Türkiye'nin Kadın Mimarları 'Kadın Mimar' Olmayı Konuştu

















Yapı-Endüstri Merkezi tarafından düzenlenen 'Yapı Buluşmaları', "Türkiye'nin Kadın Mimarları" başlıklı toplantıyla devam etti. İTÜ Mimarlık Fakültesi'nde gerçekleştirilen etkinlik, farklı kuşaklardan kadın mimarları bir araya getirdi. Prof. Dr. Neslihan Türkün Dostoğlu'nun moderatörlüğünü yaptığı toplantıya, konuşmacı olarak Prof. Dr. Afife Batur, Yrd. Doç. Dr. Özlem Erdoğdu Erkarslan, Y. Mimar Harika Söylemezoğlu, Dr. Mimar Semra Teber Yener, Y. Müh. Mim. Perran Doğancı, Y. Mimar Sevinç Hadi ve Mimar Tülin Hadi katıldılar. Konuşmacılar, kişisel deneyimlerinden yola çıkarak, Türkiye'de 'kadın mimar' olmayı anlattılar.

Prof. Dr. Neslihan Türkün Dostoğlu'nun, Mimarlar Odası kayıtlarına göre kadın mimarların Oda içerisindeki oranının yüzde 33'lerde kaldığını hatırlattığı sunumundan sonra söz alan Y. Mimar Harika Söylemezoğlu, Cumhuriyet'in ilk yıllarının Ankarasını görmüş birisi olarak, bugün İstanbul'a yapılanlar karşısında derin bir üzüntü yaşadığını dile getirdi.

Mimarlık Fakültesi'nde okuyan ilk 8 kız öğrenciden birisi olduğunu hatırlatan Y. Müh. Mim. Perran Doğancı ise, erkeklerin yaptığı her işi yaptığını ve bu nedenle hiçbir zaman 'kadın - erkek' ayrımı yaşamadığını söyledi. Prof. Dr. Afife Batur, "Kadın mimar ayrımına katılmıyorum. Ben, kendimi 'mimar' olarak görüyorum" diyerek, yaşadığı sorunların akademik çevreden herkesin yaşayabileceği türden sorunlar olduğuna değindi. "Ancak, benim yaşamadığım ayrımcılık, örneğin Mimarlar Odası Başkanlığı konusunda uygulanıyor" şeklinde konuşan Batur, bugüne kadar hiç kadın Mimarlar Odası Başkanı olmadığını anımsattı.

Okuldan sonra, Doğan Kuban'ın derslerinde anlattığı modern mimari yapıları görmek için Almanya'ya gittiğini ve döndükten sonra serbest çalışmak istediğini söyleyen Y. Mimar Sevinç Hadi, bu sırada İller Bankası için yaptığı projelerin Anadolu'yu görmek için iyi bir fırsat yarattığını belirtti.

Dr. Mimar Semra Teber Yener da, mimarlığın kendisi için bir çocukluk düşü olduğunu belirterek, "Küçük bir kızken tahta kutularla evler, köyler yapardım. Şimdi yaş 50'ye yaklaşıyor, ama hala aynı oyunu oynamaya devam ediyorum" diye konuştu. "Mimarlığın erkeği ve kadını olmuyor" diyen Teber Yener, profesyonel meslek hayatına Fransa'da başladığını anımsatarak, mimarlığın mekansal bir duyarlılık gerektirdiğini ve tasarım açısından kadınlarda bu duyarlılığın daha yoğun olduğunu söyledi. Fransa'da serbest çalışan bir kadın olmanın zorluklarına dikkat çeken Teber Yener, "Fransa'da tek başına işinizi yapmaya çalıştığınız zaman önce kadın, sonra akıllı kadın olarak bakıyorlar. Ben, mimar olabilmiş bir isim bilmiyorum. Türkiye'de ise, kadınların diğer mesleklerde yaşadıklarından daha fazla sorun yok, buna şantiye de dahil" dedi.

Yrd. Doç. Dr. Özlem Erdoğdu Erkarslan ise, "İlk Türk kadın mimarlardan bugüne değişen bir şey var mı?" sorusuyla başladığı konuşmasında, ilk kadın mimarların dönemin sağladığı avantajları da kullanarak aldıkları hatırı sayılır büyüklükteki işler ve yarışmalarda girdikleri derecelerle batılı meslektaşlarına göre ayrıcalıklı bir konum kazandıklarına ama yine de cam tavanı kıramadıklarına işaret etti. İlk kadın mimarların kendi sözlerini söyleyemediklerini, mesleki tartışmalarda meydanı hep erkek meslektaşlarına bıraktıklarını savunan Erdoğdu Erkarslan, sonraki kuşaklara da 'eşit oldukları' yanılsamasını bıraktıklarını dile getirdi. Eğitim sistemini de eleştiren Erdoğdu Erkarslan, "Erkek gibi düşünen kadın mimarların yetiştirildiği eğitim sistemi, gerçekten kadın erkek ayrımını ortadan kaldırıyor" tespitinde bulundu.

Son konuşmacı Mimar Tülin Hadi de, kadınların duygularını ifade etmesine yönelik pek çok meslek dalında zaten kadın sayısının azlığına değinerek, şöyle devam etti: "Birbirine çok yakın duran iki tasarım alanı var. Mimarlık ve endüstriyel ürün tasarım. Mimarlığa göre, endüstriyel ürün tasarımı alanlarında daha fazla kadın ismine rastlıyoruz. Çünkü, endüstriyel tasarım alanında tüketenler zaten kadın olduğu için beklenen de kadınların üretmesi".

Etkinlik, soru - cevaplarla sona erdi. Yapı Buluşmaları, farklı içerik konuları ve konuklarıyla, 2006 yılında da devam edecek.