Ekonomik Yöntemlerle Yığma Binalarda Deprem Güçlendirmesi



Foto: Zekeriya Gülün (AA)

ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Türer, Türkiye'deki 4 milyon yığma yapıdan 1 milyonunun, badana fiyatına deprem güçlendirmesinin mümkün olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Türer, 2003 yılında Dünya Bankasının açtığı bir yarışmada 4 bin civarında proje arasından seçilerek para desteği verilen 40 projeden biri olan ''Ekonomik Yöntemlerle Depreme Karşı Güçlendirme'' projesi hakkında A.A muhabirine bilgi verdi.

Türer, yığma binaların duvarlarının araba lastiğiyle güçlendirilmesine dayanan projenin çalışmalarının, sosyoloji, mimarlık, güzel sanatlar, mühendislik gibi bir çok disiplinden insanların oluşturduğu ekip tarafından tamamlandığını anlattı.

Araba lastiğinin hem sismik izolatör hem de duvar güçlendirmede etkili bir yöntem olduğunu ifade eden Türer, araba lastiği kullanılarak, yığma binaların 1 metre karesinin 1-1,5 dolar maliyetle depreme karşı güçlendirilebileceğini dile getirdi.

Sistemin, vatandaşların kendilerince de uygulanabilecek basitlikte olduğunu belirten Türer, tek katlı yığma binalarda daha verimli kullanılabilen yöntemin nasıl uygulandığını şöyle özetledi:

''Sisteme nasıl uygulanacağına ilişkin bir kitapçık bastık. Dar gelirli vatandaşların, evlerinde kendilerinin bile uygulayabileceği bir sistem. Atık araba lastiğini keserek, açıyorsunuz. Bant haline dönüştürüyorsunuz. Duvarın üstünde ve altında bir delik açıyorsunuz. Açılan lastiği, çelik gijonlarla duvara yerleştiriyorsunuz. Böylece duvar üzerinde eksenel bir basınç uygulanıyor. Bir duvarın iki yüzeyine iki tane lastik takıyoruz.

Bir duvarı iki taraftan gerdirdiğimiz için, yaklaşık 26 ton yük taşıyabiliyor. Lastik yukarıdan ve aşağıdan destek alarak, duvarı bir miktar sıkıştırıyor. Ortalama olarak bir lastik 13 ton yükü taşıyabiliyor. Bu, yaklaşık 10 tane araba ağırlığına eşit. Deprem sırasında duvarda oluşacak çatlak, lastikli katmana geldiğinde, basınç 20 küsur tonun altındaysa duvarın yıkılması engelleniyor.

''100 metre kare yapının güçlendirme maliyeti 100-150 dolar''

Kullanılmış araba lastiği bedava. Tek maliyet lastikleri birbirine bağladığımız çelik gijonlar. Bunların tanesi 2-2,5 lira. Bir de duvardaki deliğin içine lastik yırtılmasın diye ahşap takoz konuluyor. Kötü görüntüyü engellemek için de bunları briketler ve ahşap panellerle kapatıyoruz. Bu işlemin, metre kare başına 1-1,5 dolar gibi bir maliyeti oluyor. 100 metre kare bir evde, 100-150 dolara, badana parasına deprem güçlendirmesi yapılabiliyor.''

Laboratuvarlarda yaptıkları deneylerde, söz konusu yöntemle duvarların düzlem dışı dayanımını 10 katına kadar arttırabildiklerini vurgulayan Türer, ''Düzlem içi dayanımını da 2 kat arttırabildik. Binanın genelinde deprem performansı yükseldi. Öyle ki, bina dayanımını yüzde 30-40 bile arttırsanız, bazı durumlarda can kaybında, binadaki hasar miktarında azalma oluyor. Bina tümüyle yıkılacakken, ağır hasar görüp yıkılmıyor ya da ağır hasar görecekken, hafif hasar görüyor'' diye konuştu.

Deprem güçlendirmesinin Türkiye'nin önemli sorunlarından olduğuna dikkati çeken Türer, ''Bu sorunu ekonomik yöntemlerle çözmek gibi bir şansımız var. Biz sistem uygulanabilecek aşamaya getirdik. Ama daha da geliştirilmesi mümkün. Bu amaçla, diğer bilim adamlarının da katılımıyla bir kurul oluşturulabilir. Sistem daha da geliştirilebilir'' dedi.

2000 yılı sayımına göre Türkiye'de yaklaşık 7 milyon 800 bin bina bulunduğunu aktaran Türer, ''Bunların 4 milyonu yığma yapılar. 4 milyon yığma binadan 1 milyonunun badana fiyatına güçlendirilmesi mümkün. 1 milyon yığma yapıya uygulansa, her evde 4 kişi olsa, 4 milyon vatandaşın depreme karşı daha güvenli binalarda yaşaması sağlanmış olur'' görüşünü ifade etti.

''Nikaragua'da bile uygulandı''

Bu çalışma sonucunda, yoğunlukla yığma yapılara yönelik risk haritaları da oluşturduklarını kaydeden Türer, Devlet İstatistik Kurumundan, fakir insanların yaşadığı yığma yapıların hangi şehirlerde ne kadar olduğunu tespit ettiklerini ve bunları deprem bölgesi haritalarıyla çakıştırdıklarını söyledi.

Türer, ''Hangi iller deprem riski altında, insanlar hangi illerde daha çok yığma yapılarda yaşıyor. Bu yönde bir harita çıkarttık. Kritik şehirler belirledik. Buralarda öncelikli olarak pilot uygulamalar yapılması gerektiğini önerdik'' dedi.

Projeyi 2006 yılında tamamladıklarına işaret eden Türer, Güney Amerika ülkelerinden Nikaragua'da bile uyguladıkları yöntemin, Türkiye'de sadece Antakya Odabaşı'nda tek katlı bir ilköğretim okulunda kullanıldığı bilgisini verdi.

Türer, ''Biz bu metodu geliştirdik fakat maalesef Türkiye çapında bir uygulama yapılamadı. Meydana gelen depremler sonucunda test de edilemedi. Biz bilimsel deneyler yaptık, gösterdik. Bu konuda bir sıkıntımız yok ama halk kendisi de görse daha iyi sonuç alınabilirdi. Belki devlet yardımıyla, sistemi uygulamak isteyen vatandaşlara bir takım ekonomik destekler de sağlanabilir'' diye konuştu.