Havalimanı Katliamı Tekirdağ’a da Sıçradı



Birgün Gazetesi'nden Demet Sargın'ın haberine göre, İstanbul’da inşa edilen 3. Havalimanı’nın yol açtığı doğa katliamı bitmek bilmiyor. Daha önce Ağaçlı ve Işıklar köyünü tahrip eden Cengiz-Mapa-Kalyon ortaklığı ile kurulan İGA Havalimanı A.Ş. şimdi de Tekirdağ Saray’a bağlı Safaalan Mahallesi’ndeki ormanlık alanı yok ediyor. 3. Havalimanı’na malzeme sağlamak için geçen yıl Çevre Şehircilik Bakanlığı’ndan 100 hektarlık ormanlık alanda “ÇED gerekli değildir” kararı alınarak “Patlamalı Granit Ocağı ve Eleme Tesisi” izni alan işletme, binlerce ağacı keserek, bölgeyi taş ve çamur yığınına çevirdi. Proje alanını gösteren fotoğraflar da katliamı gözler önüne seriyor.

Kamu yararı varmış!

Çevre örgütlerinin, belediyelerin ve halkın projeye karşı açtıkları ‘yürütmeyi durdurma’ talepli dava ise 12 Haziran’da “kamu yararı var” denilerek reddedildi.

Kuzey Ormanları’nın bir parçası olan, yer altı sularıyla, farklı canlı türleriyle ve kuşların göç yolu üzerinde bulunmasıyla önemli bir özelliğe sahip Safaalan’da hayvancılık ve meyvecilik ön planda. Manda yoğurdu ve kiraz bahçeleriyle meşhur olan Safaalan ayrıca kırsal turizme açılan bir yer. Kısa zaman önce jeotermal su kaynağı bulunan Safaalan’da bu proje nedeniyle jeotermal tesis yapılması da tehlikeye girdi.

Saray Doğayı Koruma Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve derneğin Avukatı Demet Karpat, bir yıl önce açtıkları “yürütmeyi durdurma” talepli davalarının mahkeme kararıyla reddedildiğini belirterek, dava devam ederken projenin hayata geçirildiğine ve ağaçların kesimine başlandığına dikkat çekti.

100 hektarlık alanı 25 hektarlık alan gibi göstererek ÇED sürecinden kaçınıldığını belirten Karpat, “Son zamanlarda sıkça karşılaştığımız üzere yasayı dolanmak ve ÇED sürecinden kaçınmak amacıyla bu yola başvuruyorlar. Birkaç ay sonra sessiz sedasız kapasite artışları ile 100 hektarın da hakkından geliyorlar. Dosyada bizim itirazımıza konu olan hidroloji raporu, Saray Belediye Başkanlığı görüşü, TESKİ görüşü, İlçe Sağlık Kuruluşu görüşü eksiklikler giderilmeden, ‘proje sahasına başlanamaz’ kararına karşın faaliyetlerine devam ettiler. Bu durum milyonlarca lira para cezası gerektiriyor. Bu konuda başvurularımızı yaptık ancak idari mahkeme harekete geçmiyor. Biz de işlem yapmamakta direnen kamu görevlileri hakkında “görevi ihmal” den şikâyette bulunacağız” diye konuştu.

Yılda 15 milyon ton granit

Projeye göre yerleşim yerine 1 km uzaklıktaki alanda yılda 15 milyon ton granit çıkarılması planlandığını kaydeden Karpat şunları söyledi: “Tesiste 116 kamyon günde 2 bin kez sefer yapması ön görülüyor. Yollar bu kadar kamyonun geçmesine uygun bile değil. Daha yakın bir tarihte bir kamyon kaza yaptı ve şoförü yaşamını yitirdi. Ayrıca haftanın 6 günü dinamitler patlatılıyor. Gürültü, toz ve duman nedeniyle ciddi sorunlar yaşıyoruz.”

Binlerce ağaç yok edildi

Ormancılık, hayvancılık, meyveciliğin büyük zarar gördüğüne vurgu yapan Karpat şöyle devam etti: “İnşa alanına izin alamadığımız için giremiyoruz. Ancak fotoğraflardan binlerce ağacın kesildiğini söyleyebiliriz. Bu alanda ardıç, meşe, kayın ağaçları bulunuyor.”

Proje sahasından 7 tane dere geçtiğini, bu derelerden birinin de Safaalanı Deresi olduğunu kaydeden Karpat, tatlı su kaynaklarının zarar gördüğünü dere yataklarının yerinin değiştirildiğini ifade etti.

Safaalanı’nın kırsal turizm açısından da önemli olduğunu belirten Karpat, son olarak şunları kaydetti: “Bu bölgede kısa süre önce jeotermal bulunmuştu. Bu durum bölge insanını sevindirmişti. Yeni bir geçim kaynağı olacaktı. Buraya jeotermal tesisi kurulması planlanıyor. Hatta bunun için yetkililerle görüşme yapılmıştı. Ancak bu proje ve başka projeler nedeniyle ne yazık ki bu tesisin inşası mümkün görünmüyor.”