Fay Canına

Marmara'yı sarsan 17 Ağustos depreminin üzerinden 7 yıl geçti. Yeni Marmara Depremi'nin nerede, hangi şiddette olacağı ve kaç yıl sonra gerçekleşeceği noktasında bilim adamlarının görüşleri farklıydı.

Deprem uzmanlarının çoğu yeni depremin Marmara Denizi'nin kuzeyinde gerçekleşeceğini ve İstanbul'a büyük zarar vereceğini savundu. Ancak deprem şiddeti ve yeri sürekli değişti. İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ise en başından beri depremin Marmara'nın güneyini etkileyeceğini savundu. Üşümezsoy, senoryalarını sürekli değiştiren ve İstanbul'da paniği körükleyen meslektaşlarının yaşam koşullarındaki açıklanamayan bir yükseliş olduğunu iddia etti.

Şirket kurup, proje sattılar
Üşümezsoy, bazı meslektaşlarının yapı projeleri, inşaat firmaları ve emlak piyasası ile ilişkileri olduğunu öne sürerek şöyle dedi: 'Bu işten çıkar sağlamayan ben, Oğuz Gündoğdu, Ülben Ezen ve bir kaç kişi daha var. Ama, sürekli deprem projeleri ile gündeme gelen, 'gemi getirelim, zemin etütleri yapalım' diyenler projeler satmış, şirketler kurmuştur.'

Prof. Dr. Üşümezsoy şunları söyledi: 'Sağlam bölge ikinci köprünün kuzeyidir denilerek yapılaşma teşvik edildi. Şimdi bu alanlarda 2B konusu gündemde. O dönemde kıyılar tsunamiden yıkılacak diye kuzeydeki villalar büyük paralarla satıldı. Sonra baktık ki, bir arkadaş oradaki bir şirketten ev sahibi olmuş.'

Kuzey'den Güney'e çark etti
Üşümezsoy, eleştirilerini şöyle sürdürdü: 'Prof. Işıkara, 'Bizim şirketin evleri 10'luk depreme dayanır, bunu alın' deme noktasına geldi. Manyas ve Gemlik depremlerinden sonra Prof. Dr. Naci Görür, güneyde deformasyon olduğunu kabul etti. Ancak hemen ertesi gün birdenbire yine kuzey modeline döndü. Ama, birçok kişi proje tekliflerinin söz konusu olduğunu söylüyor. Bilimi arkanıza alıp, basını da kullanarak kazanca dönüştürmek bilimsel ahlaka uymaz. Görür, her çalışmayı açıklarken kuzey Marmara'da depremin stres biriktirmediğini söyleyen Urania ve Nadine gemilerinin çalışmalarını kamuoyundan sakladı. Çünkü bunlar onun modellerini çürütüyordu.' Üşümezsoy, çürütülen üç senaryoyu şöyle anlattı...

7 yılda üç farklı deprem senaryosu

Fay uzunluğu: 180 KM Olası şiddet: 7.7 Buna göre 17 Ağustos'un Adalar fayına stres yüklediği ve kırılmanın burada olacağı savunuldu. Fayın Yalova-Kartal-Adalar ve kuzey Marmara kıyısı boyunca gittiği belirtiliyordu. Ardından MTA Sismik 1'in verileri ile fayın İzmit'ten çıkıp Marmara Denizi çukurları içinden geçerek orta Marmara sırtı ve Çınarcık koyunu katederek, Gaziköy koyuna bağlandığı modeli savundu. Buna göre, aynen 1509 depremindeki gibi 180 kilometrelik fay bir seferde kırılacak ve 7.7 büyüklüğünde bir deprem olacaktı. Biz 'Fay Yalova, Çınarcık, İmralı hattındadır. Orta ya da kuzey Marmara'dan da giden fay yoktur' dedik.

Rob Rellinger yaptığı çalışmada 'Boydan boya bir fay olmadığı gibi kuzeydeki fayda çalışmamakta' dedi. Ardından İtalyanlar Urania gemisi ile geldi ve ' Kuzey Marmara fayında 2 buçuk santimetre stres birikiyor bu da 7.5'lik deprem yapar' dedi. Ancak bu stresin yılda 10 milimetrelik olduğu tespit edildi. Bu senaryo da suya düştü.

Fay uzunluğu: 110 KM Olası şiddet: 7.5 FransIz Le Suroit gemisi 2000 yılında araştırma yaptı. Prof. Le Pichon, fayın bir kısmının Adalar'dan, bir kısmının da orta Marmara'dan geçtiğini söyleyince depremin kuzeyde olacağını savunanların modeli değişti. Riskli fayın 110 kilometre uzunlukta olduğu, bunun Yeşilköy'den Gaziköy'e gittiği ve bir seferde kırılarak 7.5'lik deprem yapacağı öne sürüldü. Bu fayda da son olarak 1776 yılında deprem olduğu ve depremin eli kulağında olduğu o günlerde savunuldu.

Biz buna 'Hayır. Bu fay iki parçadır. Biri Tekirdağ diğeri Kumburgaz fayıdır' diye itiraz ettik. Nitekim bundan sonra Le Suroit gemisinde çalışan Armijo da bu görüşümüzü destekleyerek 'Bu fay, boydan boya gitmiyor' demişti.

Fay uzunluğu: 50 KM Olası şiddet: 7 BİR süre sonra gelen Le Suroit'te çalışan Armijo bu kezz Victor 6000 denizaltısıyla gelip 110 kilometrelik fayda çalıştı. Bu fayın boydan boya gitmediğini ve 60 kilometrelik Tekirdağ kesiminin 1912'de kırıldığını söyledi. Geriye 50 kilometrelik Kumburgaz kesimi kaldı ve bunun da en fazla 7'lik deprem yaratacağını açıkladı. Bu arkadaşlar da modellerini yeniden değiştirdiler. Naci Görür de bunu topluma duyurdu.

Görür geçen yıl ise 50 kilometrelik Kumburgaz fayında sürekli atma olduğu için fayın kitlenmemiş olabileceğini söyleyip, 'Bunun tabanına atma ölçer yerleştirelim. Böylelikle de İstanbul'a kuzey Marmara fayında deprem olmayacağını müjdeleyelim' gibi bir açıklama yaparak, neredeyse hiç deprem olmayacak noktasına geldi.