Haydarpaşa Dayanışması, Ulaştırma Bakanlığı tarafından Kültür Bakanlığına devredilen Haydarpaşa ve Sirkeci Garları ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Özdemir'in "Venedik Bienali gibi bienallere ev sahipliği yapacak bir alan haline getirmeye çalışıyoruz" açıklamasına tepki gösterdi.
Evrensel’de yer alan habere göre; Haydarpaşa Dayanışması, yıllardır tren ulaşımına ve yurttaşlara kapalı olan Haydarpaşa Garı’nın restorasyon ve düzenlemelerinin tamamlanarak tren seferlerine başlaması beklenirken, hala dönüşüm tehdidi içerisinde olduğunu belirtti.
Açıklamada "Haydarpaşa ve Sirkeci Garları İstanbul’un tren istasyonu değil, Merkez Tren Garlarıdır. Haydarpaşa ve Sirkeci Garları, iktidar tarafından içerilen sözde sanatsal, gerçekte rantsal ve soylulaştırmaya varacak bir bienal yerleşkesi değil, İstanbul’un merkezi tren garlarıdır. Garlarımızı tüm gücümüzle korumaya devam edeceğiz ve asla vazgeçmeyeceğiz." denildi.
"Sermaye odaklı kentsel dönüşüm projelerinden kurtarmayı başardık"
Haydarpaşa Dayanışması adına BTS MYK üyesi Hasan Bektaş tarafından okunan açıklamada sürece dair bilgi verildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Yüzyılı aşkın süredir yolcularına hizmet veren kamusal ve tarihi varlıklarımız olan İstanbul Haydarpaşa ve Sirkeci merkezi tren garları, tüm çevresi değerleri ile özelleştirilerek uluslararası sermayenin kullanışına ve emrine sunulabilmek için büyük bir ısrarla her türlü hukuksuz yöntem kullanılarak 20 yıldır toplumsal yaşam ve hizmetten koparılmıştır.
Haydarpaşa Garı ve Çevresi taşıdığı değerler nedeniyle Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nun 26 Nisan 2006 tarihinde aldığı 85 Sayılı Kararı ile ‘Kentsel ve Tarihi Sit Alanı’ ilan edilmiş ve daha sonra Gar’ın ulaşım işlevi ile birlikte varlığını sürdürmesi karar altına alınmıştı.
19 yıllık mücadelemizde Haydarpaşa Garı’nı otel, dünya ticaret merkezi, tasarım merkezi, Olimpiyat köyü, AVM ve müze gibi pek çok sermaye odaklı kentsel dönüşüm projesinden ve girişiminden kurtarmayı başardık.
Gelinen aşamada, 10 yılı aşkın süredir tren ulaşımına ve yurttaşlara kapalı olan Haydarpaşa Garı’nın; yapılmakta olan restorasyon ve düzenlemelerin tamamlanarak trenlerle bir an önce ve yeniden buluşması beklenirken, bugün Haydarpaşa Garı’mız bir kez daha kültür ve sanat adı altında dönüşüm tehdidi içerisindedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı; 26 Nisan 2006 tarih 85 sayılı Kentsel ve Tarihi Sit Alanı kararının üstünden geçen 17 yılda koruma hukukuna ve mevzuatına uygun Koruma Amaçlı Plan yapmadığı gibi; Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarını dünya çapında önemli bir sanat destinasyonuna dönüştürmek, iki kıtaya yayılmış bir bienal ve sanat merkezi oluşturmak için demiryolu işlevi dışında kalan ve protokolle devir olunan alanların -özel proje alanı- ilan edilmesini Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına talepte bulunmuştur.
Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarında planlanan demiryolu işlevi dışında kalan alanların Kültür Turizm Bakanlığı’na protokolle devir işleminin iptali için Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası ve Mimarlar Odası tarafından 13 Mart 2024 tarihinde İstanbul 4. İdare Mahkemesi’ne dava açılmıştır.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda bila tarih 8562373 sayılı yazısı ile Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarına ilişkin Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün 02.11.2023 tarih 7767720 sayılı yazısı ekinde gönderilen koordinatlı sahaları, 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 97'nci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi uyarınca ‘Özel Proje Alanı’ olarak belirlemiştir.
