Elektrik Zammına İptal Davası



Elektrik Mühendisleri Odası'nın (EMO) EPDK'nın elektrik zamlarına ilişkin basın açıklaması;

"Enerji Piyasası Düzenleme Kurum'nca (EPDK) 1 Ekim 2019 tarihinde yapılan basın açıklamasında, "elektrik piyasası tarifelerini belirleyen maliyet bileşenlerinde oluşan artışlar nedeniyle görevli tedarik şirketlerinden elektrik enerjisi satın alan tüketicilerin tükettiği elektrik tarifelerinde vergi ve fonlar dâhil % 14,90 artış yapıldığı" ifade edilmiştir. Açıklamada, "Söz konusu artışta bir önceki tarife dönemine göre EÜAŞ Toptan Satış Tarifelerinde oluşan değişim en önemli etken olmuştur. Bu kapsamda 1 Ekim itibariyle mesken abonelerince 100 kWh elektrik enerjisi için vergi ve fonlar dahil olmak üzere 71,02 TL ödenecektir" denilmiştir.

Elektrik zammı kararı aynı gün Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

Elektrik Mühendisleri Odası, EPDK'nın elektrik zammı kararının ve yayımladığı tarife tablolarının, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve tarifelerle ilgili ikincil mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle iptali ve yürütmesinin durdurulması için Danıştay 13. Dairesi'nde dava açmıştır.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Dava dilekçesinde özetle şu unsurlara yer verilmiştir:

- Enerji kaynaklarının etkin ve etkili kullanımı, haksız rekabetin önlenmesi, oda üyelerinin hak ve çıkarlarının korunması, ülke çıkarlarına uygun politikalar üretilmesinde kamusal görevleri olan Elektrik Mühendisleri Odası`nın, elektrik faturalarındaki artışa ilişkin kurul kararının ve uygulamasının iptali için dava açmakta üyeleri ve kamu adına menfaati olduğu açıktır.

- 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu gereği Kurum, elektriği yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli olarak sunmakla yükümlüdür. Ancak mevcut tabloda tüketiciye yüksek maliyetli ve düşük kaliteli elektrik sunumu söz konusudur.  

- Aynı kanunun 17. maddesinde yer alan tarifelerin, ilgili tüzel kişi tarafından Kurulca belirlenen usul ve esaslara göre, tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içerecek şekilde hazırlanacağına dair hükmüne de aykırılık söz konusudur. Kurul kararı açık ve ayrıntılı olmamakla tüketicinin bilgi alma hakkını ihlal edici niteliktedir.

- EPDK zam artış gerekçesi olarak maliyet bileşenlerinde oluşan artış demiş, ancak bu artışın neden kaynaklı olduğunu açıklamamıştır. Kurum kararları sonuç doğurucu her idari işlem gibi gerekçeli olmak zorundadır. Karardan etkilenenlerin anlayabileceği, ortalama bir tüketicinin anlamlandırabileceği ve denetleyebileceği içerikte olmak zorundadır. Artışa yol açan maliyet kalemlerinin nasıl hesaplandığı, tarife değişiklik önerisinin nereden geldiği, hangi ihtiyaçlar üzerinden değerlendirildiği belirtilmemiştir. Kurul kararı yeterli, açık ve denetime elverişli gerekçe içermemektedir.

- Söz konusu artış gerçek maliyet rakamlarını yansıtmamakta olup, elektrik üretiminde dışa bağımlılığın azaltılarak, mevcut enerji kaynaklarının etkin kullanımının sağlanması, kayıp kaçakların azaltılması kamusal sorumluluktur. Elektrik kullanımı zorunlu tüketim kapsamında olup arz fazlası elektrik üretimi gerçeği de dikkate alınarak yurttaşların ağır fatura bedelleri ile karşı karşıya bırakılmaması Anayasa'nın sosyal devlet ilkesi gereğidir.

Reklam Goruntulenme Bolumu

- EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, "Biz bu zamları yaparken, şirketlerin bize vermiş oldukları maliyetleri dikkate alıyoruz. Bizim onları zarar ettirmeme gibi kanundan doğan bir sorumluluğumuz var. EÜAŞ`ın maliyetlerini incelediğimizde bu kadar zammın yapılması gerekiyordu ve biz bu zammı yaptık" şeklinde açıklamada bulunmuştur.[2] Kurum Başkanı, iptali istenen işlemin amacını, dağıtım şirketlerinin zarar etmemesi olarak açıklamıştır. Kurumun yasayla tanımlı amaçlarına ve Anayasa hükümlerine açıkça aykırılık söz konusudur.

- 2018-2019 yılı zam oranları da göstermektedir ki, elektrik arz fazlasına rağmen elektrik üretim dağıtım maliyetlerinin tüketicilere gereğinden fazla yansıtıldığı, elektrik üretim, iletim ve dağıtımının kamusal hizmet niteliğinin göz ardı edildiği, kamu yararının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.

- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi`nin istikrar kazanmış kararlarında, 6446 sayılı yasanın verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan EPDK karar ve tebliğlerine göre alınan kayıp-kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin birer mali yükümlülük olduğu, bu yükümlülüklerin yasa ile konulmalarının gerektiği, ayrıca hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödenmesinin bilinmesi gerektiği, aksi durumun hukuk devleti ve adalet anlayışı ile bağdaşmadığı tespitinde bulunulmuştur.

- Elektrik sadece sanayi alanında kullanılan bir enerji girdisi değil aynı zamanda tüm yaşamsal faaliyetlerin yürütülmesinde kullanılan çok önemli bir maddi araçtır. Bu nedenle de elektrik enerjisinin üretimi, iletimi ve dağıtımı bir bütün olarak "kamu hizmeti" niteliğindedir.

- EPDK'nın iş ve işlemlerinde kamu yararını gözetmesi, dağıtım şirketlerinin kar marjı karşısında tüketicinin ucuz ve kaliteli hizmet alma hakkını koruması yasal zorunluluktur.

- Bu kapsamda, idari işlemin hukuka aykırılığı açık olup, uygulanması kamu yararının ihlali sonucunu doğurmaktadır. Kamusal bir enerji politikası yürütülmemesinden doğan ve özel sektörün yüksek kar marjı sebebiyle de katlanan elektrik maliyetinin tüketicilerden tahsili anlamına gelen bu kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali gerekmektedir.