Dışı Nostaljik İçi Son Moda Vapurlar Yolda



Ahmet Paksoy, Trabzonlu, neşeli, enerjik, 38 yaşında vizyon sahibi genç bir adam. (Fazla mı övdük ne) Aynı zamanda, İDO'nun Genel Müdürü. Ahmet Bey'le görüşmeye gardımı alıp gitmiştim. Bir sürü şikâyeti iletecek, taviz vermeyecektim. Ama Ahmet Bey'in her şeye verecek bir cevabı vardı. Hem de cevapların hepsi mantıklıydı.

Şirket-i Hayriye'de de aynı şikayetler
İDO'nun vapurları 82 noktadan kalkıyor. Yılda 500.000, günde 1200 sefer yapıyor. 25 Deniz Otobüsü, 8 Hızlı Feribot, 15 Araba Vapuru, 32 Şehir hatları Yolcu Vapuru ve Mavi Marmara Yolcu Gemisi ile İstanbul'da deniz ulaşımını sağlıyorlar. Ama yine de yetemiyorlar. Çünkü nüfus her geçen gün artıyor. Ahmet Bey, 'Mühendisim ben. Pek anlamam sosyal işlerden' dese de, deniz kültürünü yaygınlaştırmak için kültürel projelere tam destek veriyor. (Neredeyse her etkinliği vapurda yapacağız yani)
Buraya kadar herşey güzel. Ama bu yolcular niye hâlâ şikâyet etmekte? Çünkü Şirket-i Hayriye döneminde, (1854'ten 1945'e kadar Boğaziçi'nde yolcu ve yük taşımacılığı yapan vapurculuk anonim şirketi) bile şikâyetler aynıymış. Bakanlığın İDO için, özel arşivinden çıkardığı belgeler de kanıtı. Anlayacağınız, gemi sayısı, iskele sayısı, yolcu sayısı her şey değişti ama şikâyetler değişmedi demek ki.

Vapurlar bazen tıklım tıklım oluyor. Otobüsten dolmuştan bir farkı kalmıyor. 'Yok mudur yolcu sayısının bir limiti?' diye şikâyet edenlere hemen söyleyelim. İskelelerdeki turnikeler, turnikeden geçen insan sayısını kaydediyormuş. Bunun bir limiti varmış yani. Peki 'Niye hâlâ kalabalık bu vapurlar?' diyorsanız, herkes sizin gibi güvertede oturup, denizi seyretmek istediği için.

Hepimizin en çok dert yandığı ise, sefer sayılarının az olması. Seferler arasındaki zamanın en aza inmesini istiyoruz haklı olarak. Ama Ahmet Bey de haklı. Birincisi, çok fazla gemileri yok. Ama her vapurun iskeleye yanaşması, tekrar kalkması bunlar bir hayli vakit alıyor zaten. 'Yani Ayşe Teyze iskeleye geldiği anda, vapur kalksın istiyor.' dediğinde Ahmet Bey, o Ayşe Teyzelerden biri de benim dedim içimden. Oysaki sefer sayıları, tarifeleri ince ince ayarlanıyormuş. Sefer saatleri, kara toplu ulaşım araçlarıyla entegreymiş.

Halatlar tarih olacak
Ahmey Bey, yeni vapurlarla halatlarında artık nostalji olacağını müjdeliyor. Yeni vapurlar, tıpkı araba gibi biraz sağ biraz sol yaparak, iskeleye sinekkaydı yanaşacaklar. 'Vapurumu İstiyorum' kampanyasının sonucunda seçilen klasik arabalı vapur modeli de 2008'de inecekmiş denize. Dışı eski, içi yeni vapurun üst, ön ve arkası açık, güvertede oturma yerleri varmış. Vapurlar, özürlülerin, yaşlı ve bebek arabalı yolcuların kullanımına da uygun olarak dizayn edilmiş. Yeni vapurlar, 2 katlıymış ve 1500 yolcu taşıma kapasitesine sahipmiş.

Ve en önemlisi yapılan otomatik kapı sistemi sayesinde, vapur iskeleye yanaşmadan kapılar açılmayacak. Böylece daha önce vapur yanaşırken atlanılması nedeniyle yaşanan deniz kazaları önlenmiş olacak. Ahmet Bey, yaşanan kazalardan ders aldıklarını, riskleri sıfıra indirmek için çalıştıklarını söylüyor. Hâlâ deniz ulaşımından şikâyetçi olanlar ve cevaplardan tatmin olmayanlar eminim var. Yapacak bir şey yok. 100 yıl öncede varmış, aynı memnuniyetsizliğimiz. Ama ben karar verdim. Bir daha orda burda söylenmeyeceğim. Çünkü bu işi bizden daha fazla ciddiye alıp, çalıştıklarına ikna oldum.