Halk Yıkılmış Kasabanın Ölmesine İzin Vermiyor



Bu kasabanın bir zamanlar huzur dolu olan meydanında duyulabilecek tek ses, çoğu zaman kilisenin çatlamış kulesine tünemiş olan kuşların cıvıltıları ve bir grup işçinin kiliseden bir parça inşaat demiri veya tuğla gibi son değerli parçaları alıp satmak için gizli kaçamak salladığı çekiçlerin sesi.

2 bin 900 nüfuslu bu kasaba, 2010'da Noel'in hemen öncesinde bir doğal felaket sonucu yerle bir oldu. Bu felaket, toprak kaymaları, seller ve volkan patlamalarından fazlasıyla nasibini almış bir ülke için bile dikkat çekiciydi. Etrafı dik dağ yamaçlarıyla çevrili olan Gramalote, bir deprem fayının üzerine kurulu. Bu fayın hareketleri, dengesiz kaya ve toprak katmanlarının oluşmasına yol açtı. Günlerce süren şiddetli yağmurların ardından, doyma noktasına gelen zemin hareket etmeye başladı. Bu, tek seferde toprak kayması şeklinde değil, saatte yaklaşık 4 metre hızla yokuş aşağı gerçekleşen yavaş bir hareketlenmeydi. Duvarlar çatladı. Çatılar çöktü. Toprakta yarıklar açıldı. Kilisenin iki çan kulesinden biri devrildi. Kasabada yaşayan 870 aile tahliye edilirken siyasetçiler yardım vaadinde bulunmak için adeta sıraya girdi.



Başkan Juan Manuel Santos yeni bir Gramalote'nin inşa edileceğine söz verdi. Neredeyse bir buçuk yıl sonra, Gramalote sakinlerinin sabrı taşmak üzere. Komşu kasabalara ve şehirlere dağılan ve genelde iş bulamayan Gramaloteliler, birer birer kasabaya geri dönüp yıkıntıların arasında yaşamaya başlıyor. Ocak ayında çocuklarıyla birlikte kasabaya geri dönen 40 yaşındaki Carmen Monguí, "Burada olmamız, kasabayı hayatta tutuyor. Biz gidersek kasaba yok olur" diyor.

Yetkililer felaketin ardından 35 ailenin geri döndüğünü söylüyor. Monguí, Venezüella sınırına yakın olan Cúcuta'ya yerleşmişti. Ancak Cúcuta'da ona göre bir iş yoktu. Gramalote'de ise kıyafet satarak geçimini sağlıyor. 25 yaşındaki Blanca Rosa Gómez, geçen ay kasabaya geri döndü ve veteriner ilaçları, gübre ve hayvan yemi satılan bir dükkân açtı. 49 yaşındaki Marco Osorio, arabayla Cúcuta'daki evinden Gramalote'ye gidiyor. Burada doğup büyümüş ve daha geleneksel ve kırsal bir geçmişe sahip olan bu kasabayla arasında bir bağ olduğunu hissediyor. "Bizim, 'Gramaloteliler ölebilir ama kasaba yaşamaya devam eder' şeklinde bir sözümüz vardı. Şimdi kasaba ölüyor, biz yaşamaya devam ediyoruz" diyor.



Gramalote, bir zamanlar önemli bir pazar şehriydi. Şimdiyse geri dönen Gramalotelilerin çoğu, enkazdan çıkardıklarıyla geçimini sağlamaya çalışıyor. Belediye Başkanı Sonia Rodríguez Torrente, yeni bir kasaba kurmaya yönelik çalışmaların bu yılın sonuna kadar başlamasını umuyor. Hükümet binalarının yıkımına izin verdi. Ancak kiliseyi buranın ve burada yaşananların bir sembolü olarak mevcut haliyle bırakacağını söylüyor. "Kendi kendine yıkılabilir. Ama biz ona dokunmayacağız" diyor.