Mersin Devlet Hastanesi’in tuvaletinde kalp krizi geçiren ve
kapının açılmaması nedeniyle kurtarılamayan avukat İzzet
Çiçek’in ölümü, devlet hastanelerinin mimari yapısını
tekrar gündeme getirdi. Koroner Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavi gören 38
yaşındaki Çiçek, tekerlekli sandalyeyle girdiği hastane tuvaletinde fenalaşarak
klozetle tuvalet kapısının arasına sıkıştı. 1.90 boyunda ve 90 kilo ağırlığında
olan avukata ulaşmak için yapılan girişimler sonuçsuz kaldı. Çünkü hastanenin
tuvalet kapısı dışarı değil, içeri açılıyordu. Görevliler tuvaletin üzerindeki
camı kırarak 10 dakika sonra içeri girdi ancak çok geç kalınmıştı. Baba
Raif Çiçek “Kapı içeri değil dışarıya doğru açılabilseydi belki oğlumu
kurtarabilirdik” diye isyan ederken, Başhekim Dr. Yavuz
Gözükara ise “Bakanlığımız bu vakaların önlenmesi için yeni
düzenlemelere gidiyor” dedi.
Dünyadaki durum
İstanbul Tabibler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hasan
Oğan’ın verdiği bilgiye göre Avrupa ve ABD’deki hastanelerin tuvalet
kapıları genellikle dışarıya açılır bir şekilde inşa ediliyor. Sadece tuvalet
kapıları değil, bir hastanın tek başına kalabileceği acil ve poliklinik odaları
gibi yerlerde de kapılar dışarıya doğru açılıyor. Ayrıca Avrupa’da, hastane
tuvaletlerinin ortalama bir metrekareden daha büyük olması gerekiyor. Yapıda
tuvalet olarak inşa edilmiş kısımda, bir hastanın düşebileceği alan bırakılıyor.
Tuvaletlerin söz konusu durumlara karşı, dört-beş metre boyutunda olması
gerekiyor.
Bir detay hayat kurtarır
Peki Türkiye’de durum nasıl? Dr. Hasan Oğan’ın anlattıkları devlet
hastanelerinin içler acısı mimari durumunu gözler önüne seriyor:
“Hasta kapasitesi arttıkça, bazı vasıfsız binalar devlet hastanesine
çevriliyor. Plansızca oluşturulan yapılanma karşımızda ‘ucube hastaneler’
dediğimiz, birbirine tüneller ve koridorlarla bağlanan, aslında sağlık hizmeti
vermek için uygun olmayan hastaneler yaratıyor. Bu binaları hızla kullanımdan
çıkartmak lazım. Küçük bir detay sayesinde hastanın hayatı kurtulabilirdi. Bir
insanın hayatını kurtarırken dakikalarla yarışıyorsunuz. Bunlar arada bir
ortayla çıkan olaylar değil. Birçok eski hastane boş alanı poliklinik ve
servislere dönüştürdü. Bu durum bir yangında faciaya yol açabilir. Hastane inşa
ederken bilimsel, teknik ve mimari olarak gerekli kuralları uygulamak gerekli.”
İç Mimar Şafak Gülşen’se hastane binalarında uygulanması
gereken kuralları şöyle açıkladı: “Genel olarak mekânlarda kullanılan kapılar
içeri doğru açılır. Ama hastane ya da sağlık merkezi gibi mekânlarda özellikle
yoğun bakım gibi servislerin olduğu katlarda tuvaletlerin 100 cm genişliğinde,
dışa açılan, içine iki kişinin sığabileceği ve tekerlekli sandalyeyle
girilebilen özellikte olması gerekir. Hasta düşmesin diye sağında ve solunda
tutamaklar koymak gerekli. Hasta kontrolsuz bir şekilde tuvalete
gönderilmiş.”
Sağlık Bakanlığı dersini aldı, ‘çalışıyor’
Mersin’deki ölüm, Sağlık Bakanlığı’na da hastanelerdeki kapıların dışarı
doğru açılması zorunluluğunu hatırlattı. Bakanlık olayla ilgili soruşturmanın
sürdüğünü belirtirken şu açıklamayı yaptı: “Hastane mimarisiyle ilgili
gelişmeler bakanlığımızın yürüttüğü Sağlıkta Dönüşüm Programı
çerçevesinde, üzerinde hassasiyetle durulan önemli bir husustur. Hastane
mimarisinde merkeze alınan konu hasta güvenliğidir. Kapıların dışarı
açılması, üzerinde titizlikle durduğumuz ve hasta güvenliği açısından ciddiyetle
değerlendirdiğimiz bir konudur. Tadilat ya da tamamen yenilenme programı
kapsamında olmayan kamu hastaneleri için de kapıların dışarı açılmasıyla ilgili
çalışmalar sürdürülmektedir.”