İhracatçının Öncelikli Sorunu Döviz Kuru



Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından geleneksel hale getirilen ve yılın çeyreklerine göre gerçekleşme ve beklentileri değerlendiren 'eğilim anketi' çalışmasının 2015 ikinci çeyrek gerçekleşme ve üçüncü çeyrek beklenti sonuçları, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi tarafından açıklandı. Ankete göre bu yılın ikinci çeyreğinde yeni pazarlara girebildiklerini belirten firmaların oranının yüzde 41 olarak gerçekleştiği bilgisini veren Büyükekşi, burada ilk çeyreğe göre bir yükseliş olduğunu, bunun da ihracatçıların yeni pazar iştahını gösterdiğini kaydetti.

Yılın 3. çeyreğinde en yüksek oranla Rusya'nın hedef pazar olarak belirginleştiğini vurgulayan Büyükekşi, "Uzun süredir ihracatçılarımızın hedef pazar olma özelliğini koruyan Rusya'nın, ilk defa ikinci sırada yer alan hedef pazar ile arasında yüzde 1'den az oran var. Daha önceki farklar yüzde 3 ile yüzde 11 arasında değişmekteydi. Rusya'yı ABD, Almanya, Çin ve İran izliyor" dedi. Hedef pazarlarda ilk beş ülkeyi bir önceki dönemle karşılaştırdıklarında Çin bir basamak gerilerken, Almanya'nın bir basamak yükseldiğini, İran'ın ise 5. sıraya yerleştiğine dikkati çeken Büyükekşi, yılın ilk gününden bu yana 30'dan fazla ülkeye ticaret heyetleri ile ziyaret gerçekleştirdiklerini dile getirdi.

"Avro/dolar paritesi ihracatımızı etkiliyor. Gerçek ihracatımız azalmasa da rakamlar olarak azalmış görünüyor, o yüzden yeni pazarlara ihtiyacımız var" diyen Büyükekşi, İran'ın hedef olan ilk 5 ülke arasında yer almasındaki en büyük etmenin imzalanan P5+1 anlaşması olduğunu, 5-8 Ekim tarihinde İran'a bir ticaret heyeti ile ziyaret düzenleyeceklerini ifade etti.

Ankete göre yılın ikinci çeyreğinde mevcut pazarlarda yeni müşterilerden sipariş aldıklarını belirten ihracatçıların oranının yüzde 57,7 ile geçen dönemlerdekine göre biraz daha iyi bir performans sergilediğine işaret eden Büyükekşi, sözlerine şöyle devam etti:

"İhracatçılarımızın önemli bir kısmı küresel fırtınaya rağmen adeta yeni okyanuslara yelken açmaya devam ediyor. İhracatçılarımızın yüzde 38,1'i yılın ikinci çeyreğinde müşteri kaybettiği pazar olduğunu belirtti. Araştırmanın bu bölümünde tamamen kaybettikleri pazar olduğunu belirten ihracatçılar, genelin yüzde 15,7'sini oluşturuyor. Mevcut pazarlarda yeni müşterilerden sipariş alma oranında, ilk çeyreğe göre bir iyileşme var. Bu da fiyatlardaki gerilemenin geçici etkisine rağmen kilogram bazında ihracat artış trendini destekliyor. İhracatçılarımızın geneli için mevcut kaybedilen pazar oranları geçen çeyrek ile aynı seyrediyor. Kaybedilen pazar oranının ilk 500 ve ikinci 500'deki firmalarda gerilediğini görüyoruz."

"İhracatta karlılık düzeyinin azaldığını belirten firmaların oranı yüzde 46,8"

Büyükekşi, "TİM İhracatçı Eğilim Araştırması"na göre ikinci çeyrekte cironun içindeki ihracatın payının yüzde 61,6 olarak belirlendiğini belirterek, "Fiyat baskına rağmen ihracat ağırlığını koruyor" dedi.

Aynı dönemde "hedef ülkelerdeki ekonomik koşulların" yüzde 54,6 ile, "rekabetçi fiyat sunamamanın" yüzde 51,2 ile, "hedef ülkelerdeki siyasi ve bürokratik engellerin" ise yüzde 36,1 ile en sık karşılaşılan pazarlama sorunları olarak karşılarına çıktığını aktaran Büyükekşi, ihracatçıların vurguladığı öncelikli sorunlar arasında döviz kurlarının yüzde 49,6 ile yine ilk sırada geldiğini, bunu yüzde 44,4 ile enerji maliyetleri, yüzde 40,3 ile de hammadde ve ara mal fiyatlarının takip etiğini kaydetti.

