Kirlilik Karşıtı Harita

İzmir'i dört bir yandan 'kirlilik ablukasına' alan Aliağa'daki sorunun çözümü için geniş kapsamlı bilimsel çalışma başlatıldı. ODTÜ, DEÜ, TAEK ve belediyenin birlikte yürüttüğü projeyle, öncelikle bölgenin 'kirlilik haritası' çıkarılacak. Elde edilen veriler çerçevesinde 'çevre yönetim politikası' oluşturulacak. Proje yöneticisi Prof. Dr. Gürdal Tuncel, Aliağa'daki kirliliğin yalnızca ilçenin ya da İzmir'in değil, Türkiye'nin sorunu olduğunu vurguladı. Tuncel, "Aliağa, öyle bir noktada ki, alınan önlemler bile yeni kirlilikler yaratabiliyor" diye konuştu.

Yörede yaşayanlarda sağlık sorunları ortaya çıkmasına neden olan, İzmir'i "kirlilik ablukasına" alan Aliağa'da, sorunun çözümü için ilk adım atıldı. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ve Aliağa Belediyesi'nin işbirliğiyle ilçede çevre ve hava kirliliğine karşı bilimsel çalışma başlatıldı. "İzmir-Aliağa Endüstri Bölgesinde Hava Kirliliğine Neden Olan Organik ve İnorganik Kirleticilerin Düzeylerinin, Kaynaklarının ve Sağlık Etkilerinin Belirlenmesi" adını taşıyan projeyle öncelikle kirliliğe ilişkin net verilerin elde edilmesi amaçlanıyor. Bu veriler, ileriki aşamada kirliliğin önlenmesi için taban oluşturacak.

Proje çerçevesinde, Aliağa'daki ilk ölçüm cihazı, Demokrasi Meydanı'na yerleştirildi. Proje yöneticisi ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürdal Tuncel, ölçümlerin kış ve yaz mevsimlerinde 3'er ay yapılacağını belirtti. Tuncel, "Her fabrikanın kirliliğe katkısı ne? Bunun için neler yapılabilir, kirliliği en aza indirgemek için ne gibi önlemler alınabilir? Bunları inceleyeceğiz. Kapsamlı bir çalışma yapıyoruz. 50 noktada yapılacak çalışmalar için 3 büyük istasyon yeri seçtik. Demokrasi Meydanı'nın yanı sıra Horozgediği Köyü ve Helvacı beldesinde de birer istasyon olacak. Buralarda pasif örnekleme yapacağız. Bu bölgede kirleticilerin haritasını çıkarmağa çalışacağız. Oradan hareketle de bunların oluşturdukları sağlık riskini belirleyeceğiz. Bu sağlık riskine hangi endüstri ne kadar katkıda bulunuyor. Saatlerini dökeceğiz. Onun hesabını yapacağız. Araştırmayı 6 ayda tamamlayacağız" diye konuştu.

Aliağa'daki kirliliğin yalnızca bölgenin ya da İzmir'in değil, Türkiye'nin sorunu olduğunu vurgulayan Tuncel, şunları söyledi: "Burada kullandığımız cihazların toplam maliyeti 120 bin dolar. Proje için 200 milyar lira harcama yapacağız. Bu, iki yıllık bir TÜBİTAK projesi. Bugüne kadar araştırmalar bölük pörçük yapılmış. Bu çalışmalarını daha derli toplu bir düzeyde verilerle desteklemek gerekiyor. Buradaki kirlilik hiç hoş değil. Bazı önlemler alınsa da, ilçe gelişiyor, sanayi büyümeye devam ediyor. Nemrut tarafındaki demir çelik bölgesinde çok ciddi kirlilik kaynakları var. Son zamanda biriken kül dağları yığılmış vaziyette duruyor. Bu dağlar daha da büyüyerek yükselecek. Belki de yakında 'önlem aldık' dediğimiz konularda 'keşke önlem almasaydık' diyeceğiz. Çünkü 'kirlilik yaratmayalım' diye, çıkan atığı başka bir yere götürüyorsunuz. Bu kez de buradaki elementler, yağmurla birlikte yer altı sularına karışıyor. Aliağa'nın bir çevre yönetim yaklaşımına ihtiyacı var. Bu belediyenin ve İzmir'in boyutlarını aşıyor, Türkiye boyutuna ulaşıyor."

Projede görev alanlardan DEÜ Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysen Müezzinoğlu, Aliağa'da yaptıkları çalışmalarla kirlilik oranlarını net bir şekilde bilimsel araştırmalarla kayıt altına alacaklarını belirterek, "Kirliliğin ölçüsü ve insan sağlığına zararlı olup olmadığı konusunda konuşabilmemiz için elimizde ölçümler sonucunda ortaya çıkacak net veriler olmalı" dedi. Söz konusu çalışmayla Aliağa bölgesinde kirleticilerin kaynaklarının, düzeylerinin, gösterdikleri değişimlerin ve dağılımlarının ortaya çıkarılacağını kaydeden Müezzinoğlu, bu verilerden hareket edilerek, kirleticilerin neden olduğu sağlık riskinin hesaplanması ve bütün sonuçların entegrasyonu ile "Hava Kalitesi Yönetim Planı" nın oluşturulmasının hedeflendiğini belirtti. "Böylelikle, bölgede hava kirleticilerinin oluşum ve dağılım dinamiği v e sağlık etkileri anlaşılmış ve bu etkileri en aza indirecek önlemler bir plan haline getirilmiş olacaktır" diyen Müezzinoğlu, bölgede bir sağlık riski haritasının çıkarılmasının mümkün hale geleceğini kaydetti.