İnşaat Büyüdü ama Verimliliği Geriledi



Dünya Gazetesi’nden Mehmet Kaya’nın haberine göre, Türkiye, hem içi hem de dış pazarda inşaat sektöründe sıra dışı bir büyüme yaşadı. İnşaat sektörü, Türkiye’nin yurt dışında üstlendiği iş miktarı katlanarak artarken, yurt içinde altyapı, konut, iş merkezleri, alış-veriş merkezleri ve yol-köprü-havalimanı gibi üst yapılardaki büyük projelerle ekonomik büyümenin en önemli unsurlarından oldu. Buna karşılık, inşaat sektöründe verimliliğin 2005-2015’i kapsayan dönemde yıllık ortalama yüzde 2 oranında gerilediği belirlendi. Aynı dönemde Türkiye’nin yapısal olarak düşük verimli sektörü tarımda dahi 1.3 oranında yükseliş görülürken, ekonominin büyümesinin ağırlıklı kısmını içeren hizmetler genelinde de yüzde 0.2 seviyesinde düşüş oldu. Sanayide kişi başına katma değer yüzde 0.6 oranında arttı.

Sorun yapısal

TOBB Sektörler ve Girişimcilik Daire Başkanı Ekonomist Ozan Acar, GSYH’nin eski serisinde sektörel katma değer üzerinden yaptığı hesaplamada, kişi başı katma değerin inşaat sektöründe ortalama yüzde 2 oranında gerilediğini belirledi. 2005-2015’i kapsayan bu dönemde sanayi yüzde 0,2 oranında artarken, toplam ekonominin verimliliği ise yüzde 1.8 yükseldi. Ozan Acar, inşaatın tarıma göre daha verimli olduğunu ancak verimliliğin gerilemesinin yapısal bir soruna işaret ettiğini kaydetti. İNTES Başkanı Celal Koloğlu yaptığı açıklamada, sektör olarak verimliliğin artırılması gerekliliğini sürekli vurguladıklarını belirterek, insan gücünün niteliğinin artırılması, firma ölçek sorunu ve kurumsallaşma zayıflığının da verimlilik sorunlarının gözlendiğini anlattı.

Ozan Acar, yaptığı çalışmada, verimlilik ölçütlerinden biri olan çalışan başına katma değer verilerini hesapladı. Eski seri GSYH ile sektörlere göre katma değer hesaplarında, 2005-2015 tarihilerini kapsayan dönemde toplam ekonomide yüzde 1.8, sanayide 0.6, tarımda ise 1.3 oranında çalışan başına katma değer yıllık ortalama artışı oldu. Hizmetler sektöründe yıllık ortalama 0.2 düşüş olurken, inşaatta çalışan başına katma değerde yüzde 2 oranında yıllık ortalama düşüş gerçekleşti.

Başarılarla çelişiyor

Ozan Acar verilere yönelik yaptığı değerlendirmede, verimliliği artırmanın zenginleşmenin anahtarlarından biri olduğunu hatırlatarak, “Verimliliği artışı aynı miktarda kaynakla daha çok üretim yaparak olur. Hangi sektörlerde bu ihtiyaç en fazla diye baktığımız zaman inşaat ve tarım sektörleri öne çıkıyor. Bu iki sektörde verimlilik ölçütü olarak kullanabileceğimiz çalışan başı üretim değeri tüm sektörlerin ortalamasının bir hayli gerisinde. Tarımdaki verimsizliği hep konuşuyoruz ama tablodaki en çarpıcı sonuç bence inşaatla ilgili. Çarpıcı çünkü inşaat sektöründe aynı zamanda dünyanın en büyükleri listesinde onlarca şirketimiz var. Bir yandan büyük başarılara imza atarken diğer yandan da aşağıdaki gibi bir tabloyla karşı karşıyayız” dedi.

Yapılacak çok iş var

İnşaatta, verimliliğin tarımdan daha yüksek olduğunu, dikkat çekici olan noktanın ise verimlilik gerilemesi olduğunu kaydeden Ozan Acar, “2005-2015 döneminde her yıl ortalama yüzde 2 verimlilik düşüşü yaşamış. Bu durum toplam istihdamın yüzde 7’sini, üretimin ise yüzde 5’ini gerçekleştiren ve Türkiye ekonomisinin lokomotifi olarak tanımlanan inşaat sektöründe yapısal sorunların olduğunu gösteriyor. Türkiye’de aslında en çok inşaatı konuşuyoruz ama yapılan değerlendirmeler spekülasyondan öteye pek gitmiyor. Sektörün yapısal sorunları üzerinde yeteri kadar düşünmüyoruz. İnşaat sektöründe çalışanların mesleki yeterliliklerinin iyileştirilmesi, müteahhitliğin alt kollarındaki meslek standartlarının yerleştirilmesi, inşaat yapımında teknoloji kullanımının arttırılması ve daha birçok alanda yapılabilecekler var” görüşünü vurguladı.

Sektörün öncelikleri arasında

İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Başkanı Celal Koloğlu, yaptığı değerlendirmede, verimlilik sorununun sektörün öncelikleri arasında bulunduğunu ve İNTES’in raporlarında bu soruna sürekli dikkat çektiğini kaydetti. Sektörde kalifiye elemanlarla çalışmanın faydalarını anlattıklarını ancak verimlilik konusu olduğunda sadece işgücüne yönelik boyutuyla değerlendirilmemesi gerektiğini anlatan Koloğlu, “Daha çok teknoloji odaklı, yenilikçi ürünler üretmeliyiz. Bu nedenle firmalarımızın daha fazla ARGE yatırımlarını gerçekleştirmeleri, kalite standartlarını yükseltmeleri önem arz etmektedir. Firmalarımıza bu konuda sağlanan destekler verimlilik artışının sağlanması yönünde önemlidir” dedi.