Hauer King Evi

Dar, çalılıklı ve küçük bir koruma alanı olan Cannonbury’de konumlanan proje arazisi, tescillenmiş Georgian sıra evlerin sonu ile yine tescillenmiş 19. yy’a ait bir lokalin arasında bulunuyor. Bu yüzden bu arazideki proje, hem iki tarihi yapı arasındaki bir pivot noktası hem de onlardan bağımsız bir strüktür olarak görülebilir.

Arazideki tüm ağaçların korunmasına yönelik bir çabanın hakim olduğu proje sürecinde bu ağaçların köklerine zarar vermemek için küçük pabuçlu temeller atıldı. Yoğun ağaç örtüsü olan alandaki gölge avantajından faydalanan ev tasarımında yine tescilli ağaçların ayarttığı mahremiyet duygusu neredeyse tamamen şeffaf bir cephe etkisini de beraberinde getiriyor.

Douglas Sokak’ın dominant saçak silmesi, yapının cephesindeki değişikliğin ilk sinyallerini veriyor; cam blokların görece masifliği yerini doğramasız hassas görünümlü şeffaf bir yüzeye bırakıyor. Bu yüzey evin arka cephesinde zemine kadar uzanarak kayboluyor. Evin iç mekanında tüm yer döşemeleri boydan boya beyaz seramik ile kaplıyken bu yüzey de dış terasa kadar uzanıyor ve ‘iç-dış’ ayrımının keskinliğini ortadan kaldırıyor.

Evin arka tarafındaki bahçe, boyutta küçük olmasına rağmen organik geometrili teras ve peyzajla birlikte engebeli topoğrafyası ile dikkatin bahçe duvarlarında odaklanmasını engelliyor.