Geleceğin Picasso'ları Müzede



Burhan Doğançay'ın açtığı "Doğançay Modern Sanat Müzesi" her gün farklı okullardan çocukları ağırlıyor. Ünlü ressamın amacı kültürlü bir kuşak yetiştirmek.

Burhan Doğançay'ın açtığı "Doğançay Modern Sanat Müzesi"nin koridorlarında, her gün farklı çocukların sesleri yankılanıyor. Ünlü ressamın amacı kültürlü bir kuşak yetiştirmek.

Beyoğlu'ndaki neredeyse sadece dört duvarı kalmış bir bina, resmi olarak bundan yedi ay önce Türkiye'nin ilk kişisel modern sanat müzesi haline getirildi. Bu mucizenin kahramanı ise dünyaca ünlü ressam Burhan Doğançay. Sadece kendi olanaklarıyla kurduğu müzeyle "kültürlü bir kuşak yetiştirme" idealini gerçekleştirmeye çalışıyor. Müzenin açıldığı gün çevrelerindeki ilköğretim okullarına faks çeken Doğançay, "Okulunuzdaki yetenekli öğrencilerinizi getirin" çağrısında bulunmuş. O zamandan beri haftada en az üç devlet okulunun öğrencileri müzeyi ziyaret ediyor. Ünlü ressam, pek çoğu hayatlarında ilk kez müze gören bu çocuklara resimlerini anlatıyor. Doğançay bu çocukların arasında çok yeteneklilerin olduğunu dile getiriyor: "Bu çocuklar harcanırsa ülkemiz için çok yazık olacak. Türkiye'nin geleceği ilkokul çağındaki çocuklarda. Onları eğitimli ve kültürlü yetiştirmemiz gerek." Doğançay Müzesi'ne gelen çocukların günlük programları, iki görevlinin müzeyi dolaştırmasıyla başlıyor. Bu sırada Burhan Doğançay da onlara katılarak yaptığı resimlerin hikayelerini anlatıyor. Çevre okullardan bazı çocuklar müzeyi ikinci adresleri haline getirmiş bile. Öyle ki ünlü ressamın hangi resmi nerede ve nasıl yaptığını ezbere anlatabiliyor.

DUYGULARINI ANLATIYORLAR
İlerleyen saatlerde çocuklar giriş katındaki kafede misafir ediliyor. Minikler bir yandan bisküvilerini yiyip, meyve sularını içerken kendileri için hazırlanan anket sorularını cevaplıyorlar. "Müzeyi nasıl buldunuz?", "En çok hangi resmi beğendiniz?" gibi sorulara, hemen hepsi ne kadar büyülendiklerini anlatarak yanıtlıyor. Ayrıca isteyenler verilen kağıtlara resim de çizebiliyor. Bu notlar girişin alt katındaki odanın duvarlarında sergileniyor. Bunlardan bir tanesi oldukça dikkat çekici: "Ben hayatım boyunca yazı yazmaktan nefret ederdim. Buraya geldim, Burhan Hoca'nın müzesinde yazı yazarken hayatımın en zevkli zamanlarını yaşadım." Burhan Doğançay, ilerleyen zamanlarda bu yazıları bir kitap haline getirmeyi düşünüyor. 12 yaşındaki Elif Akar müzeye ilk geldiğinde çok heyecanlı olduğunu söylüyor: "İlk defa bir müze görmüştüm. Burhan Abi bize resimlerini anlattı. Sonra resim yaptık. En çok ağaçlı resimleri seviyorum." Doğançay Müzesi, çocukları sanatla tanıştırmanın yanı sıra bir resim yarışması da düzenliyor. Geçtiğimiz hafta sonuçlanan yarışmanın konusu "Beyoğlu"ydu. Adnan Çoker, Güngör Taner, Yahşi Baraz ve Burhan Doğançay'ın jüri üyeliğini yaptığı yarışmanın sonuçlarına göre 12 çocuğa hediyeler dağıtıldı. Fotoğraf makinesi, fotoğrafçılık kursları, İngilizce hikaye kitapları bu hediyelerden bazıları. Doğançay'ın tüm bu etkinlikleri düzenlemesinin amaçlarından biri de, Türkiye'de gençlerin "futbolcu olacağım" yerine, ressam olacağım demesi. Yine de ilköğretim çağındaki öğrencilere, bu kadar ilgi göstermesinin temelinde çocuklara olan düşkünlüğü yatıyor. "Eşim Angela ile çocuğumuz yok. Bir yerden fedakarlık etmek lazım. Ben 114 ülke dolaştım. Eşim de çalışıyordu. Çocuk olsaydı bu müzeyi de kuramazdık."