Dubai'de İnşaatlar Daha Temkinli Devam Ediyor



Las Vegas'taki ana bulvarın benzerini ve Gize piramidinin fosforlu bir örneğini inşa etme planları ertelendi. Ancak sadece birkaç kilometre ötedeki işçiler, daha kullanışlı bir dizi devlet destekli projede yoğun biçimde çalışıyor. Londra'daki Heathrow Havalimanı'ndan yaklaşık olarak iki kat büyük olan dev bir havalimanı kompleksi, Dubai'nin kumlarından yükseliyor. Tesis, gelecek on yılda hızla büyümesi beklenen komşu şehirlere yönelik yük ve yolcu trafiğini karşılamak için tasarlandı. Orta Doğu'nun en büyük limanı olan Cebel Ali'ye gelen gemilerden indirilen malların hızla havalimanına taşınarak hava yoluyla daha çabuk nakledilmelerini sağlayacak otoyollar genişletiliyor. Küresel ekonominin canlanmasıyla birlikte insanların şehre yeniden hücum edeceği beklentisiyle, metro ağı tüm şehre yayılıyor.

Devlet kontrolündeki yatırım devi Dubai World'de savurganlık nedeniyle geçen yıl yaşanan borç krizinin ardından akıllanan Dubai, özüne dönüyor. Palmiye biçimli devasa bir yapay ada benzeri tuhaf ve göz alıcı işler yerlerini, Dubai'nin gelişmiş Batı ile petrol zengini Orta Doğu arasında yer alan bir ticari merkez olma konumunu tekrar canlandırmaya yönelik daha pragmatik öncelikler bırakıyor.

Dubai'nin tarihini anlatan "Altın Şehir" adlı kitabın yazarı Jim Krane, "Dünya durgunluk içindeyken Dubai, havalimanı ve geniş lojistik ağı inşaatına bir an olsun ara vermedi. Küresel ekonomi toparlandığında, bu yatırımlar hazır olacak" diyor. Bir süre önce felaketin kıyısından dönmesine ve hukuk sistemiyle devletin karar alma sürecinin şeffaflıktan uzak olmasına rağmen Dubai ekonomisi, Orta Doğu'da küresel ekonomiyle en çok bütünleşmiş ekonomi olarak öne çıkıyor. Dubai artık geçmişteki aşırılıklarının bir kısmını dizginliyor. Bağımsız Orta Doğu araştırmacısı Steven Blackwell, "Dubai'de yeni bir ihtiyatlılık gözleniyor" diyor.

Dubai ekonomisi neredeyse tamamen hizmet sektörüne dayalı. İmalat, tarım veya petrol geliri yok denecek kadar az ve bu durum Dubai'yi küresel ticaret, bankacılık ve turizmdeki küresel gelişmelere bağımlı kılıyor. Arz fazlası ana iş merkezleri dışındaki bölgelerde emlak fiyatlarının çökmesine yol açtı. Şehrin dış kısımlarında yükselen gökdelenlerin fiyatları daha da düşürmesi ve ekonomik toparlanmayı zora sokması mümkün. IMF tahminlerine göre, Dubai ekonomisi 2009'daki yüzde 2,5'lik daralmanın ardından bu yıl da yüzde 0,5 daralacak. Ancak Dubai World'ün 24,9 milyar dolarlık borç öteleme planı kredi kuruluşlarınca onaylandığı için, gelecekteki görünüm değişebilir. Devlet kontrolündeki bir diğer holding olan Dubai International Capital, varlık satışı yoluyla 2,6 milyar dolarlık borcu ödemeyi planlıyor.

Dubai'nin kaderi birçok açıdan, Birleşik Arap Emirlikleri'nin lideri konumunda bulunan ve Dubai'yi kurtarmak için gönülsüzce de olsa bir çırpıda 20 milyar dolarlık kaynak sağlayan Abu Dabi'ye bağlı. İki emirlik arasındaki aile ve kabile bağları nesiller öncesine gidiyor. Petrol zenginliğine ve diplomatik nüfuza sahip Abu Dabi, Amerika Birleşik Devletleri'nin Basra Körfezi'ndeki kilit müttefiklerinden birisi. Batılı diplomatlara ve uzmanlara göre Abu Dabi, savurgan komşusu Dubai üzerindeki köklü muhafazakâr etkisini sessizce artırdı.

Dubai yetkililerini kızdırmamak için adının açıklanmasını istemeyen bir Orta Doğu uzmanı, "Dubai büyümesi ve şaşaasıyla öne çıksa da, buradaki hemen her şeyi Abu Dabi'nin kontrol ettiği belli, çünkü para onda. Aralarındaki yakın bağlar nedeniyle Abu Dabi daima Dubai'yi destekleyecek, ama bunu her konuda açık çek vermesi anlamına da gelmiyor" diyor.

Sürdürülemez nitelikteki inşaat furyasının çarpıcı bir sonla noktalanmasına ve bütün aşırılıklarına rağmen Dubai, Abu Dabi dâhil olmak üzere bütün Körfez ülkelerinin çok ilerisinde. Dünyadaki büyük şirketlerin hemen hepsi, Orta Doğu merkezlerini Dubai'de kurdu. Standard and Poor's Orta Doğu Müdür Jan Willem Plantagie, "Dubai, Orta Doğu'daki bütün şehirlerden daha iyi bir altyapıya sahip. Bu kriz Dubai'nin sonu değil" diyor.