2015 yılı ikinci çeyreğinde ihracatçı firmaların üretim, tedarik ve enerji kullanımı açısından üzerinde durdukları en önemli gerçekleşmenin girdi maliyetlerindeki artış olduğu bilgisini veren Büyükekşi, ihracatçıların yüzde 63,8'inin girdi maliyetlerinin, yüzde 46.8'inin de enerji birim girdi maliyetlerinin arttığını belirttiğini dile getirdi.

Diğer taraftan ihracatta karlılık düzeyinin azaldığını belirten firmaların oranının yüzde 46,8 olduğunu vurgulayan Büyükekşi, firmaların sadece yüzde 13,3'ünün karlarını arttırdığını ifade etti.

Bu yılın 3. çeyreğine üretim ve ihracatlarının artacağı ya da aynı kalacağıbeklentisi ile giren "umutlu" ihracatçı oranının yüzde 72,8 olarak gerçekleştiğini bildiren Büyükekşi, konuşmasına şöyle devam etti:

"Araştırmaya katılan firmalar, kullandıkları hammaddelerin ortalama yüzde 66'sının orijinlerinin yurtiçinde olduğunu belirtiyor. Hammaddede dışa bağımlılığın en yüksek olduğu sektör yine kimyevi maddeler sektörü oldu. Bitkisel ürünler ve toprak ürünleri-madencilik sektörleri yerli hammadde kullanan sektörler olarak öne çıkıyor. Genel olarak bakıldığında yurtiçinden hammadde temininin ilk çeyrekle benzer seyrederek yüzde 66 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Yılın ikinci çeyreğinde dış finansman talebinde bulunan firmaların oranı yüzde 40'a geriledi. Bu gerilemeyi FED'in faiz artırım sürecine bağlı olarak tüm dünyadaki dış finansman imkanlarının daralması ve daha pahalanmaya başlaması ile açıklıyoruz. Dış finansman ihtiyacının karşılandığı kaynaklar arasında ise özel bankalar yüzde 75 ile, Eximbank yüzde 59 ile kamu bankaları da yüzde 42 ile öne çıkıyor".

"İhracatçı firmaların yüzde 44'ü döviz riskinden korunmak için herhangi bir araç kullanmıyor"

Büyükekşi, "TİM İhracatçı Eğilim Araştırması"na göre yılın 3. çeyreğinde finansman talebinin yüzde 38,5 ile biraz daha daralmasının beklendiğini söyledi. Burada ilk 500'deki firmaların diğer firmalara oranla daha fazla dış finansman talebinde bulunmasının beklendiğine işaret eden Büyükekşi, döviz riskinden korunmak için döviz kredisi ve vadeli işlemleri kullanan firmaların oranının yüzde 32, forward yaptığını belirten firmaların oranının ise yüzde 30 olduğunu kaydetti.

İhracatçı firmaların yüzde 44'ünün döviz risklerinden korunmak için herhangi bir araç kullanmadığını bildiren Büyükekşi, döviz kuru riskine karşı herhangi bir araç kullanmama nedenleri arasında "döviz kurlarındaki artış beklentisinin" yüzde 30,8 ile ilk sırada geldiğini, bunu yüzde 27,6 ile "araçlar hakkında bilginin olmaması" ve yüzde 22,2 ile ithalatın bulunmasının takip ettiğini dile getirdi.

Ankete cevap veren firma grubunda ortalama çalışan sayısının 174 olduğu bilgisini veren Büyükekşi, "Yılın ikinci çeyreğinde çalışan sayılarının arttığını belirten firmaların istatistikleri şu şekilde oluştu; beyaz yakalı artışı belirtenler yüzde 22, mavi yakalı artışı belirtenler yüzde 23,6, Ar-Ge personeli artışı belirtenler ise yüzde 8,7 oldu" şeklinde konuştu.

Geçen 3 ayda firmaların yüzde 69,1'inin beyaz yakalı çalışan sayısının arttığını ya da aynı kaldığını belirttiğini vurgulayan Büyükekşi, şunları kaydetti:

"Temmuz-eylül döneminde yeni çalışan istihdam edeceklerini belirten firmaların eğilimleri ise; beyaz yakalı yüzde 16,5, mavi yakalı yüzde 22,2, Ar-Ge personeli ise yüzde 6,9 olarak sıralanıyor. Yaptığımız hesaplamalara göre ihracatçı firmaların ikinci çeyrekteki net istihdam artışı 40 bin oldu. 3. Çeyrek için öngörülen istihdam artışı ise 65 bin olarak göze çarpıyor. Bu dönemde yurt içinde yatırım yapan firmaların yüzde 32,7'si modernizasyon, yüzde 22,2'si ise kapasite artırımına gittiklerini belirtti. Yılın 3. çeyreğinde firmaların yüzde 28,4'ü modernizasyon, yüzde 19,8'i kapasite artırımı, yüzde 15,3'ü Ar-Ge-inovasyon yatırımı yapacaklar".

