Dünyaya 17 cm Uyarısı!



Küresel ısınma ve iklim değişikliği üzerine yaptığı çalışmalar nedeniyle 2007 yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görülen Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) Başkanı Pachaurı, iklim değişliği konusunda izlenen politikaları eleştirerek, "Yanlış yönde gidiyorsan, hızının önemi yoktur" diye konuştu.

"Çok ciddi tehditlerle karşı karşıyayız"

DHA'nın haberine göre, uzun yıllardır iklim değişikliği üzerine çalışmalar yaptığını belirten Pachauri, enerji ve iklim değişliği arasındaki bağıntıyı anlatarak, "Eskiden bu adam delirmiş diyorlardı. Enerji ve iklim değişikliği arasında nasıl bir ilişki olabilir diye soruyorlardı. Oysaki ekosistemde küresel bir ısınmanın olduğu tartışılmaz. Dünya insan faaliyetlerinden giderek daha fazla etkileniyor. İnsanlar bu dünyayı öyle bir etkiliyorlar ki… İnsan faaliyetlerinin ilkim değişikliğine ne kadar katkısı olduğunu görüyoruz" diye konuştu.

"Buzullar erimeye devam ettikçe deniz suyu seviyesi giderek yükselecek"

Küresel ısınmanın deniz seviyesinde yükselmeye neden olduğunu ifade eden Rajendra K. Pachauri, deniz seviyesindeki ülkelerin ve küçük adaların daha büyük tehdit altında olduğunu ifade ederek, "Deniz seviyesinin yükselmesi konusunda Kuzey yarımküredeki buzulların erimesi ve okyanus su seviyesinin artması söz konusu. Deniz seviyesinde geçtiğimiz yaz ortalarından itibaren 17 cm'lik bir artış görüyoruz. Çok sayıda küçük adada, su seviyesi 1 metrenin üzerine çıkmış durumda. Buzullar erimeye devam ettikçe deniz suyu seviyesi giderek yükseliyor" diye konuştu.

Kuzey yarımkürede bulunan buzullar ve kar örtüsündeki meydana gelecek erimenin pek çok felaketi de beraberinde getireceğini söyleyen Pachauri, 1950'li yıllardan bu yana ağır yağışların yaşandığının altını çizdi.

"Hepimiz sorumluyuz"

Sanayileşmeyle birlikte sera gazı emisyonunun 1970-2004 arasında yüzde 70 oranında arttığını belirten Pachauri, "20. Yüzyılın ortalarından beri, yaşadığımız sıcaklık artışlarının nedeni insan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı faaliyetleridir. Artışın asıl nedeni insan faaliyetleridir. Hepimiz iklim değişikliğinden sorumluyuz. Sıcaklık artışının pek çok nedenini insan faaliyetleri oluşturuyor, çünkü insan faaliyetleri sera gazı emisyonunu artıyor" dedi.

"Gerekli gıda bulunamayacak"

Küresel ısınmanın, karbondioksit emisyonunu arttırarak özellikle tarım sektörü üzerinde olumsuz gelişmelere neden olacağının altını çizen Pachauri, "Afrika'nın bazı bölgelerinde tarımsal verimlilikte, 2020 yılına kadar yüzde 20-30 oranında düşüş yaşanacaktır. Dünyanın belirli bölgelerinde çiftçiler sadece kendi geçimlikleri için üretim gerçekleştiriyor. Eğer tarımsal etkinlik azalırsa, insanlar kendini geçindirmek için, hayatlarını idame ettirmek için gerekli gıdayı bulamayacaklar. Bu beraberinde açlık ve yetersiz beslenmeyi getirecek. Gıda güvenliği de tarımsal etkinlik azaldığı için tehlike altına girecek" ifadelerini kullandı.

Küresel ısınmanın tarımsal etkilerin yanı sıra doğal afetlerde de doğrudan etkide bulunacağını söyleyen Pachauri, "Milyonlarca insan deniz seviyesindeki yükselmeden ötürü sel felaketiyle karşılaşacak. Yağış, nem, sıcaklık gibi nedenlerden ötürü özellikle turizm sektörü değişiklikten olumsuz etkilenecek" diye konuştu.

