İhaledeki ‘İndirim Yarışı’ Kamu Binalarını Yıkıyor



İhale Kanunu’na göre inşaat şirketleri, yüzde 60’a varan oranlarda indirim yaparak devletten iş alabiliyor.Müteahhitler, indirim farkını çıkarmak için malzemeden çalınca ortaya her an yıkılmaya hazır binalar çıkıyor.

Her büyük depremde olduğu gibi Tunceli Pülümür’de yaşanan 6,5’lik depremde de en ağır hasarı kamu binalarının görmesi, kamu inşaatlarındaki denetimsizliği bir kez daha gözler önüne serdi. İnşaat sektörü temsilcileri yıkımın en önemli sebebinin devletin ihalelerde kaliteyi değil, indirimi esas alması olduğunu belirtiyor.

2002’de sadece İstanbul’da kamu binaları için her biri 1 trilyonu bulan 300’e yakın ihale açıldı. Bu ihalelerin tamamında müteahhitler yüzde 60’lara varan indirimler yaptı. Ancak söz konusu yapıların bu indirimli fiyatlarla malzemeden çalmadan bitirilmesinin mümkün olmadığını müteahhitler bile itiraf ediyor. Devletin bu binaların yapımını denetlememesi de müteahhitlerin bu yöndeki işini kolaylaştırıyor. Bu gidişatı önlemek için bugünlerde tartışılan İhale Yasası’na bazı hükümler kondu. Buna göre inşaatın yaklaşık maliyetine göre teklif alınacak ve büyük indirimler yaparak başka metotlarla kâr etmeyi planlayanların önüne geçilecek. Ancak 2003 Ocak ayında yürürlüğe girmesi planlanan yasa AK Parti hükümetinin bazı çekinceleri sebebiyle bekletiliyor.



Müteahhitler, yapı denetim ve inşaat sektörü temsilcileri, devletin konut, sosyal tesis, hizmet binası gibi her yıl binlerce inşaatının ihalesinde yüzde 60–70’lere varan fiyat kırımlarıyla ihale vermesi ve kamu binalarının denetimden geçirilmemesinin yıkımların ana sebebi olduğunu söyledi. Türkiye İnşaat Müteahhitleri İşveren Sendikası’nın kayıtlarına göre sadece İstanbul’da 2002 yılı içinde kamu kurumlarına ait 300’e yakın inşaat ihalesi yapıldı. 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na göre yapılan ihaleleri yüzde 60’a varan fiyat kırımı gerçekleştiren firmalar kazandı. Her biri en az 1 trilyon lirayı bulan 300 ihalede yüksek fiyat kırımları yapılması, yapıların sağlam yapılmayacağı anlamına geliyor. Meclis’in 4 Ocak 2002’de kabul ederek Ocak 2003 itibarıyla yürürlüğe girmesi gereken 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun işlerlik kazanmaması, eski yasanın getirdiği denetimsizlik ve müteahhitlerin aşırı tenzilatına ilişkin çelişkilerin sürmesini de beraberinde getiriyor. Müteahhitlerin keşif artışı gibi inşaat işlerinin uzatılmasıyla para kazanma yöntemini ortadan kaldıran yeni yasa, inşaat projelerinin anahtar teslimi bitirilmesini öngörüyor. Yeni yasada eski yasanın ortaya koyduğu Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın birim maliyet hesaplamaları yerine de inşaatların tamamı için yaklaşık maliyetlere göre teklifler alınması öngörülüyor. Yeni yasa yürürlüğe girmediği için her yılın ocak ayında yaklaşık 3 bine yakın inşaat ihalesi gerçekleşirken Ocak 2003 içinde bugüne kadar sadece 6 ihale gerçekleştirilebildi.

Türkiye’de müteahhitliğin kolay bir iş haline getirilmesi kamu yapılarındaki denetimsizlik ve ihalelerdeki kayırmaların bir başka sebebi. Türkiye’de 94 bin 500 karneli müteahhit bulunuyor. Müteahhitlerin bağlı bulunduğu, sicil kayıtlarının tutulup denetlendiği bir odaları bile bulunmuyor. Berberlik yapmak için esnaf odalarının onayı ve denetimin gerçekleştirildiği ülkemizde müteahhitlerin denetimi, sertifikalandırılması gerçekleştirilmiyor.

Bugüne kadar uygulanan İhale Yasası’na göre, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın her yıl belirlediği inşaat birim maliyetlerine göre hükümet konağı gibi I. Sınıf inşaatların metrekare maliyeti 230 milyon lira olarak belirlenmiş. Bu tip bir yapının inşaat ihalesine giren bir müteahhit fiyatta yüzde 60 kırım yaptığında, inşaatın metrekaresini 92 milyona yapabileceğini taahhüt etmiş oluyor. Oysa enflasyon oranları bile yansıtılmayan birim fiyatlar üzerinden müteahhitler en fazla yüzde 25 kazanç sağlayabiliyor. Yani yüzde 25’in üzerindeki fiyat kırımları, inşaatlarda kullanılan malzemelerin fiyatını düşürmek anlamına geliyor.

Türkiye İnşaat Müteahhitleri İşveren Sendikası Başkanı Nazım Aygün, müteahhitler ve devlet arasındaki ‘ucuz iş yapma ve tenzilatlara’ dayalı ilişkiyi kısır bir döngü olarak tanımlıyor. Devlet 2002’de yapı işleri için 3,6 katrilyon lira harcama yaptı. Yapı Denetim Kuruluşları ve Laboratuvarları Derneği Başkanı Kürşat Kahratlı’nın verdiği bilgiye göre, çoğu yüzde 50–60’lara varan indirimlerle yapılan bu ihaleler, müteahhitlerin binanın projesinden, demirinden, betonunun kalitesinden çalması ya da düşük kalitede iş yapması anlamına geliyor. İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Tüner Yüzgeç, 2002 sonunda yapılan proje ve inşaat ihalelerinde yüzde 70–80’lere varan kırımların onaylanmasına dikkat çekerek “Böylesi fiyat tenzilatlarıyla yapılan işlerin kalitesine güvenebilmek için, yüklenicinin vicdanıyla birlikte bağışlayacağı sermayesinin de var olduğundan emin olmak gerekmektedir.” diye konuştu.