Eğilim anketinden öne çıkan başlıklar

* 2. çeyrekte firmaların yeni pazarlara girme başarısı artarak sürdü. İlk çeyrekte yüzde 39 olan yeni pazarlara giren firmaların oranı ikinci çeyrekte yüzde 41'e yükseldi.
* Dünya ticaretindeki daralmaya rağmen 2. çeyrekte mevcut pazarlarda yeni müşteri bulan ihracatçıların oranı yüzde 57,7 olarak gerçekleşti. Yüzde 38'i mevcut pazarda müşteri kaybetti. Yüzde 16'sı tamamen bazı mevcut pazarlarını kaybetti.
* 2. çeyrekte en önemli gerçekleşme; girdi maliyetlerindeki artış oldu. İhracatçıların yüzde 63,8'inin girdi maliyeti arttı. Enerji birim girdi maliyeti artan firmaların oranı yüzde 46,8 oldu.
* İhracatta karlılığı azalan firmaların oranı yüzde 46,8, karlılığı artan veya değişmeyen firmaların oranı yüzde 48,2 oldu.
* 2. Çeyrekte net istihdam artışı 40 bin oldu.

İhracatın cirodaki payı yüzde 61,6

* Fiyat baskısına rağmen 2. çeyrekte cironun içindeki ihracat payı ağırlığını koruyarak yüzde 61,6 oldu.
* İhracatçının öncelikli sorunu; yüzde 49,6 ile döviz kuru. Bunu yüzde 44,4 ile enerji maliyetleri ve yüzde 40,3 ile hammadde ve ara mal fiyatları takip etti.
* Üretimde kullandıkları hammaddelerin yüzde 66'sı yerli.
* En çok yerli hammadde kullanan sektörler; bitkisel ürünler, toprak ürünleri-madencilik.
* Döviz riskinden korunmak için döviz kredisi ve vadeli işlemleri kullanan firmaların oranı yüzde 32, "forward” yaptığını belirten firmaların oranı yüzde 30, döviz riskinden korunmak için herhangi bir araç kullanmayan ihracatçı firmaları yüzde 44.

3. çeyrek beklentileri

* 3. çeyrekte üretim ve ihracatın artacağı ya da aynı kalacağını belirten umutlu ihracatçıların oranı yüzde 72,8.
* 3. Çeyrek için öngörülen istihdam artışı 65 bin.
* Ankette 3. çeyrekte USD / TL kur tahmini 2,73, EURO / TL kur tahmini 3,00, EUR/USD parite tahmini ise 1,09 öne çıktı  
* Yılsonu piyasa beklentilerinde ise USD beklentisi 2,82, EURO beklentisi 3,06, EUR/USD beklentisi 1,10.
* Enflasyon tahmini yüzde 7,25
* Büyüme beklentisi yüzde 3,0
* Rekabetçi ideal kur USD 2,59 - EURO 2,90
* Kabul edilebilir minimal parite düzeyi 1,12.
* Sanayi ve İhracatın gelişimi için öncelikler arasında maliyetlerin düşürülmesi yüzde 52 ile en önemli beklenti oldu. Bunu Ar-ge yatırımlarının artırılması ve vergiler dağılımındaki adaletin sağlanması izliyor.
* Firmaların döviz borç oranlarına ilişkin bulgular şu şekilde ortaya çıktı.
* Firmaların döviz borcunun toplam borcuna oranı %47,5.
* Döviz Borcunun toplam ciroya oranı %26,2.
* Döviz Yükümlülüklerinin, toplam varlıklara oranı %22,3.
* Gümrük Birliği Anlaşması'nın revizyonuna ilişkin 12 Mayıs'ta imzalanan Mutabakat Zaptı ile gündeme gelen konuların hangisinin AB'ye ihracat artışımıza katkı sağlayacağı soruldu.  "Vize ve taşıma kotaları gibi sorunların giderilmesi” %37 ile, "AB'nin 3. Ülkelerle imzalayacağı STA'lara Türkiye'nin otomatik olarak taraf olması” %30 ile öne çıktı.