerini belirleyeceğiz. • Belde nüfusu 10.000 ve üzerinde olan ancak öz kaynakları ve alt yapısı yetersiz olan, üstelik nüfus ölçütü bakımından BEL-DES Projesi’nden faydalanamayan tüm belediyelere hiçbir ayrım gözetmeksizin her türlü mali ve teknik destek sağlayacağız. • Yerel yönetimlerin, başta belediyeler olmak üzere kendilerine tanınan yönetsel ve mali özerkliklerini Cumhuriyet ve laiklik karşıtı amaçlarla kullanarak ve ayrıca savurganlık, yolsuzluk, adam kayırma, müteahhit kayırma, dinci ve şeriatçı kadroları oluşturma gibi uygulamalarla gerçek işlevlerinden uzaklaşmalarına izin vermeyeceğiz. • Yerel yönetimler, öncelikle halkın günlük yaşamıyla ilgili gereksinim ve beklentilerini karşılayacak bir yapıya kavuşturulacaktır: Hukuki ve demokratik denetim yoluyla, suç işleyen, yerel yönetim kaynaklarını çıkar gruplarıyla birlikte paylaşan seçilmiş veya atanmış yöneticiler ve personel ayıklanarak, yargı yoluyla görevlerine son verilecektir. • Bugünkü yapıları itibariyle köylerimiz yasalarla kendilerine verilen görevleri yürütebilecek kaynak, örgüt ve personele sahip değildir. Bu nedenle köy yönetimlerinin sorumluluğunda olan pek çok görev, merkezi yönetimin taşra teşkilatı eliyle yürütülmektedir. Kırsal yerleşimlerin (köyler ve kasaba belediyeleri) daha çok nüfusla ve daha geniş alan boyutunda toplulaştırılmaları özendirilecek; kırsal alan için kalkınma önerisini mekâna yansıtan, kırsal alanda nüfus tutma ve istihdam yaratma işlevlerini karşılayacak ÖNCÜ BİR MODEL gerçekleştireceğiz. İSTANBUL ÖZEL YÖNETİMİ, İSTANBUL'U YAŞANABİLİR BİR KENT YAPACAK İstanbul, ülkemizde diğer 80 ilin yönetildiği modelle yönetilememektedir. • İstanbul'un sorunlarıyla çevre illerin sorunları iç içe ve karşılıklı olarak bölgesel düzeyde etkileşim içindedir. İstanbul için özel bir yönetim modeli gerçekleştirilirken, çevre illeri de yeni modelin içinde düşünmek zorunludur. • İstanbul'da pek çok kamusal hizmet yeterince etkili bir biçimde yerine getirilememektedir. Aynı hizmet dalında birden çok yetkili ve görevli birim bulunmaktadır. Yönetim birimleri arasında etkin bir işbirliği ve eşgüdüm sağlanamamaktadır. Çok başlı ve parçalı yönetim yapısı ve eşgüdümsüzlük, kaynakların dağılımı ve kullanımında savurganlığa neden olmaktadır. Bu nedenle sistem pahalı işlemektedir. Demokratik, hukuki ve idari etkin bir denetim sistemi kurulamamıştır. Katılım ve ortaklık mekanizmaları işletilmemektedir. Bilim ve teknolojiden yeterince yararlanılamamıştır. Doğal, tarihi ve kültürel çevre korunamamaktadır. Yargı sistemi etkin bir biçimde işleyememektedir. İstanbul'a özgü özel yönetim ayrıcalık değil, ulusal sorumluluktur. • İstanbul bir dünya kenti ve dünya mirasıdır. İstanbul'un yerel, bölgesel ve evrensel konumu sorgulanarak; yeni yönetim modelinin etkin, demokratik ve yönetim bilimi ilkelerine uygun olarak biçimlendirilmesine özen gösterilecektir. • Yeni yönetim modeli oluşturulurken, sürdürülebilirlik, hizmette yerindelik, yerinden yönetim, saydamlık, açıklık, hesap verebilirlik, katılım ve bilimsellik ölçütlerine tam uyum gösterilecektir. Yeni yönetim modelinde, İstanbul doğal afetlere karşı hazırlı olacaktır. • İstanbul'a özgü bir yönetim modeli oluşturulması ayrıcalık değil, ulusal bir sorumluluktur. İstanbul yönetiminin alacağı tüm kararlar, ulusal kalkınma planı ve yıllık programlarla uyumlu olacaktır. İstanbul'un