Philips Türkiye’nin başına bu yıl geçen Hollandalı CEO
Willem Rozenberg, 2008 yılında Türkiye’de üretime son
verdikleri için pişmanlık duyduğunu açıkladı. Rozenberg, “Bu karara karşı
çıkmıyorum, çünkü iyi bir karar da olabilir ama kişisel olarak Türkiye’de
sanayide bir ayak izimizin olmamasından dolayı pişmanlık duyuyorum. Şartları
uygun hale getirebildiğimiz zaman kesinlikle geri geleceğiz” diyor.
Rozenberg Türkiye’ye hiç de uzak bir isim değil. 32 yıldır Philips’te çalışan
Rozenberg, yaklaşık 30 yıldır da Türkiye’ye gelip gidiyor. Kendisi Philips’in
Türkiye’deki sağlık bölümünü kuran isim. Uzun bir aranın ardından 2005 yılında
Philips Healthcare Güneydoğu Avrupa ve Türkiye Genel Müdürü olarak İstanbul’a
dönen Rozenberg, bu yıl içinde de Philips Türkiye CEO’su oldu.
Kalifiye üretime aday
31 Aralık 2008’de Gebze’deki armatür fabrikasını kapatan ve 150 çalışanıyla
yollarını ayıran Philips’in Türkiye’de yeni bir yatırım planı olup olmadığı en
büyük merak konusu. Önceki Philips Türkiye CEO’su Antoon
Booij’in, “Fabrika kapanmasın diye köpek gibi savaştım” ifadesinin hâlâ
akıllarda olduğunu hatırlattığımız Rozenberg şunları söylüyor:
“Türkiye’de yeniden üretime geçmeyi düşünüyoruz ancak bu yakın zaman içinde
olacak anlamına gelmiyor. Dünyanın dengesi değişiyor. Hem sanayi, hem de sosyal
açıdan doğu çok hızlı gelişiyor. Türkiye için büyük fırsatlar görüyorum.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yakın zaman önce bir sunumunda Türkiye’nin artık
takipçi değil ama gerçek bir ortak olarak rolüne değindi. Aynı fikirdeyim. Eğer
Türkiye ekonomik ve siyasi olarak doğru hamleler yaparsa gerçek bir güç olacak.
Türkiye’nin kalifiye işgücü çok önemli. Bunu başka yabancı yöneticilerden de
duyuyorum. Mesela Çin’de bu kadar kalifiye işgücü yok. Biz üretimin önemli
kısmını Polonya, Fransa, İspanya, Almanya, ABD, Hollanda ve Çin’de yapıyoruz.
Türkiye de bilgi birikimi ve kalifiye işgücü ile yatırım için iyi bir aday.”
Satışlar 23 milyar euro
Rozenberg, Türkiye’de kalifiye işgücü gerektiren bazı ürünlerin üretiminin
anlamlı olabileceğini düşündüğünü söylüyor. 60’tan fazla ülkede 116 bin çalışanı
olan Philips’in 2009’daki toplam satışları 23 milyar euro’yu buldu. Philips’in
sağlık ürünleri, ışıklandırma ve tüketici elektroniğinde faaliyet gösterdiğini
hatırlatan Rozenberg, hedeflerinin tüm sektörlerde büyüme olduğunu söylüyor.
Rozenberg, “Siemes ve LG sağlıkta en büyük rakibimiz. Türkiye’de bu alanda
ikinciyiz. Amaç birincilik. Elektronikte ise en çok televizyon satıyoruz. Her
alanda büyüyeceğiz” diyor.
Boğaz Köprüsü’ne yazı yazabilirsiniz
Willem Rozenberg hayatı boyunca sağlık ürünleriyle içiçe çalıştığı için
sporun önemini hiç unutmamış. 34 yaşına kadar beyzbol oynayan Rozenberg, son
olarak eşiyle birlikte Avrasya Maratonu’nda koşmuş. Rozenberg, maratonda geçtiği
Boğaz Köprüsü’nü Philips’in ışıklandırdığını hatırlatarak şu bilgileri
veriyor:
“Köprüyü aydınlatmada LED ışıkları kullandık. Her LED’de 256 renk var. Hepsi
bilgisayar kontrollü. Bunlarla yazı da yazılabilir. Köprüye ‘Merhaba İstanbul’
yazabilirsiniz. İkinci köprüyü de aydınlatmak istiyoruz. Son olarak da Bodrum
Kalesi’ni ışıklandırdık.”
Dört kızı, 4 torunu var
En büyük zorluğunun zaman kontrolü olduğunu anlatan Rozenberg, “Dört kızım ve
dört de erkek torunum var. Bir kız torun da yolda. Türkiye’de yaklaşık 160 - 170
Hollandalı aile var. Onlarla Noel ve Paskalya gibi kutlamaları yapıyoruz”
diyor.
Verdiğim işi geri almak bana düştü
Willem Rozenberg 36 yıl Philips’te çalışan babasının tavsiyesiyle 1978’de
sağlık ürünleri bölümüne girmiş. Rozenberg iş yaşamını şöyle
özetliyor:
“1982’ye kadar Philips ve Siemens’i Türkiye’de sağlıkta aynı distribütör
temsil ediliyordu. Benden yeni distribütör bulmam istendi. 1981’den
itibaren hep Türkiye’ye geldim. Mesi şirketinin sahibi Işıl ailesi 1982’de
distribütörümüz oldu. Anadolu’yu şehir şehir gezerek şirketi büyüttük. 1986’da
Suudi Arabistan’a tayin oldum. 1993’te sağlık bölümü Türkiye’de o kadar iyi
duruma geldi ki, Philips piyasaya direkt girmek istedi. İronik biçimde beni
yollayıp 10 yıl önce işi verdiğim kişiden geri almamı istediler. Zor görüşmeler
yaptık ama arkadaşlığımız zarar görmedi. Körfez ve Afrika’da çalıştıktan sonra
2005’te Türkiye’ye döndüm. Çünkü 2001’de sonrası sağlıkta özel sektör çok
büyüdü. Philips ise yeni döneme çok uyum sağlamamıştı. Tekrar organize olduk.
Şimdi de CEO oldum. Motivasyonum arttı.”