Enez'e Müze İsteği



Fotolar: Derya Sarılarlı (AA)

Edirne'nin Enez ilçesinde 1970 yılından bu yana devam eden arkeolojik kazılarda bulunan eserlerin ilçede kurulacak müzede sergilenmeleri istendi.

İlçede 1978 yılında bu yana kazı çalışmalarını yürüten ekibin başkanlığını yapan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Başaran, çok önemli tarihi eseri gün yüzüne çıkarttıklarını ifade etti.

Başaran, bu yıl kanalizasyon çalışması sırasında tesadüfen bulunan bir lahitin incelenmesi ve etrafında başlatılan kazılarda, Türkiye ve dünya için ünik sayılacak 2580 yıl öncesine ait siyah üzerine kırmızı boya ile yapılmış anfora bulduklarını ifade ederek, şunları söyledi:

''Bu tür anforadan Türkiye'de İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sadece 1 adet bulunuyor. Bunun dışında bugüne kadar yüzlerde tarihi eseri gün yüzüne çıkartıp, restorasyonunu yapıp, çizim ve fotoğraf kayıtlarını yaptık. Bu işlemlerden sonra eserleri Edirne'deki müzeye sergilenmek üzere gönderdik. Ancak, bu eserlerin Enez'de kurulacak bir müzede sergilenmesi daha doğru olacaktır. Bu ilçeye gelen turist sayısını arttıracağı gibi Enez'in adının yurt içinde ve yurt dışında duyulmasına olanak sağlayacaktır''.

Tarihi eserlerin imkan olması halinde bulundukları yerde sergilenmelerinin doğru olacağına dikkati çeken Başaran, ''Edirne'nin Enez ilçesinde 1970 yılından bu yana devam eden arkeolojik kazılarda bulunan tarihi eserler ilçede kurulacak müzede sergilenmelidir. Bulduğumuz bir birinden değerli eserler Edirne'de sergileniyor'' dedi.



İlçeden tarih fışkırıyor

Başaran, Enez'deki kazıların 1970 yılından bu yana devam ettiğini belirterek, ''Enez, Balkanları, Ege ve Anadolu'ya bağlayan deniz, nehir ve kara yolların kesiştiği bir yerde kurulan önemli bir kültür ve ticaret kenti. Enez antik çağlarda ‘Ainos’ olarak adlandırılmış. Ainos Ege'yi Karadeniz'e bağlayan tek yoldu.

Meriç Nehri ile 100 kilometrelik bir yolculukla bu bağlantı sağlanıyordu. Günümüzde Ege'den Karadeniz'e ulaşmak için boğazları geçerek yaklaşık 450 kilometre yol kat etmek gerekiyor. Ticari ulaşım Enez'den yapılıyordu. Antik çağdan 17. yüzyıla kadar bu yol kullanılmıştır. Ainos bu nedenle çok zengin bir kent olmuştu. Kazılardan çıkan bulgulardan bunu anlıyoruz. Ancak, sürekli yeni yerleşim kurulduğu için çok tahrip olmuş'' dedi.

Prof. Dr. Başaran, Enez'deki kazıları 4 ayrı bölgede yürüttüklerini belirterek, şu bilgileri verdi:

''Enez'de 1978 yılından beri kazı çalışmalarına katılıyorum. Bu yıl, Kaleiçi, Enez girişindeki nekrapol, Kral Kızı bazilikası ve zemini mozaiklerle kaplı Roma dönemi villasında kazı yapıyoruz. Kalkolotik çağa kadar geri gidiyoruz.Kaleiçi'nde, kale kapısının girişinde yaptığımız çalışmalarda da, Osmanlı dönemine ait üst tabakalarında yapı kalıntıları ortaya çıkıyor. Hoca Çeşme'de ise Neolotik Çağ bulgularına ulaşıyoruz. Bu çağ insanoğlunun ilk yerleşik düzene geçtiği zamandır. Bulunan nekrapolde Ainos'un ilk kurulduğu yıllara ait mezarlar ortaya çıkıyor. Pişmiş topraktan lahitler, anforalar, hidriya adı verilen ve içine yakılan ölünün kül ile kalan kemiklerinin konulduğu kaplar bulunuyor. Bunların içlerine konulmuş çeşitli objelerde çıkıyor. Kral Kızı Bazilikası'nda yürütülen çalışmalarda ise hiç beklemediğimiz bir olayla karşılaştık. Burada duvar resimleri bulduk. Burası bir kiliseden büyük bir yer".

Kazılarda ortaya çıkartılan eserlerin Enez'deki İstanbul Üniversitesi Eğitim Tesisleri'nde öğrenciler tarafından temizlenip, onarıldığını kaydeden Prof. Dr. Başaran, ''Çok sayıda pişmiş kap, kemikler ve çeşitli eşyalar ortaya çıkartılıyor. Bunlar arasında su kapları, ölü yakma geleneğinde kullanılan kremasyon kapları da yer alıyor. Çok sayıda pişmiş topraktan yapılmış oryantalizan eşyalar buluyoruz. Edirne Müzesi'nde sergilenen siyah figür tekniğiyle yapılan ve üzerinde savaş sahnesi ile şarap tanrısı figürünün yer aldığı anfora gibi çok önemli ve değerli bulgulara da ulaşılıyor'' dedi.

Enez kazılarına yabancı arkeologların ilgisinin son yıllarda arttığına dikkati çeken Başaran, ''Bu yılki kazılara Alman, Avustralya ve Moğalistan'dan katılım var. Bu Enez'in tarihi zenginliğinin dünyaya duyurulmasında önemli bir gelişme'' diye konuştu.