İngiliz Mimarlığının Yükselen Yıldızları. Ya da öyleler mi?


























Mimarlıkta eğer 50'nin altındaysanız gençsinizdir, 40'ın altında çocuk ve eğer 30'un altındaysanız kucakta bir bebekten farkınız yoktur. Mimar olarak eğitilmek yedi yıl sürer ve bu süreden sonra yapıların nasıl inşa edileceğini öğrenmeniz gerekir ki bunun pek de onların öğretmediği bir şey olduğunu görürsünüz. Böylece V&A'da "40 under 40" (40'ın altında 40) adlı bir mimarlık sergisi açıldığında söylebiliriz ki bu insanlar birilerinden bir adım önde. Mimarlar olağan dışı bir şekilde garip bir genç kalabilme alışkanlığına sahipler. Bu doğanın onlara başı çektiklerini söyleme şekli.

Hangi şekilde biri bu hastalıklı, affetmeyen ancak bir o kadar da çekici meslekte bir yer edinebilir? Eğer şanslıysanız 30larında Paris'e Pompidou Center'ı konduran Richard Rogers ve Renzo Piano gibi anonim bir yarışmayı kazanabilirsiniz. Rogers bundan sonra da yarışmalarda hep ruhani bir şansa sahip oldu ama ya kazanamasalardı? Acaba onların adlarını hiç duyar mıydık?

Evet duyardık, çünkü Rogers (Piano'dan önce) Team Four isimli Norman Foster ile de bağlantılı modaya uygun bir gruba mensuptu. O sıralar küçük dalgalar yaratmaktaydılar. Eğer 1965'te "40 under 40" olsaydı Foster sadece 30, Roger ise 32 yaşında olduğu halde Team Four bunun için tam istenen grup olurdu. O sıralarda birkaç modaya uygun ev yapmışlardı ve bugün kaybolmuş olan Swindon'daki ilk modern İngiliz high-tech binası olan fabrikayı tasarlamak üzereydiler. Eğer 1965'te Team Four için bahse girseydiniz çok kazanırdınız. Peki ya 2005'te?

Bu şimdi oluyor çünkü bu bir yıldönümü: 1985'teki ilk İngiliz "40 under 40"'tan beri 20 yıl geçti. 1988'de bir tane daha oldu fakat sonrasında duruldu. 1980'lerin sonunda ülkedeki tüm genç mimarlar post modern alışveriş merkezleri ve spekülatif ofis blokları yapmak üzere büyük firmalar tarafında ele geçirilmiş gibi görülüyordu. Daha sonra gelen ekonomik gerileme yüzünden zaten hepsi işlerinden atıldılar.

1980lerin şovları sonraları oldukça sıradan kalan kişilerle dolu olmakla birlikte aralarında sıyrılıp oldukça başarılı olanlar da vardır. Bunlar arasında Will Alsop, David Chipperfield, John McAslan, Future Systems'den Amanda Levete, neoklasisist Robert Adam sayılabilir. Bunların hepsi birbirinden stil açısından olabildiğince farklı ve uluslararası müşteriler tarafından tercih edilen mimarlardır. 1980lerin yeni bir Rogers ya da Foster çıkaramadığı söylenebilir ama inanılmaz bir şekilde 23 yaşında bir öğrenci olarak ikinciliği kazandığı Pompidou Center yarışmasında ve sonrasında bir Alsop ortaya çıkarmıştır.

Uzun oyunların en uzunu olarak mimarlıkta edinilen ün muğlaktır. Ölüm sadece yeni değerlendirmelerin başlangıcı olur. Lutyens yıllar boyunca kayboldu, Le Corbusier hakaretlere uğradığı bir dönem geçirdi, Mies van der Rohe'nin Nazi'lerle birlikte iş yapma denemeleri hiç unutulmadı, Frank Lloyd Wright bir Frank Gehry binasından bile daha fazla iniş çıkış yaşadı. Durum buysa "40 under 40"ta geleceğin starlarından birini keşfetme şansı ne kadar acaba?



İşte dikkate alınacak birkaç örnek. Bunlar arasında Gotenburg'daki Dünya Kültürü Müzesi ile kazandığı yarışmayla kendi Pompidou anını yaşayan Brisac Gonzalez'ten Cécile Brisac var. O ve Edgar Gonzalez bu uluslararası yarışmayı kazandıklarında Cécile 30 yaşındaydı. Geçen sene açıldı ve Rem Koolhas'tan oldukça etkilenmişe benziyor. Kariyerin başlangıcında böyle bir yapıya sahip olmak hiç de ortalama bir şey değil.

Tuhaf dokulu evleri ve yaratıcı, düşük bütçeli kültürel binaları ile ünlenmiş David Adjaye'nin de 40'ın altında olduğunu duymak da "40 under 40"ta yer almak istediğini öğrenmek de oldukça şaşırtıcı. Adjaye star kalitesinde işler yapan başarılı bir mimar. Denver Çağdaş Sanatlar Müzesi'ne yaptığı ek ona global gücünü kazandırdı.

Hakes Associates'i duymamış olabilirsiniz fakat önceleri Sir Michael Hopkins için çalışan bu karı ve koca ekibi, çok ses getirebilir. Ben Lancashire'daki Wycoller ziyaretçi merkezlerini beğeniyorum fakat daha çok köprüleri ile biliniyorlar. Bristol'ün yüzen limanı için düşünülen sonsuz Mobius döngüsüne dayalı Mobius Köprüsü bir tat veriyor. Öyle görünüyor ki köprü ustaları Wilkinson Eyre kendilerine bir rakip buldu.



Şöhret oyununu oynamak, doğru parlak dergilere girmek, doğru arkadaş ve ilişkilere sahip olmak onurlandırılan genç bir mimar olarak hayatı sürdürebilmek için bir yöntem. Diğer yöntem ise sadece iyi işler yapmak. Gerekli yeteneğe, adanmışlığa ve enerjiye sahip oldukları inancına dayanarak mimarlarına şans tanımayı göze almış olan, Richard Rogers ve Norman Foster'ın 1960'ların ortalarında Peter Parker'ı ve fabrikasını buldukları gibi bir müşteri bulmak ve iyi işler yapmak. Herkes ünlü bir ismin işlerine başvurabilir. Oysa akıllı olanlar sizi o yola girmeden önce bulanlardır.

Corus ve Architects Journal'ın sponsorluğunda gerçekleşen "AJ Corus 40 under 40" sergisi, Londra'da Victoria and Albert Müzesi'nde Gallery 50'de 29 ağustos 2005'e kadar devam edecek.

Çev: Bilge Ar