İç Anadolu’da Yeraltı Suları Kurudu

Su kaynaklarının bolluğu ile bilinen Türkiye, son dönemde kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya. Bu gerçekle ilgili acı itiraf, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'den geldi. İç Anadolu Bölgesi'ndeki yeraltı sularının 2002 yılı itibarıyla tamamen kuruduğunu söyleyen Güler, Beyşehir, Akşehir, Meke'yi kurtarmak için çalıştıklarını anlattı. Sulak alanların kurumasının barajlardan aktarılan su ile önlendiğini belirterek, bazı alanların ise hiçbir müdahale olmadan kuruduğunu aktardı. Yok olma tehlikesi yaşayan Hotamış Sazlıkları ile Sultan Sazlığı'nın kurtarılması içinse bölgedeki barajlardan yüzde 10'ndan az olmamak kaydıyla su verilmesi kararı alındı.

Kuruyan göller ve yeraltı sularının durumu, AK Parti İstanbul Milletvekili Gürsoy Erol'un verdiği soru önergesiyle TBMM gündemine geldi. Erol'un önergesini cevaplayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, İç Anadolu Bölgesi'ndeki yeraltı sularının 2002 yılından itibaren tamamen kuruduğunu açıkladı. Kuruyan ya da kurumaya yüz tutan göllerin ve sulak alanların barajlardan su aktarımı ile yaşatılmaya çalışıldığını anlatan Güler, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'ne (DSİ) yöneltilen eleştirileri haksız bulduğunu ifade ediyor. Sulak alanlar üzerindeki olumsuzlukları sadece DSİ'nin uygulamalarına bağlamanın yanlış olacağını savunan Güler, su kalitesinin bozulduğunu, habitatların tahrip edildiğini belirterek doğal sulak alanlara yabancı türlerin atılması gibi sorunların dikkate alınmasını istiyor.

Kuruma tehlikesiyle karşı karşıya olan sulak alanlar

Beyşehir Gölü taşıma suyla kurtulacak: Su seviyesi işletme kodu 1121 iken 2005 yılı Aralık ayı itibarıyla su seviyesi 1121.59 olarak sadece 60 cm. fazla ölçüldü. Ekstrem olarak yaşanan kuraklık sebebi ile su seviyesi geçen seneye göre daha da düştü. Gölden aşırı su çekimini azaltmaya çalışan DSİ, 2003 yılında Suğla Depolaması inşa etti. 2005 yılında sulama amacıyla 360 hektometreküp su çekilmesi gereken gölden 285 hektometreküp oranında su çekildi. Aradaki fark Suğla Deposu'ndan karşılandı. Gölün kuruma ihtimaline karşı Akdeniz havzasına akan yeraltı suları Derebucak Barajı, Gembos Derivasyonu ve Sulama Projesi ile yeniden Beyşehir Gölü'ne aktarılacak. 2007 Haziran'ında işletmeye alınması beklenen projeyle, gölün su ve çevre probleminin giderilmesi amaçlanıyor.

Eşmekaya Sazlıkları: Bu alanın kurtarılması, yeraltı su rezervuarındaki su seviyesinin yükselmesi ve su kaynağını oluşturan pınarların tekrar faaliyete geçmesine bağlıdır. Bölgedeki sulama suyu ihtiyacının kuyulardan sürdürülmesi pınarların kurumasına neden olmuştur.

Hotamış Sazlıkları: Uzun yıllardır süren kurak dönem Hotamış Sazlıkları’nı kuruma noktasına getirmiştir. Kurumuş Hotamış Gölü ve kaybolan sulak alanların tek kurtuluş umudu olarak, Konya Çumra 3. Merhale Projesi çerçevesinde sazlıkların daimi sulak alan ve depolama alanına çevrilmesi görülüyor.

Sultan Sazlıkları: Kuraklıkla beraber Sultan Sazlıkları kuruma tehlikesi ile yüz yüze geldi. Bu olumsuzluğun giderilmesi için 2002 yılında bölgedeki barajlardan 3 milyon metreküp su bırakıldı. Ayrıca bölgedeki 22 kuyudan sazlıklara su verildi. Halen devam eden olumsuzluğun giderilmesi için Ekim 2005'te yapılan toplantıda Kovalı ve Ağcaşar barajlarından rezervin yüzde 10'undan az olmamak üzere düzenli su verilmesi kararı alındı. Ayrıca 11 kilometre uzunluğundaki Zamantı Tüneli ile Seyhan Nehri'nden sağlanacak sular Sultan Sazlığı Kapalı Havzası'na çevrilecek.

Ereğli Akgöl: Göl su kodu 998'in üzerine çıktığında Akçaşehir ovasına ait tarım arazileri sular altında kalıyor. Yağışlı dönemlerde göl alanı genişliyor, kurak dönemlerde ise küçülüyor. Bölgedeki Karaman-Ayrancı, Ereğli-İvriz ve Karaman-Gödet barajlarında su seviyesinin yetersizliği nedeniyle eksik sulama yapılmaktadır. Akgöl, bu barajların dolu savaklarından bırakılacak su dışında ilave su bırakmak mümkün değil.

Meke Gölü: Göldeki su seviyesinin düşüşü yağış miktarına bağlı. Suları acı olan Meke Gölü'nden su kullanımı bulunmuyor. Bu nedenlerle gölde kuruma söz konusu değil. Aşırı kuraklık nedeniyle yeraltı su seviyelerinin düşmesi, yeraltı sularından beslenen gölde buharlaşmanın da etkisiyle su seviyesini oldukça düşürerek bitme noktasına getirdi.

Akşehir Gölü: 1929-1933 yılları arasındaki kurak dönemde tamamen kurudu. Kuruyan alan tarıma açıldı. 1940'lı yıllarda artan yağışlarla birlikte gölün su seviyesi yükseldi. 147 kilometrekarelik alana sahip gölde su seviyesi 953 metreye ulaştı. Gölün su seviyesi yağışlı ve kurak dönemlere göre çok büyük değişimler gösteriyor.