Son yıllarda artan konut yapımıyla gündeme gelen çevreye
duyarlı 'yeşil' inşaatlarla birlikte 'yeşil etiketli asansör'
kavramı da yaygınlaşıyor. İşyeri ve apartman yöneticilerinin asansörlerin montaj
ve bakımına gereken özeni göstermemeleri nedeniyle böyle bir düzenlemeye
gidiliyor.
Yapılan denetimler sonucunda Türkiye'de asansör üreten her üç firmadan
neredeyse ikisi korsan. Faaliyette bulunan 120 bin asansörün yarısı her an
kazaya yol açabilir. Ortalama bin kadar üreticinin ancak 100'ü standartlara
uygun asansör üretiyor. Pazar lideri olan Schindler Genel Müdür Yardımcısı
Okan Süha Yıldırım, asansörlerin yılda en az bir kere emniyet
ve işletme standartlarına uygun olup olmadığının kontrol edilmesi gerektiğini
belirterek, cihazların aşağı yukarı yönde kontrolsüz hareketler sergilemesi
nedeniyle kazaların ortaya çıktığını söylüyor. Tüm bu asansörleri sektör
'kaldıraç' olarak sınıflandırıyor. Yıldırım, "Birçok bina sahibi sağlıksız bakım
yapıldığını bile bile ucuza kaçıyor." diyor.
Makine Mühendisleri Odası ve Elektrik Mühendisleri
Odası Ankara şubeleri ortak bir araştırmaya imza attı. Araştırmada 15
Şubat 2003 tarih ve 25021 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren
Asansör Yönetmeliği'ndeki maddelere dikkat çekilmiş, her
asansörün yılda bir kez yapının bağlı olduğu belediyeler tarafından kontrolünün
yapılması gerektiği belirtilmişti. Sadece Ankara'da bir yıl içinde 161 asansör
kazası meydana gelmiş ve 4 kişi hayatını kaybetmişti. Türkiye genelinde ise
1998-2008 yılları arasında toplam 1.173 kaza oldu. Son on yılda meydana gelen
kazalarda 7 kişi hayatını kaybederken 65 kişi de yaralandı.
Her yıl üretilen 14 bin yeni asansörün yarısının standartlara uygun olmadığı
kaydediliyor. Denetimin olmaması nedeniyle her iki asansörden birinin kazaya
davetiye çıkardığını belirten Schindler Genel Müdür Yardımcısı Okan Süha
Yıldırım, 120 bin adetlik pazarın çoğunu merdivenaltı üretimin oluşturduğuna
dikkat çekiyor. Bakımların yetersiz kişiler tarafından yapıldığını, 100 lira
verip yetkili kişilere yaptırmak yerine 10 lira verip işten anlamayan kişilere
bakım yaptırıldığını anlatan Yıldırım, merdivenaltı firmaları ortadan kaldırmak
amacıyla yasanın çıktığını hatırlatıyor. Ancak bu işi 20 kadar firmanın ciddiye
aldığını ve standartlara uygun yaptığını söylüyor. Bunun üzerine harekete geçen
devlet yetkilileri bu kez Avrupa Birliği ülkelerinde uygulanan
asgari güvenlik standartlarına uygunluğu belgeleyen CE
işaretlemesini, yasal bir zorunluluk haline getirerek 1 Mart 2005'te
uygulamaya koydu. Sektör tarafından da olumlu karşılanan bu gelişme 500 milyon
dolarlık büyüklüğe ulaşan Türkiye asansör sektörünü umutlandırdı. 1990'dan bu
yana hızla gelişen asansör sanayii, inşaat sektörünün yaygınlaşmasıyla daha da
büyüdü. Teknolojik olarak Avrupalı rakipleriyle başa baş mücadele eden yerli
üreticilerin gözü Rusya ve Avrupa pazarında. Rusya'da en az 1 milyon adetlik
pazar olduğu belirtiliyor. Avrupa'daki nüfusun yaşlanması bu bölgede asansöre
olan talebin hızla artmasını sağladı.
'Her gün 900 milyondan fazla kişiyi taşıyoruz'
Dünyanın en büyük yürüyen merdiven tedarikçisi ve ikinci en büyük asansör
üreticisi konumundaki Schindler Grubu olarak her gün 900 milyondan fazla kişiyi
taşıdıklarını belirten Okan Süha Yıldırım, şirketin ticari faaliyetlerinin beş
kıtaya yayıldığını aktarıyor. 40 bin kişinin çalıştığı grup, tüm ürünlerini
testlerden geçiriyor. Örneğin asansör bir binanın en üst katından hızla
bırakılıyor ve durup durmayacağı test ediliyor. Ancak asansörün kopma, çakılma
gibi riskleri bulunduğu için bazı firmalar bu teste yanaşmıyor. Kazaların en çok
çocukların başına geldiğini hatırlatan Yıldırım, "İşimizi ciddiye aldığımız için
bu testi her üründe yapıyoruz. Özellikle kapılar çok önemli. Kazaların büyük
çoğunluğu çakma kapılardan kaynaklanıyor." diyor.
Dünyada 8 milyon asansör bulunuyor
* Konularda asansör kullanımı yüzde 15. * Sektör, her yıl yüzde 10
büyüyor. * Pazarın hacmi yıllık 500 milyon dolar. * Dünya genelinde 8
milyon asansör var. * Türkiye'deki asansör sayısı 120 bin.