Sahip olduğu tarihi ve kültürel miras içinde önemli yer tutan Gaziantep Kalesi'nin, isabetli kararlar ve bilinçli çalışmalarla turizme kazandırılması gerektiği belirtildi.
Gaziantep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Rifat Ergeç, Gaziantep Kalesi'nin, "ana yapı ve iç avlusuyla el değmemiş bir anıt niteliğinde" olduğunu söyledi. Ergeç, yaptığı açıklamada, kentin ortasında bulunan ve Gaziantep'in sahip olduğu tarihi ve kültürel miras içinde önemli yer tutan Gaziantep Kalesi'nin, isabetli kararlar ve bilinçli çalışmalarla turizme kazandırılmasının çok önemli olduğunu vurguladı. Değişik yıllarda kazılar yapılmasına karşılık, kalenin iç avlusunun zemininde, mimari bakımdan nelerin bulunduğunun kesinlikle bilinemediğini ifade eden Ergeç, şöyle konuştu:
"Şimdilerde Gaziantep Kalesi'ni potansiyel bir tehlike bekliyor. (Bizim kalemiz de neden Bodrum Kalesi gibi, içinde her türlü faaliyetin yapıldığı bir kale olmasın) düşüncesi üzerine yeni senaryolar üretilmeye başlandı. Bu senaryoları ortaya atanlar Gaziantep Kalesi ile Bodrum Kalesi arasındaki önemli bir farkı gözden kaçırıyorlar.
Bodrum Kalesi, her sahip olanın kendi ihtiyacına göre bir yapı eklediği, orijinal mimari bütünlüğünü büyük ölçüde yitirmiş bir kompleks durumundadır. Bu açıdan bakıldığında Gaziantep Kalesi adeta bir bakiredir. Dış sur bedenlerinde genişletmeler, kulelerde yükseltmeler gibi zaman içinde müdahaleler yapılmışsa da Gaziantep Kalesi ana yapı ve iç avlusuyla el değmemiş bir anıt niteliğindedir. "
"Eklenti Kabul Edilemez"
Gaziantep Kalesi'nin her türlü faaliyetin yapıldığı bir kale haline getirilmesi için yeni mimari eklentiler yapmanın zorunlu olduğuna dikkati çeken Ergeç, Gaziantep Kalesi'ne yapılacak eklentilerin göze batacağını, uyumsuzluk yaratacağını ifade etti.
Gaziantep Kalesi'ne Bodrum Kalesi'nde olduğu gibi kullanım amaçlı yeni binalar eklemenin olanaksız olduğunu vurgulayan Ergeç, şunları anlattı:"Gaziantep Kalesi'nden 4-5 kat daha büyük olan Bodrum Kalesi'ndeki topografik yapı, plan ve yerleşim durumu ile mimari çeşitlilikten dolayı günümüzde eklenen yeni yapıları göze batmamakta, yeni yapılarla eskiler uyum sağlayabilmektedir. Bu şartlar Gaziantep Kalesi için geçerli değildir. Ayrıca Gaziantep Kalesi'nin iç avlusunun zemininde mimari bakımdan nelerin bulunduğu da kesin olarak bilinmemektedir. "
Öneriler
Ergeç, Gaziantep Kalesi'nin iç avlusunda yapılan kazıda ortaya çıkarılan hamamın, Anadoluda başka bir örneği görülmeyen bir yerleşime ve plana sahip olduğunu ifade etti. Hamamın öncelikle üzerini örten "hilkat garibesi" uzay çatıdan kurtarılması gerektiğine dikkat çeken Ergeç, "Bu hamam, sadece üst yapısı modern malzeme ile kapatılarak küçük bir hamam-müze haline getirilebilir" diye konuştu. Ergeç, sözlerinin şöyle sürdürdü:"İç avluda bulunan ve kazısı tamamlanan cami de, modern malzeme ile restore edilip benzer şekilde kullanılabilir. Asker koğuşları ya da magazin binaları diye nitelendirilen çok odalı uzun yapı kompleksi ise mevcut olmayan üst yapısı çok amaçlı olarak düşünülüp yeniden inşa edilebilir. Kalenin iç avlusunda yakın zamanda yaptırılan platformun, neden yaptırıldığına kimsenin aklı ermiyor. Bu platform acilen bulunduğu yerden kaldırılmalı. Ancak, tüm bu çalışmalardan önce kalenin iç avlusunun mimari durumu kesinlikle ortaya çıkarılmalı. " Kentin siluetini çok belirgin bir biçimde etkileyen Gaziantep Kalesi'nin, en az 1700 yaşında olduğunu, Roma, Bizans, Memluk ve Osmanlı dönemleri gibi farklı uygarlıkları yaşayarak günümüze ulaştığını ifade eden Ergeç, "Gaziantep Kalesi, isabetli kararlar ve bilinçli çalışmalarla turizme kazandırılmalı" dedi.