Hindistan Pazarı Çok Cazip



30 bin üretici firma ve 30 bini aşkın dağıtıcı, perakendeci ve toptancıyı bünyesinde barındıran bir sektör mobilya sektörü. Yaklaşık 500 bin kişiye istihdam sağlıyor. Üstelik üretimde ithal payı yok denecek kadar az. Sektör son yıllarda ciddi bir atağa geçti. Tasarıma verilen önemin artması ile birlikte ihracat yapılan ülke sayısı da 170’e yaklaştı. Peki potansiyel vaat eden bu sektör kaynaklarını ne kadar etkin kullanıyor, sorunları ne, krize karşın ne tür önlemler alıyor? Tüm bu soruların yanıtını Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Nazif Türkoğlu ile hem İstanbul Mobilyacılar Fuarı’nı İMOB 2009 gezerek hem de sohbet ederek beraber aradık.

“Aslında şunu söylemeliyim ki biz son 15 yılda tam anlamıyla sektör haline geldik. Ondan önce kopuk ve dağınık bir yapıya sahipti, mobilya üreticileri. Bakın, İtalya’nın İspanya’nın neredeyse bir asırdan beri yaptığı tasarımı biz ancak son yıllarda yapıyoruz. Fuarlar ise bir ivme yarattı sektörde. 300’ü aşkın firma katılıyor” diyen Türkoğlu, çok iyi bir ihracat potansiyeli yakaladıklarını şöyle anlattı: “Artık Avrupa kalite ve tasarımında üretim yapabiliyoruz. Üstelik fiyatlarımız Avrupa fiyatlarından yüzde 40-50 daha aşağıda. Asya’ya göre 3-4 misli daha kaliteli mobilyalarımız, buna karşın fiyatlar Asya fiyatlarının 3 misli yüksek değil. Bunlar çok iyi avantaj. Şimdi ise Hindistan ve Kuzey Afrika gibi yeni pazarlara açılıyoruz. Bir araştırma yaptık ve Hindistan’ın çok cazip olduğunu gördük. 1.2 milyar nüfuslu ülkenin yüzde 10’nun gelir seviyesinin orta ve üzeri olduğunu kabul edersek bile bu 100 milyon kişi demek. 10 Ocak’ta Bombay’daydık. İyi ilişkiler kurduk ve şu anda da 37 Hintli işadamı burada fuarda görüşmeler yapıyor.”

Bir yılda ihracat yüzde 33 arttı

Türkoğlu’nun verdiği bilgilere göre 2008 yılının ilk on bir ayında 1 milyar 237 milyon dolar ihracat yapılmış. 2007’ye kıyasla yüzde 33’lük bir artış olmuş. MOSDER Başkanı mobilya ihracatında dünya sıralamasında 21. sırada yer alan Türkiye’nin 2010’a kadar 15. sıraya yükseleceğini beklediklerini söylüyor. Hedef ise yine 2010’da 2.5 milyar dolar ihracat gerçekleştirmek. Türkoğlu’na göre sektörün gelişimi için yapılması gerekenlerin başında nakliye ve lojistik konularında destek verilmesi geliyor. Hacimli mallar olduğu için fabrika çıkışı maliyetin üzerine yüzde 30 navlun ekleyince fiyatların birden attığını belirten Türkoğlu, “KDV yüzde 8’e düşürülsün falan gibi laflar dönüyor etrafta ama bunlar hiç gerçekci değil, bizim mobilya ihracatçıları olarak asıl ihtiyacımız nakliye desteği” diyor.

“Krizde kapanan şirket henüz olmadı. Ama kriz öncesi dönemde işler yolunda olduğu için fazla açılan şirketler vardı. Kimi küçüldü, kimi verimlilik hesabına girişerek, ‘ben aynı işi daha az personelle yapabilirim’ diyerek adam çıkardı ama yaptığımız hesaba göre işten çıkarılanlar toplam istihdamın yüzde 1’i bile değil” diyen Türkoğlu, petrolün ucuzlaması ve hammadde fiyatlarının düşüşünün dövizin artışını tolere ettiğini belirterek “niye işçi çıkartıyorlar ki?” diye sektöre hafif serzenişte de bulunuyor. Ancak MOSDER Başkanı’nın özellikle vurgulamak istediği husus şu:

Fiyat indirmekle, benzer üretimle rekabet artık çıkmaz bir sokak, ancak özgün tasarım, kalite ve satış sonrası hizmet ile rekabette başarı şansımız var.

Tasarımda öğrencilerle işbirliği içindeyiz

Sektörün en çok ihtiyaç duyduğu konuların başında “tasarım ve markalaşma”nın geldiğini belirten Nazif Türkoğlu, MOSDER olarak hem sanayiciyi tasarım konusuna daha fazla ısındırmak, hem de bu konuda yetişen gençlere iş fırsatları yaratabilmek için “Ulusal Ev Mobilyaları Tasarım Yarışması”nı başlattıklarını söylüyor. Türkoğlu “Bu yıl giderek artan bir ilgiyle dördüncü kez düzenlenen yarışma, üniversite-sanayi işbirliğini tetiklemenin ötesinde pekiştirme aşamasına ulaştı. 26 üniversiteden 379 proje başvurusu aldık” diye anlatıyor. Ödül alan öğrencilere 84 bin YTL’lik para ödülüne ek olarak; MOSDER şirketlerinde staj yapma, yeni iş fırsatlarıyla karşılaşma, İstanbul Mobilya Fuarı’nda sergi alanı ve yurtdışı fuarlara katılım gibi pek çok olanak sağlanıyor. Ayrıca dereceye giren tüm tasarımların tasarım tescil hakları da koruma altına alınacak.