Haydarpaşa Garı ve çevresinin korunması için özveri ile çalışmalar yürüten Haydarpaşa Dayanışması’na, ilgili belediyelere ve kesimlere bakanlıklar tarafından yapılan çalışmalar ile ilgili bilgi verilmek yerine bizzat Kültür ve Turizm Bakanı tarafından bir youtuber aracılığı ile açıklama yapılması tercih ediliyor.
Turizm sermayesine sunmak için son tezgah: bienal
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Özdemir Cüneyt Özdemir’e verdiği röportajda ‘Geçen sene Ulaştırma Bakanlığı tarafından Kültür Bakanlığımıza devredilen Haydarpaşa’da 550 dönüm Sirkeci’de 210 dönüm alanı geniş kapsamlı Venedik Bienali gibi bienallere ev sahipliği yapacak bir alan haline getirmeye çalışıyoruz. Gar kültürün bir parçası olan trenler girip çıkmaya devam edecek. Bir Danışma Kurulu oluşturduk restorasyonları belirleyecek, ihtiyaç duyulan ve şimdi olmayan binaların Rekonstrüksiyonu (yani yeniden yapımı) yapılacak. Bir çalışma grubu daha oluşturuyoruz binalara verilecek işlevi belirleyecek. Kültür sanata ilgi duyan işadamlarını buraya yatırım yapmaya çağırıyoruz burası artık İstanbul’un bir cazibe noktası olsun istiyoruz’ demiştir.
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy lütuf buyurmuş ‘Gar kültürün bir parçası olan trenler girip çıkmaya devam edecek’ demiş. Haydarpaşa ve Sirkeci Garları İstanbul’un tren istasyonu değil, Merkez Tren Garlarıdır. Trenler bu garlara istasyonlarda olduğu gibi sadece girip çıkmazlar. Ulaştırma Bakanlığı, bir karayolcuya teslim edilirse garlara ve trenlere sahip çıkmasını bekler dururuz. Venedik’in St. Lucia Tren istasyonunun Zürih ve Milano ile demiryolu bağlantısı vardır. Ancak St. Lucia Tren istasyonu ve liman sahasını Venedik Bienali’ne dahil etmek kimsenin de aklına gelmemiştir.
Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarının kamusal, endüstriyel ve lojistik işlevini yok sayarak turizm sermayesine sunmak için akla gelen son tezgah bienal masumiyetidir. Bu girişimi de tur şirketi ve otel zinciri sahibi olan Kültür Bakanının planlaması da bizim için şaşırtıcı olmamıştır.
Gerek ‘Danışma Kurulu’ oluşturma gerekse proje elde etme süreci hukuki dayanaktan yoksun olduğu gibi; aynı zamanda saydam ve katılımcı olmayan bir anlayışla yürütülmüş olup, daha koruma amaçlı plan olmadan, kurul, askı, itiraz yargı süreçleri beklenmeden, kültür bakanı tarafından kültür turizm sektörüne yatırım yapan firmalar projeye yatırım yapmaya davet edilmektedirler.
20 yıldır alışkın olduğumuz bir biçimde toplum kandırılarak hukuki dayanaktan yoksun, saydam ve katılımcı olmayan bir anlayışla üretilen ve deprem bekleyen kentimiz için son derece önemli lojistik bir işleve sahip, tarihi, endüstriyel varlığımız olan garlarımızı ortadan kaldırma amaçlı bu projenin; iddia edildiği gibi ‘Dünyaya örnek olması…’ mümkün değildir. Bir başka ifade biçimi ile bilimsellikten uzak, ilkel, sermaye odaklı otoriter ve dayatmacı bir anlayışın yansıması olacaktır.
Haydarpaşa ve Sirkeci Garları, iktidar tarafından içerilen sözde sanatsal, gerçekte rantsal ve soylulaştırmaya varacak bir bienal yerleşkesi değil, İstanbul’un merkezi tren garlarıdır. Garlarımızı tüm gücümüzle korumaya devam edeceğiz ve asla vazgeçmeyeceğiz."