mevcut il sınırlarını aşan bölgesel etki alanını dikkate alan bir megapol kent modeli kurgulanacaktır. Yeni yönetim modeline uygun mali kaynaklar yaratılacaktır. • İstanbul'un yönetim koşulları dikkate alınarak kent merkezindeki kaymakamların görev, yetki ve sorumlulukları artırılacaktır. Yerel halkın güvenini kazanmış mahalle muhtarlarının yetkileri artırılacak, kimi kamu görevlerinin mahalle muhtarlarınca yürütülmesi sağlanacaktır. • Yeni yönetim modelinde, İstanbul ve etkileşim alanında yeni yönetimin temel görevi, planlama, eşgüdüm izleme, denetleme ve güvenliğin sağlanması olacaktır. • Ülkenin genel yönetsel yapısıyla ters düşmeden, yeni yönetim modeli süreç içerisinde yavaş yavaş oluşturulacaktır. KENTLERE, GÜVENSİZLİK VE YOKSULLUK DEĞİL, HUZUR VE GELİŞME EGEMEN OLACAK Metropollere “girişte vize zihniyeti” gidecek, “göç veren bölgeleri kalkındırma anlayışı” gelecek! Huzurlu ve güvenli kentler. Kamu kaynaklarını hesapsız-kitapsız, plansız-programsız, şaibeli projelerinde çarçur eden kamu yönetimi ve yerel yönetim anlayışı gidecek; kentlerde yaşamak daha güvenli, daha sağlıklı ve daha kolay hale gelecek. Kentleri talan alanı olmaktan kurtaracağız. Kent rantları yağmasına, imar ve ihale yolsuzluklarına, insan onurunu çiğneyen ianeci yerel yönetim anlayışına son vereceğiz. Sıfır Açlık Projesi. Kent yoksulluğuyla, lütuf veya sadakayla değil, nüfus kâğıdı taşıyan her yoksul aileye, insanca yaşatacak bir aylık geliri “Vatandaşlık Hakkı” olarak vererek mücadele edeceğiz. Yoksullukla mücadeleyi, “İş Bulmaya, İş Kurmaya Yardım” anlayışıyla sürdüreceğiz. Kaynakları halka hizmete aktaracağız. Halkın vergileriyle oluşan kamu kaynaklarını, yandaşları zengin etmeye değil, vatandaşları kalkındırmaya harcayacağız. Hesapsız borçlanmaya son. Yerel yönetim projelerinin finansmanında keyfi ve kontrolsüz şekilde borçlanılarak, gelecek kuşakların refahının ipotek altına alınmasına son vereceğiz. Planlı kentleşme dönemini başlatacağız. Plan ve projelerin hazırlanmasında, imar planlarında değişikliğe gidilmesinde ve kent düzeyinde karar süreçlerinde kent halkının katılımını mutlaka sağlayacağız. Arıtma ve katı atık sorunlarını çözeceğiz. Büyük kentlerde ve organize sanayi bölgelerinde, biyolojik ve kimyasal arıtma sistemlerini öncelikle tamamlayacağız. Katı atık sistemlerine gerekli finansmanı sağlayacağız. Tüm kentlere altyapı, tüm köylere içme suyu. İl ve ilçeleri, sağlıklı içme suyuna ve yeterli düzeyde kanalizasyon şebekesine kavuşturacağız. 5 yıl içinde, ülkemizde içme suyu götürülmemiş köy bırakmayacağız. Halkın nefes aldığı kamuya ait alanları koruyacağız, geliştireceğiz. Kentler, rant avcılarına, talancılara, kent mafyalarına asla teslim edilmeyecek. Rant değil, insan odaklı. Kentleşme politikalarını “kâr ve rant” temelinde değil, “ÖNCE İNSAN” ilkesi temelinde geliştireceğiz. Kentleri, yasa dışı plan değişiklikleriyle talan ettirmeyeceğiz. Gerçek ihtiyaç için kentsel dönüşüm. Gecekonduda oturanları, kiracı konumunda olanları da kapsayarak, yaşam çevrelerinden koparmadan, taşıyamayacakları mali yükümlülükler altına sokmadan kentsel dönüşüm projelerini yaşama geçirerek, tapularına, sahip oldukları sağlıklı konutlara kavuşturacağız. Bu projelerin uygulanması sürecinde, hiçbir zaman, hiçbir gecekondu sakinini kapı önüne koymayacağız, açıkta bırakmayacağız. Çocuklara, yaşlılara, kimsesizlere