Dua Edelim İzmir’de Hiç Deprem Olmasın!



Elazığ’daki depremde onlarca ölüm meydana gelmesi, birinci derece deprem kuşağında olan İzmir’de konuyu bir kez daha gündeme getirdi. Fakat ne yazık ki uzmanlar iyimmser öngörülerde bulunmadı ve tedbir alma konusunda geç kalındığına dikkat çekti. Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Zafer Alku, “İzmir’de deprem olmasın. Olursa maalesef çok fazla hasar olur. Çünkü binaların yüzde 50’si kaçak. Yani hiç mühendislik görmemiş binalar. Onların ayakta kalması çok zor” dedi.

Geçen dönem İzmir İnşaat Mühendisleri Odası Başkanlığı görevini de üstlenen Alku, Valiliğin bu konuda bir araştırma yaptığını belirterek şöyle konuştu: “Bu çalışmayı İnşaat Mühendisleri Odası ile birlikte yürüttüler. Manavkuyu, Alaybey ve Karağbağlar’da 1500 binayı kapsayan pilot bir çalışma yapıldı. Sonuçta ise binaların sadece yüzde 5’nin depreme dayanaklı olduğu belirlendi. İzmir’in durumu maalesef budur.”

Yapıların yarısı kaçak

İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Tahsin Vergin de ülkemizde yapı kalitesinin genel olarak oldukça düşük olduğunu söyledi. İzmir’de de durumun pek farklı olmadığna dikkat çeken Vergin, “Özellikle 1975 yılında çıkan yönetmelikten önceki yapılar yığma bina dediğimiz özellikte. Yani düşük kalitede. Bu da İzmir’deki yapıların yaklaşık yüzde 30’dur. Ayrıca kentteki yapıların yarısının kaçak olduğu da biliniyor. Kaçak ve denetimsiz yapılarda bir kaliteden, sağlamlıktan bahsetmek mümkün değil. Bizim temennimiz İzmir’de güçlü bir deprem olmaması. Çünkü yapı durumumuz pek içacı değil. Başta kamu binaları olmak üzere kentteki yapılar ciddi şekilde elden geçirilerek sağlamlaştırılmalıdır.”

Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Deprem Yönetimi Başkanı Profesör Dr. Atilla Uluğ da Elazığ’daki depremin Doğu Anadolu Fayı üzerinde meydana geldiğini belirterek, “Elazığ’daki deprem hemen kısa vadade İzmir’i etkilemez. Fakat İzmir’in deprem üretebilecek bölgesel ve yerel fayları var. Yani İzmir’de her zaman çeşitli büyüklüklerde deprem olasılığı var. ”     

Büyükşehir binası bile çürük

Ege Bölgesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü görevini de yürüten Prof. Uluğ kentte deprem gerçeğini göze alarak çalışmalar yürütülmesi gerektiğini belirterek  şunları söyledi: “İzmir’deki resmi binaların bile çoğunun durumu iyi değil. Bizim zorlamamızla Büyükşehir Belediye binası ile Valilik birimleri binalarında bir etüd çalışması yaptılar. Bu etüd sonunda binaların durumu çok kötü çıktı. Fakat iyileştirmeye yönelik bir şey yapılmadı. Aynı şekilde ben hastane ve okul binalarında da ciddi bir iyileştirmenin yapıldığını görmedim. Bunların yıkılıp yeniden yapılması, ya da tamamen boşaltırılarak camlarına kadar sökülerek ciddi şekilde elden geçirilip sağlamlaştırılması gerekiyor.”

Jelojik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Dr. Hasan Baykal da Türkiye’nin ve İzmir’in birinci derece deprem kuşağında olduğunun hiçbir zaman akıldan çıkırılması gerektiğini belirterek, “Zemin şartları gözönüne alındığında İzmir’de meydana gelebilecek bir depremin hasarının büyük olacağı görülüyor. Biz her zaman İç Körfez çevresindeki dolgu alanlarının imara açılmamasını savunuyoruz. Bu her yönüyle sakıncalı. Her vesile ile bunu yetkililere  ve kamuoyuna  hatırlatıyoruz” dedi.

Radius Projesi devam ediyor

İzmir’de depreme yönelik hazırlıklar açısından ilk adım, 1999 yılında hazırlanan Radius Projesi ile atıldı. Alanında, Avrupa standartlarında Türkiye’nin ilk eğitim merkezi (Toros Eğitim Merkezi)  açıldı. Eğitim merkezinde yalnızca İzmir’in değil, çevre il ve ilçelerin  itfaiye erlerine de yangın ve doğal afet eğitimi veriliyor. Toros Eğitim Merkezi’nin yanında bir de tam donanımlı Kriz Yönetim Merkezi oluşturuluyor. Coğrafi bilgi sistemleri kapsamında yapı envanteri çıkarıldı; Büyükşehir sınırları dahilindeki tüm yapıların fotoğrafları çekilerek üç boyutlu olarak bilgi teknolojileri sistemine aktarıldı; haritalar üzerine işlendi. Proje kapsamında tüm yolların, sokakların durumu, yangın muslukları, binaların kapı girişleri vs gibi bilgiler sisteme işlendi. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü ile Mayıs 2009’da imzalanan protokol kapsamında İzmir Körfezi’nde bugüne kadarki en kapsamlı araştırma yapılarak Körfez’in jeolojik yapısı net olarak ortaya konuluyor. İZSU Genel Müdürlüğü de hazırladığı “afet planı ” ile olası bir depremde kanal ve su sisteminin çökmemesi için gerekli önlemleri aldı. 565 personel, 468 araç ve çeşitli iş makineleri ile afet sonrası için hazırlığını yapan İZSU, kenti susuz bırakmamak için alternatif hatlar inşa etti. Depremlerde en çok hasara neden olan asbest çimento borular da İZSU ekiplerince “depreme dayanıklı ” borularla değiştirildi.

Kıraç’ın yorumu

İzmir Valisi Cahit Kıraç, memleketi Elazığ’da meydana gelen depremde yaşamını kaybeden hemşehrilerine başsağlığı, yaralılara acil şifa diledi. Kıraç, İzmir’deki kamu binalarında gerekli güçlendirme çalışmalarının büyük ölçüde yapıldığını belirterek, ancak kişisel bina stoklarında yapılması gerekenler olduğunu söyledi.