İçmimar Muhittin İnce'nin 'Mimarlık Paylaşılamıyor' Yazısına Cevabı



Oktay Ekinci'nin, TMMOB İçmimarlar Odasının içmimarlık meslek alanını ihlal eden iki mimar hakkında açmış olduğu suç duyurusu üzerine geçtiğimiz haftalarda Cumhuriyet Gazetesinde kaleme aldığı 'Mimarlık Paylaşılamıyor' başlıklı yazısına, İçmimar Muhittin İnce'den gelen cevap niteliğindeki yazıyı yayımlıyoruz.

"TMMOB İçmimarlar Odasının İçmimarlık meslek alanını ihlal eden iki mimar hakkında açmış olduğu suç duyurusu üzerine Cumhuriyet Gazetesindeki köşenizde yapmış olduğunuz açıklama üzerine Trabzon’da içmimarlık yapan sade bir vatandaş olarak cevabımdır.

Henüz yargı sürecinde olan bir suç duyurusu hakkında kamuoyu baskısı oluşturma gayretinizi, içmimarlık mesleğinin, eğitimini almamış kişilerce uygulanması için verdiğiniz mücadeleyi, mühendislik ve mimarlık hakkındaki kanun ve ilgili yönetmelikleri ihlal ettikleri gerekçesiyle yargılanan iki mimarı, “tarihsel ve evrensel mesleki sorumlulukla mesleklerini yapmaya çalışırken dava edilmişler” gibi duygusal ifadelerle savunmanız, yıllardan beri haksızlığa uğramış durumda bulunan içmimarlık meslek mensuplarını mimari duyarlılıktan yoksun, rantçı politikacılarla işbirliği yapmakla suçlamanızı entelektüel, toplum önderi kimliğinizle bağdaştıramamaktayım.

Ülkemiz mimarisini yap-sat mantığıyla irdeleyen, iç mimari projeyi konut fiyatlarında metrekare bazında meydana gelecek artış olarak gören ve içmimarların lehine sonuçlanmış yargı kararlarına rağmen, yönetmelikleri revize etmeyen ve şu anda Bayındırlık Bakanlığı yapmakta olan şahısla işbirliğini iki dönem genel başkanlığını üstlenmiş olduğunuz Oda yapmıştır ve bu görüşmeyi de internet sayfasında açıklamıştır.

İçmimarlık; mimari yapı bütünlüğünde açık-kapalı her çevrenin, hacmin fizik değerleri ile birlikte işlevselliği doğrultusunda incelenerek insan faktörünün, fizyolojik, ergonomik, psikolojik değerlerin, sosyal-ekonomik kriterlerin geniş açıda planlanması ve bilimsel, sanatsal, teknik kuramların organizasyonudur.(bkz. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İçmimarlık Bölümü internet sayfası).

Meslek alanımız almış olduğumuz eğitimle, insanın yaşamını sürdüreceği iç mekanları tasarlamaktır. Son derece önemli ve direkt olarak insan yaşamını ilgilendiren bu konu birtakım lobilerin baskısıyla “kanunlarda yeri olduğu halde” içmimarlar yerine bunun eğitimini almamış kişilerce uygulanmaktadır. Ülkemiz bunun bedelini depremlerde ödemiştir. Ölümlerin çoğu iç mekanlara denetimsiz biçimde yerleştirilen donanımların insanların üzerine yıkılmasıyla olmuştur.

İçmimarlık meslek eğitimine 1925 yılında başlanmış ve ülkemizde ihtisaslasmanın hangi dallarda olacağına Türk mimarlığı bu tarihte karar vermiştir. 1976 yılında kurulan TMMOB İçmimarlar Odası ile de içmimarlık mesleğinin sadece Odaya kayıtlı içmimarlar tarafından icra edilmesi mühendislik ve mimarlık hakkındaki kanunla güvence altına alınmıştır. Aradan 85 yıl geçmiş ve ülkemizde 30.000 içmimar yetişmiştir. Bu vakitten sonra hiç kimse mimaride
ihtisaslaşma yanlış yapılmış, mimarlar da içmimarlık yapabilir, deme keyfiyetinde ve haddinde olamaz. Meslektaşlarımız işsizlik sorunu yaşarken üniversitelerde içmimarlık eğitimi almamış kimselerin mesleğimizi yapmasına seyirci kalamayız.

Mimari tasarım eğitimi sırasında yüzeysel olarak verilen bilgiyi içmimarlık mesleğini yapma yetkinliği sayan anlayışınız, içmimarlık eğitimi sırasında verilen mimari eğitimi de yeterli sayıp içmimarların mimari tasarım yapma özgürlüğü olarak görebilir miydi, bunu çağdaş ve hukuki bulur muydu?

