Meslek odaları, sivil toplum örgütleri ve sendikaların temsilcilerinden oluşan “Kent Hareketleri” grubu Fatih Belediyesi önünde, Sulukule ve Ayvansaray-Tokludede’de son günlerde gündemde olan usulsüz uygulamaları protesto etmek amacıyla 8 Ağustos 2012 tarihinde bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamanın ardından grup temsilcileri, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir hakkında, yargı kararlarına aykırı davrandığı iddiasıyla, suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. Son yıllarda 'Kentsel Dönüşüm' adı altında uygulanan sürgün ve yerinden etme politikası basın açıklamasının temel noktasını oluşturuyordu.
Basın açıklamasının temel amacı; "Fatih Belediyesi özelinde, genel olarak bütün belediyelerin sürece ilişkin sorunlu yaklaşımlarını eleştirmek" şeklinde vurgulandı. Ön plana çıkan iki bölgedeki usulsüzlük özelinde, 'kentsel dönüşüm' sürecinde hiçbir denetimin olmamasının, yaptırım uygulanmamasının ve hukuksuzluğun adeta ödüllendirilmesinin belediyelerin bu konudaki hak-hukuk ihlallerini ve halka uygulanan baskı ve sürgünleri arttırdığı belirtildi.
Aysun Koca
Sulukule’de ne olmuştu?
Yenileme alanı ilan edilen ve süreç içerisinde yıkılan Sulukule'de, avan projeye karşı açılan dava sonucunda idare mahkemesi projenin 'kamu yararı'na olmadığı gerekçesiyle Haziran ayında iptal kararı vermişti. Bu kararın ardından; inşatların devam ettirilmesi ve Fatih Belediye Başkanı ile İstanbul Valisinin katılımıyla gerçekleştirilen kura töreni, yargı kararı sonrasında hukuk dışı bir tutum sergilendiğini gösterdi. Kura çekimleri sonucu, proje öncesi kendilerine vaat edilen metrekarelerden daha düşük metrekarelerde konutlara sahip olacaklarını öğrenen hak sahipleri de bugün Sulukule’nin yeni mağdurları arasında yer alıyor.
Ayvansaray-Tokludede’de ne olmuştu?
Ayvansaray Tokludede’deki sahte proje ve imar izinleri geçtiğimiz hafta basın kanalıyla kamuoyunda duyurulmuştu. Bakanlar Kurulu tarafından yenileme alanı ilan edilen Ayvansaray’da Fatih Belediyesi tarafından iki farklı avan proje kullanıldığı ortaya çıktı. Sözü geçen projelerde belediye aynı yer için aynı sayı, tarih ve imzayla iki farklı imar kararı geçirdi. Müteahhitlere verilecek projede kat sayısı üç; halka verilecek proje de ise kat sayısı iki olarak ilan edildi. Osmanlı mimarisinin en önemli örneklerini içinde barındıran bölgede açık bir rant paylaşımı olduğu böylelikle ortaya çıkmış oldu.