yaygın hizmet. Çocuklar için kreşler, yaşlı ve kimsesizler için huzurevlerini yaygınlaştıracağız. Halkımızı “dünyanın en pahalı suyu, elektriği ve doğal gazı”nı kullanmaktan kurtaracağız. Halkımız su, elektrik ve doğal gaza keyfi ve fahiş değil, makul fiyatlar ödeyecek. En temel kamu hizmetleri olan elektrik, su ve doğal gaz hizmetlerinin “piyasa malı” haline getirilmesine; halkımızın, belediyelerin işi olması gereken hizmetleri dünyanın en pahalı fiyatlarıyla satın almasına son vereceğiz. SAĞLIKLI VE DENGELİ BİR ÇEVREDE YAŞAMAK VE YETERLİ KALİTEDE KONUT SAHİBİ OLMAK TEMEL BİR HAKTIR Halkımızın konut sorununa çözüm getireceğiz. Konutta komple çözüm. Konut sorununun, “kamu arazilerinden altyapısı tamamlanmış donatılı arsalar üreterek, uygun ve sürdürülebilir finansman modelleriyle %1'den düşük faizli konut kredisi olanakları geliştirerek, yerel yönetimler ve konut kooperatiflerinin katılımıyla” çözümünü hedef alacağız. TOKİ'den dar gelirlilere konut. TOKİ üzerinden dar gelirlilere yönelik konut projelerini destekleyeceğiz. Hazine arsaları ve kamu kaynaklarını, TOKİ'nin “lüks konut projelerine” değil, “dar gelirliler için konut projelerine” tahsis edeceğiz. Kamu arsalarını lüks konut projelerine ayıran, yap-satçıyı kollayan, hasılat paylaşımlarıyla hem kamuyu, hem de vatandaşı zarara uğratan, sosyal kaygıdan uzak ve vurguncu anlayışı tamamen yok edeceğiz. Emlak Vergisi desteği. 100 m2'den küçük tek konutu olan yurttaşlarımızı Emlak Vergisi’nden muaf tutacağız. Ortaya çıkacak vergi açığını, kentsel rantların uygun bölümünün yerel yönetimlere aktarılması yoluyla karşılayacağız. Kentlerimize çağdaş düzen hakim olacak. Kamu yapılarının talanına, vurgun zihniyetli özelleştirmelere son vereceğiz… Okul, hastane ve gar binaları satılmayacak. Özel çıkarlar adına kamu taşınmazlarını talan etme, peşkeş çekme anlayışına, vurguncu özelleştirmelere son vereceğiz. Kamu binalarının geri alınması işlemlerini derhal başlatacağız. Trafik kargaşasına son vereceğiz. Yayaların güvenliğini, kent içinde hızlı ve ucuz ulaşımı, toplu taşımacılığı önemseyeceğiz. Bu amaçla, alternatif ulaşım türleri ve sistemlerini devreye sokacağız. VATANDAŞI, DEPREM TEHDİDİ KARŞISINDA KADERİYLE BAŞ BAŞA BIRAKMAYACAĞIZ Depremi göğüsleyecek güvenli yaşam ortamları yaratmak devletin öncelikli görevidir. Vatandaşın depremin yaratacağı tehlikelerden korunması, öncelikli meselemizdir. Vatandaşın devlete ve onun kurumlarına güvenini yeniden tesis edeceğiz. Deprem Konseyi’ne yeniden işlerlik getireceğiz. Yerel yönetimler, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile TOKİ arasındaki yetki karmaşasını gidereceğiz. Bir Başbakan Yardımcısını, tüm çalışmaların koordinasyonundan sorumlu kılacağız. Halkımız kimin neden sorumlu olduğunu, kimden hesap soracağını bilecektir. Fay hatlarına duyarlı bir uzun vadeli Yerleşim Planı’nı yürürlüğe koyacağız. Topluma ait tüm kamu yapılarını kısa zamanda depreme dayanıklı kılacağız. Başta hastaneler, okullar, diğer kamu hizmet binaları, köprüler, viyadükler ve tüneller olmak üzere, halkımızın toplu olarak kullandığı tüm yapıların, bir program içinde hızla depreme dayanıklı hale getirilmesini sağlayacağız. Bu çerçevede, yapılacak işlerin neler olduğunu ve uygulama programımızı iktidarımızın ilk 3 ayı içerisinde halka açıklayacağız. Depreme dayanıklılık bakımından güven veren “konut, bina ve