Haydarpaşa Nasıl Kurtulur?



Anadolu’nun İstanbul’la tanıştığı yer; paha biçilemez değerdeki Haydarpaşa Garı’nın, Dünya Ticaret Merkezi yapılmak üzere devre dışı bırakılmak istenmesini engellemeye çalışan Haydarpaşa Dayanışması’na göre “Marmaray projesi göstermelik”.

Marmaray projesinde yapılan değişiklikle Haydarpaşa Garı’nın işlevsiz hale getirilecek olmasına tepki gösteren ve “Haydarpaşasız İstanbul düşünülemez” diyen Birleşik Taşımacılık Sendikası Çalışanları İstanbul Şube Başkanı Hasan Bektaş şu soruyu soruyor: “İki sene önce ‘Burayı Manhattan’a benzeteceğiz’ dediler; şimdi de ‘Venedik projesi hazırladık, Venedik’e benzeyecek’ diyorlar. İstanbul’a malolmuş bir bölgeyi niye Manhattan’a, niye Venedik’e benzetelim?Haydarpaşa Haydarpaşa olarak kalsın.”

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Eyüp Muhçu’ya göre de “Haydarpaşa’yı ortadan kaldıran, Dünya Ticaret Merkezi niteliğinde 5 milyon metrekareye yakın bir betonlaşma projesi gündemde.” “Haydarpaşa kapanırsa İstanbul’u terk ederim” diyen Prof. Dr. Zerrin Bayraktar, Haydarpaşa’daki mevcut banliyölerin üçe çıkarılmaya çalışılmasını çok gereksiz görüyor: “Üç hatta çıkarırken oradaki bütün istasyon binalarını yıkacaklar.” Haydarpaşa Dayanışması üyesi karikatürist Behiç Ak’a göre de “Yapılmak istenen şey Haydarpaşa ve Sirkeci’yi by-pass etmek. Bir arsa gibi görülüyor ve kamunun alanı halkın elinden alınmak isteniyor.”

Haydarpaşa Dayanışması adıyla 2005 yılında bir araya gelen yaklaşık 60 dernek, önce Haydarpaşa alanının SİT alanı olarak ilan edilmesi için 2006’da İstanbul 5. Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na başvurdu. Başvuruları kabul edildi. Haydarpaşa SİT alanı ilan edildi. Ardından Demiryolları Genel Müdürlüğü buranın SİT alanı kararının kaldırılması için mahkemeye başvurdu ama mahkemeden ret kararı geldi. Şimdi ise 24 Temmuz’da jet hızıyla çıkarılan ve 6 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlanan 5793 sayılı torba yasa ile Haydarpaşa’nın satışının yolu açıldı. NTVMSNBC’ye konuşan Haydarpaşa Dayanışması üyeleri, Haydarpaşa’yı kurtarmak için nelerin yapılabileceğini tartıştı:

Eyüp Muhçu (TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı): Haydarpaşa'nın yerine Dünya Ticaret Merkezi

Marmaray projesi, Haydarpaşa’nın gar olarak devam etmesine engel değil aslında. Ancak maalesef geçmişte yetkili kişilerin güvence vermesine rağmen bugün Haydarpaşa’nın fonksiyonsuz kaldığından yola çıkılarak, orayı otele dönüştürmek istiyorlar. Aynı zamanda iş merkezi fonksiyonlarının bir kısmını da bu binaya taşımak istiyorlar. Oysa Haydarpaşa’nın toplumsal belleğe uygun bir şekilde gar fonksiyonunu devam ettirmesi gerekir. Bu evrensel koruma hukukunun kuralları gereğidir. Evrensel koruma hukuku şunu demektedir: Tarihi yapıların fonksiyonları ile birlikte yaşamlarını sürdürmesi temel kuraldır. Bugün Haydarpaşa’nın fonksiyonunu sürdürmemesi için herhangi bir neden yok. Tek neden, Dünya Ticaret Merkezi adı altındaki bir rant projesidir. Başka bir neden ileri sürülmesi gerçekçi değil.

Haydarpaşasız İstanbul düşünülemez

Haydarpaşa garı ve bölgesi, İstanbul’un mimari değerlerini, siluet değerlerini oluşturan aynı zamanda ülke açısından stratejik öneme sahip bir yer. Haydarpaşa’sız İstanbul düşünülemez. Haydarpaşa’nın fonksiyonunu ve çevrenin özelliklerini ortadan kaldırabilecek, tarihsel ve kentsel SİT özelliklerini yok edecek bir takım projeler gündemde. Oysa Haydarpaşa ve bölgesi sadece İstanbul’un meselesi değil; aynı zamanda dünya mirası listesinde olan bir yer. Korunması gerektiği konusu Uluslararası Mimarlar Birliği, UNESCO tarafından da açıklandı. Hal böyleyken Haydarpaşa’yı ortadan kaldıran, Dünya Ticaret Merkezi niteliğinde 5 milyon metrekareye yakın bir betonlaşma projesi gündemde.

