'Ege Denizi'nde Deprem Kümelenmesi Var'



DHA'nın haberine göre, Ege Denizi’nde Sabaha karşı saat 03.45’de, merkez üssü Midilli Adası açıkları olan Richter ölçeğine göre 5.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yerin 17 kilometre derinliğinde meydana gelen depremin ardından bu kez, saat 08.20’de aynı bölge merkezli, 5.0 büyüklüğünde yeni bir sarsıntı daha oldu. Depremler, Ayvalık, Edremit başta olmak üzere İzmir ve Çanakkale illerinden de yoğun olarak hissedildi. Vatandaşlarda, kısa süreli paniğe neden oldu. Saat 15.00’e kadar bölgede çeşitli büyüklüklerde toplam 52 sarsıntı meydana geldi.

Sarsıntılar bir süre daha devam edebilir

Depremin ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği, Yer Fiziği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Akçığ, sarsıntıları yorumladı. Bir süredir bu bölgede deprem kümelenmesi olduğunu söyleyen Prof.Dr. Akçığ, "Bu bölgede bir deprem hareketliliğinden söz edebiliriz. O fay hattında bir hareketlilik var. Ancak 5.1’lik sarsıntıyı ana şok olarak almamız lazım. Bunun öncüleri vardır ama onları hissetmek zordur. Ama bundan sonra sabah yaşananlar ve diğerleri ise artçı şoklar, sarsıntılar. Bu sarsıntılar bir süre daha devam edebilir" dedi.

Dikkatli söylemek lazım

Bu tür depremlerin yeni depremlerin habercisi olup olmadığına yönelik olarak ise Prof.Dr. Akçığ, "Bir hareketllik gerginlik var ama, bu depremlerin şiddeti azalarak mı devam eder yoksa artarak mı belli olmaz. Yani azalacağı kesin. Daha büyüğünün olduğunu söylemek kehanet olur. Bir de bu depremde kaç kilometrelik fay hattının etkilendiğini bilmek lazım. Normalde 5 şiddeti önemli bir zarar vermez. Daha şiddetli depremlerin olacağını söylemek için bence biraz daha dikkatli konuşmak lazım" dedi. Geçen haftalarla Menderes İlçesi’nde yaşanan depremin farklı bir faydan kaynaklandığını anlatan Prof.Dr. Zafer Akçığ, ancak bu fayların aynı karaktere sahip olduklarını, yani Ege Denizi’ndeki gibi kırıklarını tamamlayıncaya kadar sarsıntıların süreceğini söyledi.

Prof.Dr. Akçığ ayrıca, Dolunay zamanında deprem olduğuna yönelik söylemlerin halk arasındaki dedikodular olduğunu, depremin dolunayla, yağmurla, havanın kapalı olmasıyla bir bağlantısının olmadığını da ifade etti.