alt yapının” sağlanması öncelikli hedefimizdir. Deprem tehlikesi altındaki yerleşim alanlarında bulunan mevcut konut stokunun güçlendirilerek kullanılabilmesi, güçlendirilme imkânı bulunmayanların yıkılıp yeniden yapılması için vatandaşa gereken uzun vadeli ve düşük faizli kredinin temini için her türlü düzenlemeyi ivedilikle gerçekleştireceğiz; bu amaçla gerekecek kamu kaynaklarını sağlayacağız. Yeni yapılara çağdaş tekniklerle deprem korkusunu yenen kentler. Yeni yapılacak tüm yapılarda, deprem tehlikesine karşı en ileri ve güvenilir teknik kuralların ve yapı tekniklerinin uygulanmasını titizlikle gözeteceğiz. Zorunlu Deprem Sigortası. Kentlerde yeni yapılara iskan ruhsatı verilmesini “Deprem Sigortası” yaptırılması koşuluna bağlayacağız. ULAŞTIRMA Ulaştırmada Kaynakların Ve Ulaşım Yollarının Etkin Kullanımını Sağlayacağız. Ulaştırma ve iletişimde çağdaş, etkin bir yapılanmayı gerçekleştireceğiz. • Ülkemizin ulaştırma sisteminin, hızlı, güvenilir, ekonomik, kolay erişilebilir ve çevreye duyarlı bir anlayışla gelişmesini hedef alacağız. • Kara, deniz, hava ve demiryolu ulaşım ağlarında dengeli, etkin, verimli bir planlama, eşgüdüm ve yönlendirmeyi gerçekleştireceğiz. • “Ulusal Ulaşım Master Planı”nı, toplumsal ve ekonomik önceliklerimize, günümüzün ihtiyaçlarına, çağdaş ulaşım sistemlerine göre yeniden belirleyeceğiz. • Ulaştırma sektöründeki dağınık yapılanmayı toparlayacağız. Sektörle ilgili tüm kurum ve kuruluşlar arasında yakın eşgüdüm ve işbirliği sağlayacağız. Ulaştırma alt sektörlerinin birbirleriyle rekabet etmek yerine, birbirlerini tamamlayıcı ve destekleyici olmalarına özen göstereceğiz. • Yeni ulaştırma projelerinin belirlenmesinde, “Ulusal Ulaşım Master Planı”na uyum yanında, projelerin ulaştırma alt sektörlerinin daha dengeli, etkin ve verimli olarak hizmet verebilmesine sağlayacağı katkı düzeyini temel alacağız. Prestij projelerine kaynak akıtmak yerine, ekonomik getirisi olan projeler üreteceğiz. • İletişimde, ülkemizin, dünyadaki en ileri ağlara entegre olmasını hedef alacağız. Bu amaçla iletişim ağlarını ve bilgi otoyollarını hızla geliştireceğiz. • Nüfusumuzun giderek genişleyen bir bölümünün, Bilişim ve İletişim Teknolojilerine (BİT) ve internete erişimini sağlayacağız. Karayollarında satıh kalitesini yükselteceğiz, ulaşım güvenliğini artıracağız. Asfaltsız yol ayıbını ortadan kaldıracağız. 21. yüzyılda yurdumuzda halen 4000 km'den fazla devlet ve il yolu, stabilize ve toprak kaplamalıdır. Bu ayıbı ortadan kaldıracağız. Özellikle terör tehdidinin bulunduğu bölgelerde yolların mayına güvenli yapımını sağlayacağız. Mıcır tarlaları değil, kaliteli yollar yapacağız. İzmir - Ankara, Adapazarı - Afyon - Antalya, Ankara - Samsun, Bursa - Balıkesir - İzmir bölünmüş yollarını süratle tamamlayacağız. Deniz taşımacılığı geliştirilecektir. İç deniz taşımacılığı geliştirilecektir. • Taşıma sistemlerinde dengesizlikler olması nedeniyle (yük taşımacılığında karayolu payının %92, demiryolu payının %5, denizyolu payının %3 gibi) karayolu taşımacılığında yoğun trafikte oluşan kazalar ile karayollarındaki tahribatın önlenmesi için yurt içi yük ve yolcu taşımacılığı karayolundan denizyoluna kaydırılacaktır. ...................... Tersane yatırımları özendirilecektir. • Mevcut tersanelerin kira süreleri yeniden 50 yıl olarak düzenlenecektir. Dolgu yapılarak elde edilen tersane