Çin'in plastik atık ithalatını yasaklamasının ardından adeta çöp ülkesine dönen Türkiye'nin Irak, Tunus, Tayland gibi ülkelerden bile plastik atık ithal ettiği ortaya çıktı. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) resmi verilerine göre Çin'in ithal çöpe kapılarını kapattığı 2017 yılına kadar Türkiye'ye giren ithal plastik atığın yaklaşık üçte biri Irak'tan geldi. 2017'den itibaren Çin'in almadığı Avrupa'nın çöpünün Türkiye'ye akın etmesine rağmen Irak ülke sıralamasında ilk 4'te kalmaya devam etti. Plastik atığı azaltmak amacıyla bir taraftan marketlerdeki poşeti paralı hale getirilirken diğer yandan plastik atık ithalatının katlanarak artmasına anlam verilemiyor.
Sözcü'den Erdoğan Süzer’in haberine göre; CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Ednan Arslan, son dönemde artan çöp ithalatı üzerine Çevre Bakanlığından ithal çöp verilerini istedi. Ancak Bakanlık bu bilgiyi göndermedi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerini inceleyen Arslan, plastik atık ithalatının 2017'den itibaren hızla arttığını, Türkiye'nin adeta ithal plastik atık yığınlarına maruz kaldığını söyledi. Arslan, “Türkiye 2014 yılında 45.3 milyon dolar plastik atık ithal ederken bu miktar 2018 yılında 116.4 dolara yükseldi. Ocak – Ağustos 2019 döneminde ise 73.4 milyon dolara ulaştı” dedi.
Arslan, plastik atığın zararları ortadayken iktidarın hızla artan bir ithalat politikası yürütmesinin akla uygun olmadığını belirtirken, “Irak, Tunus, Tayland gibi ülkelerden atık plastik ithal ediyor olmamız olayın diğer trajikomik yönüdür. İnsan sağlığına son derece zararlı plastik çöp ithalatını artıracaktınız, neden vatandaştan plastik poşeti 25 kuruştan satıyorsunuz? Bu yıl başında yürürlüğe giren paralı poşet uygulaması plastik atıklarla mücadelede önemli bir adımdır.” dedi.
Doğada çözülmesi yüzlerce yıl süren plastik atıkların ülkemizde ithalatının artırılması tam bir tezat oluşturmaktadır. Plastik atıkların geri dönüşümünde çok yüksek enerji harcanmakta ve hava kirliliğine yol açılmaktadır. Havaya karışan bu atıklar yağmur ile toprağa karışarak hem toprağı kirletmekte, hem de yeraltı sularını zehirlemektedir. Etkileri nesiller boyu sürecek bu tür ticari faaliyetler rantçıları zengin eden yönetim kültürünün bir sonucudur.” dedi.
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.