Depremde Yıkılan Öğrenci Yurdu Soruşturması "Müteahhit Öldü" Gerekçesiyle Kapatıldı

(Fotoğraf: DHA)

Hatay'ın İskenderun ilçesi Kurtuluş Mahallesi'nde, 6 Şubat depremlerinde, içinde Özel İskenderun Yüksek Öğrenim Erkek Öğrenci Yurdu'nu da barındıran Büyük Çarşı İş Hanı'nın yıkılması sonucu, üniversite öğrencilerinin de arasında bulunduğu 16 kişi yaşamını yitirdi.

ANKA’da yer alan habere göre; zemin etüdü ile mimari, statik, elektrik ve sıhhi tesisat projeleri bulunmayan yapının ruhsat ve iskan süreçlerinde, proje müellifleri, fenni mesuller ve ilgili belediye tarafından yapılan kontrollerin düzensiz ve yetersiz olduğu değerlendirildi.

Binanın yapım ve iş bitimi aşamalarında ise 1975 Afet Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik hükümlerine uyulmadığı kaydedilen raporda, müteahhit Nafiz Soyer'in asli kusurlu olduğu, "fenni mesul ile statik proje sorumlusu ve Belediye Yapı Kontrol birimindeki kişilerin ise ilgili proje ve belgeler dosyada bulunmadığı için tespit edilemediği" belirtildi.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Edinilen bilgiye göre, İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma, depremin üzerinden 1000 gün geçtikten sonra "kovuşturmaya yer olmadığı" kararıyla sonuçlandırıldı. Başsavcılık, yapı müteahhidi Recep Nafiz Soyer'in 1986'da hayatını kaybettiğinin tespit edilmesi nedeniyle, hakkında kamu davası açılamayacağı gerekçesiyle bu kararı aldı.

Özel İskenderun Yüksek Öğrenim Erkek Öğrenci Yurdu'nda 19 yaşındaki oğlunu kaybeden Arzu Yaşar, avukatı İsmail Cihan Tuğcu aracılığıyla İskenderun Sulh Ceza Hakimliği'ne başvurarak, verilen "kovuşturmaya yer olmadığı" kararına itiraz etti.

İtiraz dilekçesinde, yapının fenni mesul ve teknik uygulama sorumlusunun, statik ve mimari proje müelliflerinin, 30 Mart 1976 tarihli yapı ruhsatı ile 1983–1991 yılları arasında düzenlenen yapı kullanma izin belgeleri süreçlerinde görev alan İskenderun Belediyesi Yapı Kontrol Birimi çalışanları ile diğer ilgili kamu görevlilerinin tespit edilerek, soruşturmanın bu kişiler yönünden sürdürülmesi talep edildi.

Dilekçede, soruşturmanın eksik yürütüldüğü, sorumluluk zincirinin diğer halkalarının göz ardı edildiği; belediye görevlilerinin denetim ve ruhsatlandırma yükümlülüğünü ihlal ettiği; fenni mesul ile proje müelliflerinin sorumluluğunun araştırılmadığı ve Anayasa Mahkemesi kararları uyarınca yaşam hakkı ile etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiği savunuldu.