Bektaş, Haydarpaşa’yı kurtarmak için geç kalınıp kalınmadığı sorusunu şöyle yanıtlıyor:

Hasan Bektaş (Birleşik Taşımacılık Sendikası Çalışanları İstanbul Şube Başkanı): Marmaray açıldığında Haydarpaşa olmayacak artık

Marmaray planlandığı gibi 2010’da açılırsa; 2008 Aralık’ta tüm hatlar, Gebze’den Halkalı’ya kadar tüm demiryolu güzergahı kapatılacak. İnşaat 2 yıl sürecek. Açıldığında Haydarpaşa olmayacak artık. Şu anda Haydarpaşa’nın demiryollarının kapatılmasını engellemek için geç kalınmış değil, projede çok büyük bir değişiklik yapmaya gerek yok. Sadece yeni yapılan yerle bağlantı kurulacak; bu da çok basit...

Niye Manhattan’a Venedik'e benzetelim?

Haydarpaşa filmlere konu olmuş, Türklerin de karayolunun pek gelişmediği zamanlarda İstanbul’a ilk ayak bastıkları yer. Yani Haydarpaşa trenleriyle, raylarıyla özdeşleşmiş, onunla bir bütün olmuş. Boğaz’dan İstanbul’a girişte, denize sıfır bir bölge. Ve İstanbul’un en güzel yerlerinden biri. Kimse buranın değerini ölçemez. Değeri parayla ölçülecek bir yer değil. Orada siz trenleri, demiryollarını, rayları kaldırırsanız, orası sıradan bir bina olarak kalır. Önce bu projeyi böyle hazırladılar ve dediler ki; ‘Haydarpaşa ve liman bölgesine tren girmeyecek; burayı değerlendirelim.’ İki sene önce ‘Burayı Manhattan’a benzeteceğiz’ dediler. ‘Önce 7 gökdelen dikeceğiz’ dediler. Biz çeşitli üniversiteler ve Haydarpaşa Dayanışması olarak iptal ettirdik. Geri adım attılar. Şimdi de ‘Venedik projesi hazırladık; Venedik’e benzeyecek’ diyorlar. İstanbul’a malolmuş bir bölgeyi niye Manhattan’a, niye Venedik’e benzetelim? Bu yabancı özentisi niye? Haydarpaşa, Haydarpaşa olarak kalsın.

Marmaray göstermelik...

İstanbul’a bir tüpgeçit gerekiyor. Bu konuda bir itirazımız yok. Teknik üniversitede konuyla ilgil hocaların da söyledikleri şey şu: Bizler Haydarpaşa’ya trenlerin girmesini istiyoruz. Şu anda AK Parti’nin yapmak istediği, İstanbul’a bir Marmaray projesi yapmak değil. Bunu kesin bir dille söylüyorum. Niye değil? Haydarpaşa garı ve liman bölgesini boşa çıkarmak için böyle bir proje başlatmaları gerekiyordu. Çünkü orada çok müthiş bir rant var. Marmaray göstermelik... Haydarpaşa’yı satmak için, oradaki 1 milyon 200 bin metrekare araziyi birilerine peşkeş çekmek için Marmaray projesinde bu şekilde bir değişiklik yapıldı. Yoksa Marmaray projesine başlayacakları falan da yoktu.

Durdurabilir miyiz bilmiyorum

İstanbul kamuoyu bu konuda yanlış bilgilendiriliyor. Marmaray projesi aslına uygun yapılsa idi sorun çıkmayacaktı. Ama burada yapılmak istenen şey çok belirgin. Haydarpaşa ve liman bölgesini boşa çıkarmak, oraları satmak için Marmaray projesi değiştirildi. Yapıldığında da güzelim yerler, gelecek kuşaklara aktarılması gereken tarihi bir miras yok edilmiş olacak. Kamuoyunu bilgilendirmek, hukuki yoldan mücadele etmek; yapmaya çalıştığımız bu... Projeye karşı değiliz. İstanbul’un trafiğinin çözülmesini biz de istiyoruz. Yanlış şeyler yapılıyor. Doğrusunu kamuoyuna anlatmayı sürdüreceğiz. Biz elimizden geleni yapacağız; durdurabilir miyiz bilmiyorum.

Prof. Dr. Zerrin Bayraktar, istenirse proje değiştirilmeden Haydarpaşa’nın kurtarılabileceğini düşünüyor. Bayraktar’a göre de “Marmaray’ı daha etkin hale getirip, Haydarpaşa’yı devre dışı bırakmamak mümkün.”

