İnşaat Gürültüsü Tehlike Çanları Çalıyor!



Gürültünün insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkisine dikkat çekmek ve bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla her yıl Nisan ayının son haftasına denk gelen Çarşamba günü, 1996 yılından beri Duyma ve İletişim Merkezi’nin (CHC) girişimiyle, “Uluslararası Gürültü Farkındalığı” günü ilan edildi. Toplumun, “sağır” olma durumu dışında işitme kayıpları ile ilgili kayıtsız olmasından yola çıkarak yüksek sesin insan sağlığı ve konforu üzerindeki olumsuz etkisinin farkına varması amaçlanıyor. Bu yıl 26 Nisan’a denk gelen “Uluslararası Gürültü Farkındalığı” gününde birçok etkinlik düzenlenerek, konunun önemine dikkat çekilecek.

Kentsel dönüşümle birlikte, özellikle İstanbul başta olmak üzere büyükşehirler şantiye alanına dönüştü. İnşa edilecek evlerin sağında solunda gürültüden çok fazla etkilenecek konut bulunması, kentsel dönüşümde en büyük sıkıntı olarak karşımıza çıkıyor.Evimizin yanında, önümüzdeki caddede, iş yerimizin dibinde hatta ev -iş arası geçtiğimiz yol kenarında hep inşaat var. Bahar ayları ile birlikte inşaat çalışmaları daha da hız kazacak ve bu da yoğun bir gürültüyü beraberinde getirecek.

Gürültü ile ilgili en önemli sorunlardan biri, kentsel dönüşümün tüm hızıyla yıllarca süreceği de düşünülürse, inşaat gürültüsü olarak karşımıza çıkıyor. Sesin gürültü halinde bize ulaşmasından önce, temelde, kaynağında önlenmesi, çözüm getirilmesi daha efektif ve ekonomik olur. Bu da teşvik edici, zorlayıcı kurallar ve yönetmeliklerle birlikte hayata geçebilir.

Yüksek sesin insan sağlığına etkileri

Geçen yıl İZODER tarafından Türkiye’de ilk kez düzenlenen Ses Yalıtımı Zirvesi’nde gürültünün insan sağlığı üzerindeki etkilerini konunun uzmanları derinlemesine anlattı. Gürültünün, istisnasız herkesi etkileyen bir sorun olduğunun altını çizen Psikolog İrem Erdem Atak, “Gürültünün en belirgin etkileri, rahatsızlık, sıkıntı ve gerilim duygusudur. Gürültüden kaynaklanan sinir bozukluğu, korku, tedirginlik, yorgunluk ve zihinsel etkilerde yavaşlama önemli belirtiler olarak fark ediliyor. Ani olarak yükselen gürültü düzeyi insanlarda korku da oluşturabiliyor. Üstelik gürültü uyku kalitesini de bozabiliyor. Uykuya dalmadaki güçlük, uyku sırasında uyanma, çok erken kalkma ve genel olarak uykusuzluk hissetme, sayılabilecek önemli etkilerdendir. Ayrıca gürültü, gündelik performansı etkileyen bir durumdur. Genel anlamda iletişim güçlüğü oluşabilir. Gürültü, okuma ve öğrenme durumundaki performansı da bozabilir. Dikkat gerektiren, hafızayı zorlayan, özellikle dil ve dili dinleme-konuşmaya dayalı etkinlikler ve öğrenimler olumsuz etkilenir. Kelime hafızasını bozucu bir rol oynayan gürültü; düşünsel aktivitelerin işlerliğinde zorluk oluşturur. Öte yanda problem çözme becerilerini de olumsuz etkiler. Gürültünün iş verimini azaltması da söz konusudur. İş verimliliği ve üretkenlik ile ilgili etkileri konusunda yapılan çalışmalar, karmaşık işlerin yapıldığı ortamın sessiz, basit işlerin yapıldığı ortamların ise biraz gürültülü olması gerektiğini göstermiştir. Çalışma hayatında olması gerekenden fazla bir gürültü olduğu durumlarda, işin zamanında yapılması, işin doğru olarak yapılması zorlaşmakta; iş kazaları meydana geliyor” diyerek konunun önemine dikkat çekiyor.

Yasal düzenleme var

2872 sayılı Çevre Kanunu Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi Yönetmeliği’nin 23. Maddesi’ne göre şantiye alanlarından çevreye yayına gürültü seviyesi ve gürültünün önlenmesine ilişkin kurallar belirlenmiş. Bu ağırlıkla saat aralığını belirten bir madde, öte yandan belirtilen saatler dışında çalışılan ve rahatsızlık duyulan durumlarla ilgili şikayetler, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri ile ilgili Belediyelere yapılabiliyor. Hava, su, toprak, atık kirliliği gibi çevresel şikayetlerin yanı sıra gürültü şikayetlerini de ilgili birimlere ileten Alo 181 Çevre ve Şehircilik hattını da yapılabiliyor.

Şantiye alanlarından çevreye yayılan gürültü düzeyine ve gürültü kurallarına uymayanlara Çevre Kanunu gereğince belli tutarlarda ceza kesiliyor. Kanunda 12 bin TL olarak belirlenen bu ceza miktarı 2016 yılı için 24 bin 546 TL idi. Bakanlık sitesinde, şikayetlerde izlenen yol ile ilgili şu bilgilendirme yapılıyor: “Yetkili birime intikal eden herhangi bir şikayetin değerlendirilmesinde öncelikli olarak; 1.İlgili şikayetin Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği kapsamında ele alınıp alınmayacağı hususunda bir ön eleme işlemi yapılmaktadır. (Ör: komşuluk gürültüsü yönetmelik kapsamı dışında yer aldığından bu çerçevede yetkili birim tarafından bir işlem yapılmamaktadır.) 2.Kapsam dahilinde olan şikayete ilişkin gerekli bilgiler alındıktan sonra şikayetin yaşandığı yer ve zamanda gerekli ölçümler yapılarak elde edilen sonuçlar ilgili mevzuat dahilinde belirlenen limit değerlerle kıyaslanıp herhangi bir ihlal olup olmadığı tespit edilir.”