arazilerinin dolgu bedeli alınması uygulamasına son verilecektir. Kentlerimizde önce “hızlı, ucuz, kolay ulaşım”, önce “raylı sistem ve toplu taşıma”. TCDD'nin özelleştirilmesine yönelik çalışmaları durduracağız. TCDD İdaresi’ni özerk yapıya kavuşturarak, siyasi müdahalelere son vererek, doğru yatırımlar yaparak, çağdaş bir işletmecilik anlayışına kavuşturacağız. İstanbul - Ankara “gerçekten hızlı” demiryolu projesini tamamlayacağız. İstanbul - Ankara demiryolu projesinin sorunlu bölümünü oluşturan Arifiye - Eskişehir kesimine derhal başlayarak süratle bitireceğiz. Bandırma - Bursa - Osmaneli ve Muratlı - Tekirdağ demiryollarını öncelikle gerçekleştireceğiz. Başta İstanbul, Ankara ve İzmir'de olmak üzere, büyük kent merkezlerinde metro ve raylı ulaşım sistemlerini hızla geliştireceğiz. Orta ölçekli kentlerimiz için Metrobüs gibi alternatifler geliştireceğiz. Raylı sistemlerin elektro-mekanik donanımlarının ülkemizde üretilmesini sağlayacağız. Tüm önemli limanlarımızın demiryolu bağlantılarını projelendireceğiz. Blok tren uygulamasını yaygınlaştıracağız. Kent merkezlerinde yaya ağırlıklı ulaşım çözümlerini, toplu taşım sistemleriyle entegre bir şekilde uygulamaya koyarak, bilimin rehberliğinde hazırlanacak çözümler üreteceğiz. Trafik kazalarının azaltılması için her aşamada denetimi ve gerekli eğitimi gerçekleştireceğiz. ................... ÇEVRE VE TURİZM “Çevre Hakkı” Evrensel Bir İnsan Hakkıdır. Çevreye, doğaya ve tarihsel mirasa sahip çıkacağız. • Doğal, kültürel ve tarihsel çevreyi koruyacağız; çevre hukukunu sürdürülebilir kalkınmanın temel unsuru olarak ele alacağız. Başta enerji olmak üzere, üretimde çevre dostu yöntemleri destekleyeceğiz. Atık yönetimi için özel önlemler alacağız. • Çevre kirlenmesinin bedelini, kullanana ve kirletene ödettireceğiz. Ancak, bedel ödemenin sürekli bir kirletme hakkına dönüşmesine izin vermeyeceğiz. • Kentlerdeki yeşil alanları koruyacağız, rant konusuna dönüştürtmeyeceğiz. Ülkemizde kişi başına düşen yeşil alan miktarını, Avrupa standartlarına çıkartmayı hedef alacağız. • Doğa, çevre ve tarihsel mirasın korunmasında yaptırım ve denetim işlevlerinin, ağırlıkla, yerel yönetimler ve başta TEMA olmak üzere, çevreci sivil toplum kuruluşlarıyla yürütülmesini sağlayacağız. • Çevresel Etki Değerlendirmesi, formalite olarak değil, insana ve çevreye duyarlı anlayışın gereği olarak dikkatle ele alınacak. Yenilenebilir enerji kaynaklarından daha çok yararlanılmasını sağlayacağız. • Çevrenin korunmasında, uluslararası dayanışma ve işbirliğine önem vereceğiz; “Akdeniz'in Deniz Ortamı ve Kıyı Bölgelerinin Korunması Sözleşmesi” ve ilgili protokolları ile “Karadeniz'in Kirlenmeye Karşı Korunması Uluslararası Sözleşmesi”ni kararlılıkla uygulayacağız. • Biyolojik çeşitliliği, su havzalarını ve orman varlıklarını koruma altına alacağız. Erozyonla mücadeleyi, sivil toplum kuruluşlarının katkısından da yararlanarak, kararlılıkla sürdüreceğiz. Yabani bitki ve hayvan türlerinin yaşama ortamlarının korunmasına özel önem vereceğiz. • Ormanlarımızı, Ekolojik Denge kavramı içerisinde gelecek nesillere aktarabilmek için gereken kararlılık içinde olacağız. • Tarihsel, kültürel ve doğal SİT alanlarının korunmasına, kent planlamasında bu özelliklerin dikkate alınmasına özen göstereceğiz. • Küresel ısınmaya karşı mücadelede devlet ve yerel yönetimlerin sorumlulukları ve