İçmimarlık eğitimini oluşturan müfredat yakın disiplinlerden de eğitim almayı gerektirmektedir. İçmimarlık bölümlerinin, çoğu mimar kökenli akademisyen ve bölüm başkanlarının hegemonyasında olmasından dolayı öğretim üyesi kadrolarında mimar kökenli akademisyenler tercih edilmektedir. İç mimari proje derslerinin içmimarlık eğitimi almamış mimar kökenli akademisyenlerce verilmesini içmimarlık mesleğini yapma yetkinliği olarak görmeniz bilimsellikten uzak bir yaklaşımdır.

İçmimarlık meslek alanı işgal altındadır. TMMOB çatısı altındaki bir Odanın meslek alanının gasp edilmesi son derece vahimdir. Mesleğimizi işgal edenlerin bir bölümü de mimarlardan oluşmaktadır. Meslek alanımızın nerdeyse % 99'u içmimarların dışındaki meslek mensuplarınca icra edilirken, biz içmimarların meslek alanımızın sadece içmimarlar tarafından yapılmasını sağlamaya, bütün meslek odası olan meslekler gibi bizim odamızın da çalısması, mimarlığı etkisizlestirmek için değil, içerisinde mimarlık mesleğinin de bulunduğu TMMOB çatısı altındaki tüm meslek odalarına güç katmak yönündedir.

İçmimarlık mesleğinin sadece odaya kayıtlı içmimarlar tarafından yapılması kanunların da emrettiği gibi, olması gerekendir.

2005 yılında TMMOB'ye bağlı odaların SMM yönetmeliklerini revizyonu sırasında, Mimarlar Odası SMM yönetmeliği içerisinden içmimarlık hizmetleri çıkartılmış, Danıştay 8. Dairesi kararıyla ve yürürlüğe giren İçmimarlar Odası SMM yönetmeliği ile de ayrışma netleşmiştir.

Ülkemizde bir yapının vücuda gelebilmesi için hangi disiplinlerin kullanacağını belirten Bayındırlık Bakanlığınca 1985 yılında yürürlüğe sokulan Mimarlık Mühendislik Hizmetleri Şartnamesinin 10. maddesinde tanımladığı üzere 4-5 grup yapıları içmimarlık hizmetlerinin aranacağı yapı sınıfları olarak belirlenmiş, bu hizmetlerin neleri kapsadığı da belirtilmiştir. 2007 yılında Danıstay 8. Dairesinin verdiği hükümle içmimarlık hizmetlerinin sadece içmimarlarca
verileceği kararına rağmen Bayındırlık Bakanlığınca düzenlenen yönetmelikler ve ilgili şartname revize edilmemektedir.

Mimarlar Odasının, çizim standartlarının içerisinden iç mimariye ait argümanları çıkartmamasından kaynaklı olarak, uygulama ve tefriş projesi adı altında içmimarlık meslek alanı ihlal edilmekte, binaların iç mekanları bu şekilde oluşturulmakta, içmimarların hazırlaması gereken iç mimari projeler imar yönetmeliklerdeki açıklardan dolayı talep edilmemektedir. Ayrıca iç mekanlarının korunması gereken tarihi binaların iç mekanları, içmimarlık eğitimi almayan kişilerce restore edilmekte ve bu tarihi kültürel değerlerimiz yok edilmektedir.

Ülkemizde üretilen binaların kalitesi ortadadır. İçmimar kullanılmadan yapılan binalar estetik ve fonksiyonel değildir. Yapım sürecini yeni tamamlamış binalar dahi içinde tadilat yapılmadan kullanılamamaktadır. Ülkemiz kaynakları inşaat artığı olarak heba edilmekte, depremlerde ehil olmayan kimselerin yaptığı uygulamalar sonucu insanlarımız can vermektedir.

Kanun ve yönetmeliklerdeki açıklar öyle bir hal almıştır ki yeni düzenlenen imar kanununda her meslek grubu mesleği hazırladığı proje ile ilgili fenni mesuliyeti yaparken iç mimari projesi yapılan binalarda fenni mesuliyeti kimin yapacağına dair açıklık getirilmemiştir.

Meslek alanımız böyle büyük bir baskı altında iken meslek alanımıza sahip çıkmak adına meslek odamızın hukuka başvurmasını yadırgamanıza anlam verememekteyiz.

İç mekan tasarımının, eğitimini almış yetkinliği olan içmimarlar tarafından yapılmasını sağlamaya çalışmamız, iç mimariyi korumaya çalışma çabamız, evrensel mimarlığa, çağdaş tasarım dünyasına, tarihi ve kültürel değerlerimize saygının bir ifadesidir.

İç mimarinin kanunlarımızdaki boşluklar nedeniyle korunamamasına ve uygulamaların kontrol dışı kalmasından dolayı ülkemizin zarar görmesine tepki göstermeye davet ediyorum."

Muhittin İNCE, İçmimar
muhittinince61@hotmail.com