"Dünya tek bir aile"

Nobel Barış Ödülü aldığı sırada paylaştığı bir beyanı semineri izleyenlerle tekrar paylaşan Pachauri, "Dünya tek bir aile. 'Oturduğumuz yerde güvenliyiz, diğerleri ne yaparsa yapsın' gibi bir düşünce benimsemeyiz. Küreselleşmiş bir toplumda yaşıyoruz. Somali'de veya Sudan'da yaşanan bir olayın hepimiz üzerinde doğrudan etkisi var. Dünyanın pek çok yerinde felaketler yaşanacak ve toplumlar bu felaketleri yaşayacaklar. Su kaynaklarımızın azalması nedeniyle tarım ürünleri azalacak. Dağlardaki kar örtüsü azalacak. Birçok hayvan türü tükenecek. Özellikle turizm sektörü gelişmelerden etkilenecek. Su kaynakları kuruyacak, ölüm oranları artacak. Gelişmekte olan ülkelerde yaşayan insanlar altyapı yetersizliği, erken uyarı sisteminin olmaması, barınak yetersizliği gibi nedenlerden dolayı bu değişimden çok daha fazla etkilenecek. 1972-2008 arasında felaketlerin yüzde 95'i gelişmekte olan ülkeleri etkilemiş. Hollanda alt yapı sistemini inşa edecek deniz seviyesindeki yükselmeyle başa çıkmayı başardı. Peki ya gelişmekte olan ülkeler?" dedi.

"Gelişmekte olan ülkeler etkileniyor"

İklim değişikliği ile mücadelede atılması gereken adımları da sıralayan Rajendra K. Pachauri, "Erken uyarı sistemi birçok hayatı kurtarabilir. Tarım sektöründe ekim uygulamalarını geliştirmemiz gerekmektedir. Araştırma- geliştirmeye daha çok bütçe ayırmamız lazım. Kuraklığa dayanıklı tohumlar üretebiliriz. Yerel seviyede yönetim gerçekleştirmezsek insanlar iklim değişikliğinin kurbanı olacaktır" ifadelerini kullandı.

"Ülkeler işbirliği yapmalı"

Toplumların iklim değişikliğinin kötü etkilerine karşı gerekli önlemleri alması gerektiğini söyleyen Pachauri, "İklim değişikliğine adapte olmak yerel seviyede bir faaliyettir. Ancak global anlamda bir şeyler yapılması lazım. İklim değişikliği için küresel ölçekte ülkelerin bir araya gelip bir şeyler yapması lazım. Yani yüksek seviyede emisyon gerçekleştiren ülkelerin iklim değişikliğinin üstesinden gelinmesi konusunda faaliyetler yapması, işbirliği yapması gerekmektedir" dedi.

Ülkeler arasındaki işbirliğinin bir maliyeti olduğu tespitinde bulunan Pachauri, "Ülke hükümetlerinin ortak faaliyetleri gerçekleştirmesi lazım. Yenilenebilir enerji kaynakları, farklı enerji üretim tekniklerini geliştirmek gerekiyor. Yenilenebilir enerji alanında bizi kurtarabilecek çok farklı olanaklar var. Örneğin güneş enerjisi ile çalışan arabalar… Yenilebilir enerji için altyapıyı oluşturmamız gerekiyor. Sürdürebilir bir gelecek istiyorsak, politikaları bu günden oluşturmamız lazım" şeklinde konuştu.

"Tekrar düşünün"

Pachauri sanayileşme ve ülkelerin hızla artan karbon emisyonu oranlarına rağmen süreçten umutlu… Farkındalığın artması ve eğitimle küresel iklim değişikliği ile daha etkin mücadele edilebileceğini ifade eden Rajendra K. Pachauri, "Değişim hızlı bir şekilde olabilir. Eğer insanlar ekosisteme verdiği zararı anlarsa derhal bir değişim olduğunu göreceksiniz. İnsanların ekosistem üzerinde yarattıkları tahribatın farkına varacaklarını ve değişimi gerçekleştireceklerini umuyorum. Yavaş yavaş kırılma noktasına geliyoruz. Bu dünyayı daha fazla kirletme hakkınız olduğunu düşünüyorsanız bunu tekrar düşünmelisiniz" diye konuştu.