BOLD Mimarlık kurucu ortağı Erdinç Çiftçi, 'Mimaride BIM Deneyimi? Nasıl ve Neden?' sorularının yanıtını ararken; TEAM Design Office'den inşaat yüksek mühendisi Seher Ergül, 'Yapısal Sistemlerin BIM Ortamında Çözümleri'; SN Mühendislik kurucusu, makine mühendisi Seyit Kaplan da 'Yapı Bilgi Sistemi ile Bina Servis Projeleri Çözümleri' başlıklarını ele aldı. 
Erdinç ÇiftçiTasarımı deneyimlemek için BIM
Sunumunun ilk bölümünde tasarladıkları projelerden örnekler veren ve daha sonra BIM'in ofis yönetimini nasıl şekillendirdiğini aktaran BOLD Mimarlık kurucu ortağı Erdinç Çiftçi; son olarak da BIM ile bir projenin ortaya çıkış sürecini aktardı. Mimarların iki boyutlu tasarımları anladıklarını düşündüklerini, ancak asıl 'tasarım deneyimi'nin klasik yöntemde sıralı olan iş akışının BIM ile eş zamanlı kurgulanmasıyla daha net yaşanabildiğine değinen Çiftçi; "BIM, değişikliklere hızlı tepki verebilmenizi ve işvereni de bu sürece dahil edebilmenize olanak sağlıyor. Ayrıca, tasarımınızı koruyabilmenizin önünü açarak, diğer paydaşların sizden rol çalmasının da önüne geçiyor" diye konuştu. Disiplinler arası eş zamanlı yürütülen iş akışının hem mühendislerin tasarım sürecine katılabilmesini, hem de mimarların uygulamaya daha yakın tasarımlar üretebilmesini sağladığını kaydeden Çiftçi; klasik sistem ve BIM yönetim sisteminin süreci nasıl farklılaştırdığını şöyle özetledi:
"Klasik sistemde mimar çok karar verici konumda; bu da mimar ve mühendisler arasında bir çekişmeye neden oluyor. Ancak BIM yönetim sisteminde, farklı disiplinlerin bir arada çalıştığı çoklu bir iş akışı var. Klasik sistemde alanında sınırlı bir uzmanlık söz konusuyken, BIM'de farklı disiplinlerle etkileşimli uzmanlık öne çıkıyor. Diğer bir önemli fark ise klasik sistemde sıralı bilgi akışı olurken; BIM ile eş zamanlı bir bilgi akışının sağlanması. Sıralı bilgi akışında önce mimar tasarımını yapıyor, sonra mühendisler devreye giriyor, kimi zaman uzmanlar aranmıyor bile; ancak BIM'de herkes aynı masada, bir doğru herkesin doğrusu oluyor".
Çiftçi, klasik yöntemin sonuç yani proje dökumanı odaklıyken BIM'in süreci öne çıkardığına işaret ederek; ayrıca küresel bir bilgi ağının parçası olduğunu, dikey hiyerarşiyi yataylaştırdığını da sözlerine ekledi.
Seher ErgülÇiftçi'den sonra söz alan Seher Ergül de BIM'in şirketlerde düşünsel ve yapısal değişiklikler gerektirdiğine vurgu yaparak, bu anlamda hedeflerin iyi analiz edilmesi ve firmanın buna göre yapılandırılmasının önemine değindi. BIM yaşam döngüsünün eğitimle başladığını ve bunun sürdürülebilirlik için de hayati bir öneme sahip olduğunu kaydeden Ergül; eğitimin, her aşamada yenilenmesi gereken bir konu olduğunu söyledi. İkinci aşamada entegrasyon gelirken, otomasyonun ise üçüncü aşamayı oluşturduğunu belirten Ergül; hata oranının düşmesi ve zamandan tasarruf edebilmek için otomasyonun gerekliliğine işaret etti. Son aşamayı ise 'yenilik getirmek' olarak açıklayan Ergül; her problemi BIM içinde çözmenin gerekmediğini, bu anlamda yan yazılımları kullanmanın zaman zaman daha verimli olabileceğini ifade etti. BIM ile planlama, tasarım, inşaat, kontrat süreçlerinde hataları minimalize etmenin çok kolay olduğunu ve belirsizlikle buna bağlı risklerin en aza indirilebildiğini aktaran Ergül; kalite kontrol aşamasında da verimliliğin arttığına dikkat çekti. 
Seyit KaplanGünün son konuşmacısı olan Seyit Kaplan ise tamamen BIM odaklı projeler yapmak üzere kurulmuş bir ofis olduklarına dikkat çekti. Klasik çalışma biçiminde mühendislere çok fazla alan bırakılmadığını ve onların da şantiyede ne bulacaklarını, neyi kime anlatacaklarını bilemediklerini kaydeden Kaplan; oysa BIM ile daha mimari tasarım şekillenirken öngörülerde bulunulabildiğini, şantiye sürecinin de kısaldığını belirtti. BIM ile sadece mimarlara değil, herkese bir sorumluluk verildiğine değinen Kaplan; "BIM, sadece çizim yapmanın ötesinde, daha çok mimarlık ve mühendislik yapabilmenizi; işinizi sevmenizi sağlıyor" diye konuştu.