Baraj, yol, köprü, tünel gibi kamu yararı gerektiren durumlarda inşaat faaliyetleri gece yapılabiliyor. Ancak buna İl Mahalli Çevre Kurulu karar veriyor ve bu kurul gerekirse şikayetleri göz önünde bulundurarak çalışma saatlerini değiştirebiliyor.

Ses Yalıtımı Yönetmeliği üzerinde çalışılıyor

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, “Binalarda gürültü kirliliğini nasıl azaltacağımızla ilgili bir dizi çalışma başlattık. Bu konuyla ilgili planlar, rehber dökümanlar hazırlamamız, gürültünün vatandaş üzerindeki olumsuz etkileri ile ilgili kamuoyu bilinci oluşturmamız gerekiyor. Doğru projelendirme, doğru malzeme, doğru işçilik ve doğru finansman modellerini oluşturduğumuz sistemler geliştirmemiz lazım. Gürültü kirliliği konusunda, Bakanlık ve ilgili paydaşlarla, merkezine insanı koyarak, yaşanabilir, kaliteli binalar yapmaya çalışacağız. Yakında yönetmelik taslağının son halini de, yapılacak görüşmelerin sonunda yayınlayacağız. Yönetmeliğin de uygulanabilir olmasına gerekiyor. Yalıtım, toplumun ve bireyin hayat kalitesini artırmaya yönelik, ekonomik fayda sağlayan önemli bir unsurdur. Özellikle ulaşım kaynaklı gürültü kirliliğini minimize etmek AB destekli, projeler yürütüyoruz” açıklamasında bulunuyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı “Binaların Gürültüden Korunması ve Ses Yalıtımı Yönetmelik”taslağını fevkalade önemli bulduklarını söyleyen İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen de “Ses yalıtımı, toplum olarak hepimizi direkt ilgilendiren, içinde yaşadığımız konutlarımıza hitap eden çok önemli bir konu. Yeni düzenlemeye göre, inşaat halindeki ve mevcut tüm binalara, insanların beden ve ruh sağlığının korunması için gürültü kriteri getiriliyor” diyor.

Avrupa’da trafik gürültüsü ön planda

Türkiye’deki gürültünün ana kaynağı inşaat ve trafik olurken, Avrupa’da iseçevresel gürültü en çok trafik gürültüsü ile oluşuyor.

Kopenhag Aalborg Üniversitesi içinde yer alan SBi Danimarka Yapı Araştırma Enstitüsü’nde kıdemli araştırma görevlisi olarak çalışan Ses Uzmanı Birgit Rasmussen, gürültünün hoşnutsuzluk duygusu, rahatsızlık ve uyku bölünmelerinden kan basıncı, kolesterol ve kalp hastalıklarına dek ciddi sağlık sorunlarına neden olduğunu söylüyor.Bunların bir kısmının doğrudan, bir kısmının ise dolaylı olarak etkide bulunduğunu ifade eden Birgit Rasmussen, “İskoçya’da bir araştırma gürültünün kişilerin uyku, dinlenme ve okuma zamanlarını ciddi şekilde etkilediği sonucunu ortaya koyuyor. Trafik gürültüsü insan sağlığına doğrudan etki ederken komşu gürültüsünün etkileri daha zor tespit edilebiliyor” diyor.

Rasmussen, Avrupa’da gürültünün yarattığı etkileri şu çarpıcı sonuçlarla özetliyor:

Bu veriler ele alındığında trafik gürültüsü bir halk sağlığı sorunu olarak ortaya çıkıyor. Buna bağlı olarak Avrupa’da, Çevresel Gürültü Yönetmeliği (END 2002/49) kamuyu bilgilendirme ve danışma odaklı, her beş yılda bir tekrarlanan stratejik gürültü haritaları ve eylem planlarını yürürlüğe koyuyor. Komşu gürültüleri konusunda üç ülkenin (Almanya, İngiltere ve Hollanda) araştırma sonuçları komşu gürültüsünün yaklaşık 50 milyon kişinin yaşam kalitesini ciddi oranda bozduğu sonucuna dikkat çekiliyor. 

Avrupa’da 28 ülkede yapılan bir diğer genel araştırma sonucunda da gürültünün, yaşam konforunu yüzde 19 oranında olumsuz etkileyen bir sorun şeklinde ortaya çıkıyor. Birgit Rasmussen, “Yaşanılan mekậnlarda istenen akustik koşullar ile seslerin varlığı, istenmeyen seslerin duyulmaması ve diğer insanları rahatsız etmeden yapılabilecek faaliyetler uygun ortam sağlanarak oluşturulabilir. Bunun için hava, darbe doğuşumlu ses yalıtımı, trafik veya harici kaynaklardan gelen gürültüler, bina teçhizat ve cihazlarından varan gürültüler ve çınlama zamanı (reverberasyon veya yansışım zamanı) üzerinde duruluyor” açıklamasında bulunuyor.

Reklam Goruntulenme Bolumu