yükümlülüklerini belirleyeceğiz; ulusal stratejik politikalarımız çerçevesinde yerine getirilmesini sağlayacağız. • Küresel ısınma konusunda uluslararası bilimsel çalışmalara, bilim insanlarımız ve her kademede yetkililerimizle etkin katılım sağlayacağız. • İklim bilimi olan meteorolojiyi, kurumsal yapı, bilimsel kadrolar, araştırma imkânları açısından geliştirip destekleyeceğiz. • Tüm kent merkezlerinde, çöp ve atık rehabilitasyon projelerinin hızla uygulanmasını sağlayacağız. • Türkiye'deki sera gazlarının gerçek değerlerinin tespitinin yapılmasını sağlayacağız. • Küresel ısınmayla mücadele için ulaştırmada deniz ve demiryollarıyla toplu taşımacılığın kullanımına ağırlık vereceğiz. • Termik santrallerde yakma teknolojilerinin iyileştirilmesini zorunlu kılacağız; kaliteli yakıt kullanımını, az karbon, yüksek verim içeren teknolojilerin uygulanmasını sağlayacağız. • Tarım politikalarımızda, küresel ısınmanın sebep ve sonuçlarını dikkate alarak gerekli düzenlemeleri yapacağız. • Ulusal Su Tedarik ve Kullanım Programı’nı geliştirerek, uygulamaya koyacağız. Enerji ve su kullanımında tasarrufu sağlayan uygulamaları destekleyeceğiz. Turizm, Türkiye'nin İstihdam, Zenginleşme Ve Dünyayla Kucaklaşma Kaynağıdır. Demokrasi ve laikliğin olduğu yerde kitle turizmi sağlıklı yaşar, çağdaş standartlarda gelişir, dünyayı kucaklar. • İlgili kamu kuruluşları, meslek birlik ve odaları, yatırımcı kuruluşlar, sendikalar ve hizmet alan tüketici dernek ve temsilcilerinden oluşacak Turizm Konseyi’ni kuracağız. • Ülke turizmini bölge ve tür açısından çeşitlendireceğiz. Kongre turizmine özel önem vereceğiz. Dinlenme hakkının doğal parçası olarak iç turizmi destekleyeceğiz. • Türk turizminin markalaşması yolunda somut adımlar atacağız. Festival ve fuarları ülke turizminin ana öğelerine dönüştüreceğiz. • Sahip olduğumuz doğal ve kültürel kaynaklarımızı koruyarak, turizme etkin bir çerçevede katkı sağlamalarını hedef alacağız. • Müze, ören yerleri ile milli parkların korunmasını ve bakımını en üst düzeye çıkaracağız. Bu alanları, gelecek nesillere korunup kollanarak bırakılacak şekilde turizme kazandıracağız. • Tesislerin hangi süreçte ve hangi bölgelere yapılacağını gerçekçi bir Master Plan çerçevesinde belirleyeceğiz. Bu plana uygun teşvik sistemi uygulayacağız. Turizm alanlarında ulaşım ve diğer altyapı sorunlarını bu plan doğrultusunda çözeceğiz. • “Sürdürülebilir bir turizm yatırımı” için ülkemizin özgün doku ve kültürünü gözetecek, bilinçli bir turizm atılımı gerçekleştireceğiz. Korunan bir doğa ve kültürün, turizmin asıl ve kalıcı girdisi olduğunu unutmayacağız. • Mevcut turizm tesislerinin yenilenmesiyle Avrupa ülkelerinde hızla yükselmekte olan yaş ortalamasını dikkate alarak kaplıca ve hidroterapi merkezleri yatırımlarını teşvik edeceğiz. • Yurt dışından turist getiren tur operatörleri ve seyahat acentelerine, yurt dışından getirdikleri turistle ilgili kestikleri faturaya bağlı olarak, belli bir tutarda teşvik vereceğiz. • Avrupa ülkelerinin turizm sektörlerine göre çok yüksek düzeyde olan alkollü içecekler ÖTV oranını indireceğiz. • Turizmde sürekli meslek içi eğitimin yaygınlaşmasını teşvik edeceğiz. • Türkiye turizminin tanıtımına yönelik yeni vizyon geliştireceğiz; tanıtım misyonunu güçlendireceğiz, tanıtıma yönelik kaynakların artırılmasını sağlayacağız, harcamalara etkin denetim getireceğiz.