Güneydoğu Asya ülkelerinden Myanmar’ı hafta sonunda vuran tropik Nargis
Kasırgası’nda hayatını kaybedenlerin sayısının 22 bin 500’e çıktığı açıklandı.
Ülkeyi 46 yıldır yöneten askeri cuntaya, felaketle mücadele yöntemi nedeniyle
uluslararası platformda büyük tepki gösterildi. ‘Çocukları Kurtarın’ adlı yardım
kuruluşu, can kaybının 50 bini bulacağını bildirdi.
Myanmar Sosyal
Güvenlik Bakanlığı dün sabah saatlerinde uluslararası yardım ekiplerinin ülkeye
giriş izni verileceği duyuruldu. Ancak, hazır bekleyen yardım ekiplerinin bir
kısmına vize verilmemesi nedeniyle yüz binlerce felaketzedeye yeterli miktarda
gıda ve ilaç yardımı yapılamadı. Yoğun tepkiler üzerine giriş izni verilmesiyle
başta komşu Tayland olmak üzere birçok ülkeden yardım malzemeleri Myanmar’a
ulaştırıldı.
Kapıların açılmasıyla BM Dünya Gıda Programı, ülkenin en
büyük kenti Yangun’daki hasar gören bölgelere gıda yardımı dağıtımına
başlandığını bildirdi. Ancak, yollardaki tahribat yüzünden birçok kıyı bölgesine
ulaşılamadığı belirtildi.
ABD, Myanmar’a 3 milyon dolar yardımda
bulunacağını açıklarken, İngiltere Başbakanı Gordon Brown, afet kurbanı
Myanmar’a gıda yardımı çabalarına ülkesinin 6.3 milyon euro’luk katkı yapacağı
sözünü verdi. Güney Kore, Myanmar’a çadır ve ilaç gibi malzemelerden oluşacak
100 bin dolarlık yardım yapmayı planladığını bildirdi. Danimarka da afetzedelere
1.34 milyon euro yardım kararı aldı. Bush
cuntayı eleştirdi Bu arada kendi vatandaşlarını felakete karşı
yeterince uyarmadığı nedeniyle askeri cuntayı eleştiren ABD Başkanı Bush’un eşi
Laura Bush da, “Myanmar’daki hükümetin ABD’den gelecek herhangi bir yardımı
tamamıyla geri çevirmelerinden endişe ediyorum” dedi.
Felaket bölgesinde bulunan yabancı gazeteci ve gözlemciler de yardımlara
vize izni verilmeden önce ordunun sadece üst düzey askeri yöneticilerin
bulunduğu mahallelerde yardım ve enkaz kaldırma çalışmalarını yürüttüğünü,
aralarında Budist rahiplerin de bulunduğu diğer fakir kesimlerde ise “kendi
başlarının çaresine bakmaları için halkı yalnız bıraktığı” görüşünü dile
getirdiler.
İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin muhabiri de bölgede askerlerin yardım
çalışmalarını çok yavaş yürüttüklerini aktardı. BBC muhabiri, birçok
Myanmarlının haklı olarak ordunun “sadece ortada göründüğünü ve fiilen pek bir
şey yapmadığını düşündüklerini” vurguladı.
Birçok yabancı gözlemci ordunun arama-kurtarma ve yardım çalışmalarının,
özellikle geçen yıl eylül ayında askeri yönetime karşı rahipler öncülüğünde
düzenlenen kitlesel protesto gösterilerine müdahalesine kıyasla oldukça yavaş ve
yetersiz kaldığı görüşünde birleşti. 1 milyon kişi evsiz
kaldı Öte yandan ülkede resmi yayın organlarının verdiği bilgiye
göre ölü sayısının 22 bin 500’ü bulduğu belirtilirken, yaklaşık 1 milyon kişinin
evsiz kaldığının tahmin edildiği kaydedildi. 41 binden fazla kişinin kayıp
olduğunu aktaran yetkililer, bu nedenle ölü sayısının artmasından endişe
edildiğini söyledi.
Myanmar Sosyal Güvenlik Bakanı Maung Sve de dün yaptığı bir basın
toplantısında Bogalay kentinde yerleşim alanlarının yüzde 95’inin yıkıldığını ve
10 binden fazla kişinin öldüğünü açıkladı.
Önceki gün kasırga felaketine rağmen ülkede yeni anayasa için
referandumun planlandığı gibi 10 Mayıs’ta yapılacağını açıklayan yetkililer dün,
felaketten etkilenen 47 yerleşim biriminde referandumun 24 Mayıs’a ertelendiğini
duyurdu.
İngiliz kolonisiyken 1948’de bağımsızlığını kazanan Myanmar, 1962’den
beri askeri cunta tarafından yönetiliyor. Ülke, 1990’daki demokratik seçimlerin
sonuçlarını tanımaması ve seçimleri kazanan Milli Demokrasi Birliği’nin Nobel
ödüllü lideri Aung San Su Kyi’yi ev hapsinde tutması yüzünden siyasi ve ekonomik
tecrit halinde bulunuyor.
22 bini
aşkın kişi hayatını kaybetti
Ağaçların rüzgâr nedeniyle köklerinden söküldüğü Yangon’da sadece çatılar
değil binalar bile ‘uçtu’. Bölge halkı göl ve nehirler üzerinde seyahat ederek
çeşitli Budist tapınaklarına sığındı.