Prof. Dr. Zerrin Bayraktar (Yıldız Teknik Üni. Ulaştırma Anabilim Dalı - Emekli): Haydarpaşa kapanırsa İstanbul'u terk ederim

Haydarpaşa’da mevcut banliyöleri üçe çıkarmaya çalışıyorlar. Bu çok gereksiz bir şey. Üç hatta çıkarırken oradaki bütün istasyon binalarını yıkacaklar. Yolu kapatmak zorunda kalacaklar. Orası zaten çok yoğun yerleşimin üzerinden geçen bir yer ve bunun hiçbir faydası olmayacak. O üçüncü hat çok lüzümsuz ve maliyeti çok yüksek. Bunun gerçekleşmemesi için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Biz bunu senelerce anlattık ama anlamak istemiyorlar. Biliyorsunuz bu iş tamamen rant, tamamen para meselesi. İstanbul’un trafiğini düşünen falan yok; tamamen o gözle bakıyorlar. Haydarpaşa trenlere kapanırsa çok şey kaybediriz. Haydarpaşa İstanbul’un simgesi. Kendi adıma söyleyeyim, ben İstanbul’u terk ederim.

Proje değiştirilmeden Haydarpaşa kurtarılabilir

Proje değiştirilmeden Haydarpaşa kurtarılabilir. Marmaray’ı daha etkin hale getirip, Haydarpaşa’yı devre dışı bırakmamak mümkün. Mevcut banliyo hatlarını olduğu gibi muhafaza edip yenileyecekler. Sadece kuzeyden gelenleri de geçirmek için Anadoluray’ın da tüpten geçmesini sağlayacaklar. Bu noktada, zaman diyagramıyla istenilen istasyonlardan geçirebilirsiniz. Bunların hepsi mümkün.

Vapurumu Geri İstiyorum Dayanışması ile birlikte Haydarpaşa Dayanışması içinde yer alan, çizdiği karikatürlerle de girişime destek veren karikatürist Behiç Ak, Haydarpaşa’da yapılan yanlışlığı şöyle değerlendiriyor:

Behiç Ak (Karikatürist- Haydarpaşa Dayanışması Üyesi): Haydarpaşa bir arsa gibi görülüyor

Haydarpaşa’da yapılmak istenen şey çok yanlış bir şey. Yapılmak istenen şey Haydarpaşa ve Sirkeci’yi by-pass etmek. Bir arsa gibi görülüyor ve kamunun alanı halkın elinden alınmak isteniyor. Hatta TOKİ’ye verilmek isteniyor diye bir söylenti var. Böylelikle orası lüks TOKİ konutlarıyla dolacak bir arazi haline gelebilir. Bu çok çok kötü bir şey. İstanbul’un 300 kilometrelik bir kıyı şeridi var ama halkın kıyılardan yararlanma oranı çok düşük. Aslında kıyıların halka açılması lazım. O anlamda Haydarpaşa gibi çok önemli bir stratejik bölgeyi halka kapatmak, daha fazla parası olan bir sınıfın girebileceği bir alan haline getirmek, çok çok yanlış. Haydarpaşa vapurlarla çok ilgili. Haydarpaşa insanların Anadolu’dan şehre giriş yaptıkları bir kapı. O kapıların çok sembolik önemi de var. Gidip İbrahimağa’da bir yere sıkışmış bir bina yaparsanız o öyle olmaz. Denize açılan bir kapı olması çok güzel ve vapurla ilgili olması çok güzel. Düşünebiliyor musunuz, Avrupa ve Asya, iki kıtada, iki tren istasyonu; biri Sirkeci diğeri Haydarpaşa. Ve bunları bağlayan vapur... Dünyanın en ucuz taşımacılık sistemi ve kitle taşıma sistemi.

İroniden kurtulamıyoruz

Haydarpaşa’da 19 Ağustos’ta TCDD’nin 100. yılı kutlandı. Aynı gün Hicaz’da da Hicaz demiryollarının 100. yılı kutlandı. Yani düşünebiliyor musunuz, biz Haydarpaşa’nın 100. yılında Haydarpaşa’yı ve Türkiye’deki bütün demiryollarını kurtarmak için mücadele vermeye çalışıyoruz. Osmanlı’nın kendi parasıyla yaptırdığı tek demiryolu olan Hicaz’da ise böyle bir şeye sahip olmanın keyfini çıkarıyor insanlar. Aradaki farka bakın... Keşke Haydarpaşa’nın 100. yılında, “Ne güzel böyle birşey yapılmış, kullanılmaya da devam ediyor” demek için orada olsaydık. Ama biz, “Neden bu binalar elimizden alınıyor, neden tren istasyonu kapatılmak isteniyor?” diye protesto etmek zorunda kaldık. İroniden kurtulamıyoruz.