"Gelecekte Yapılar Daha Doğaya Benzer ve İnsancıl Olacak"



Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) organizasyonuyla gerçekleşen “Geleceğin Şehri: Kentsel Çevrede İnsan, Teknoloji ve Doğanın Sinerjisi” başlıklı konferans, 11 Mayıs 2016 Çarşamba günü Tüyap İnterexpo Salonu’nda yapıldı.

Konferansın açılışında konuşan ITE Türkiye ve YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer, fuarın bu seneki katılımcıları ve kapsamı hakkında bilgi verdikten sonra öğrencilere seslenerek, "Mimarlık kültürü etkinliklerinin mesleki olarak size çok büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum" dedi.

Binalar karmaşıklaştıkça işbirlikleri artıyor...

Geleceğin şehrini "insan - doğa - teknoloji" ilişkileri bağlamında değerlendiren LAVA (Laboratory For Visionary Architecture) mimarlık ofisinin kurucusu ve Sydney Teknoloji Üniversitesi öğretim görevlisi Chris Bosse, farklı coğrafyalarda gerçekleştirdiği projeler üzerinden mesleki yaklaşımını aktardı. Farklı kıtalara ve kültürlere hep ilgi duyduğunu belirten Bosse, "Mimarın her şeyi bilmesi gerektiği söylenir ama binalar giderek karmaşıklaşıyor. Biz de LAVA olarak, ARUP ve HOK gibi uluslararası ofislerin yer aldığı bir uzmanlar ağı bünyesinde çalışmalarımızı yürütüyoruz" dedi.

"Gelecekte yapılar daha doğaya benzer, verimli ve insancıl olacak"

"Tasarım konusunda doğadan öğreneceğimiz çok şey var. Teknoloji çok hızlı değişiyor. Mimar olarak kendimizi güncellememiz gerek. Doğanın ilkeleri ile teknolojinin ilkelerini kaynaştırmalıyız." diyen Chris Bosse, LAVA'nın doğadan ilham alan tasarımlarından örnekler paylaştı. Bosse, ilham kaynakları arasında okyanustaki balıklar, örümcek ağı, sabun köpüğü, mercan, deniz kabukları, balina iskeleti, bulut gibi farklı formları sıraladı.

Doğadan ilham almanın yeni bir fikir olmadığını, piramitlerin inşasından bu yana Leonardo Da Vinci'den Frank Lloyd Wright'a kadar farklı isimlerin bunu tasarımlarına yansıttığını belirten Bosse, "Tabii Da Vinci'den bu yana süreç çok değişti. Hesaplamalı tasarım ile daha hızlı ve daha az maliyetle proje elde etme avantajı oluştu." diyerek, gelecekteki yapıların daha doğaya benzer (nature-like), verimli ve insancıl olacağını savundu.

Resim Galerisi Burada Görünecek

Watercube'un mimarisi yüzücüleri "yoldan çıkarıyor"

Kendisini dünya çapında tanınırlığa kavuşturan Watercube projesinden de bahseden Chris Bosse, 2008 Pekin Yaz Olimpiyatları için tasarlanan yapıda, sabun köpüğünün mikroskobik görüntüsünden yola çıkıldığını, böylece doğayı temel alan bu strüktür ile çok hafif ve uygun maliyetli bir bina elde ettiklerini söyledi.

"Viturvius ve Palladio'dan bu yana tüm mimarlar yaşadıkları döneme katkıda bulunmak istemiştir. Ben de Watercube ile güncel bir yapıya imza atmak istedim" diyen Bosse, render ile uygulanmış proje arasında hiçbir görüntü kaybı yaşanmadığını da sözlerine ekledi. Bosse yapıya ilişkin ilginç bilgiler de aktardı. Macau'daki bir kumarhane Watercube'u aynen taklit etmiş! Ziyaretçilere suyun altındaymış hissi veren yapı konusunda en dertli olan kesim ise, sırt üstü yüzücülermiş. Zira tavandaki organik doku, yüzücülerin düz bir çizgide hareket etmelerini zorlaştırıyormuş.

Masdar City'de üretilen bilgi diğer şehirlere taşınabilir

Bosse ayrıca, "21. yüzyılın şehri" olarak lanse edilen ancak daha sonra Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki ekonomik kriz nedeniyle yarım kalan Masdar City projesi hakkında da bilgi verdi. Master planı Norman Foster'a ait olan projeyi "yaşayan bir laboratuar, yeni tür bir şehircilik" olarak niteleyen Bosse, geleneksel mimarlığı temel alan Masdar City'nin geçmiş ve teknoloji birarada düşünülerek tasarlandığına dikkat çekti. Bosse, merkezde konumlanan meydan, buna eklemlenen toplu ulaşım ve yeşil omurga ile sakinlerin kent içinde akıllı bir şekilde dağılımını sağlayan Masdar City'nin, güncel mekan kurguları ile binlerce yıllık planlama ilkelerinin bir harmanı olduğunu vurguladı. Proje, 2009-2010 ekonomik krizi nedeniyle askıya alınsa da kent yönetimi bir noktada bunu tamamlamayı istiyormuş. Bosse, burada üretilen bilginin diğer dünya kentlerine taşınabileceğini savundu.

Konuşmasını sonlandırırken, geleceğin şehrine dair genel bir sonuca varmanın pek kolay olmadığını ifade eden Chris Bosse, "Bilimkurgu filmlerinde hep dünyanın sonunu görürüz. Mimarlar olarak görevimiz ise geleceği tasarlamak ve bu konuda elimizden gelenin en iyisini yapmak" dedi.