İşi Bozulan Müteahhit Oluyor



Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Erdoğan Bayraktar, TOKİ'nin faaliyetleri ile “Hiçbir iş beceremeyen adam gelip müteahhit oluyor” sözlerine tepki gösterenlere, “Büfesini yıkan, ertesi gün müteahhit oluyor. Her işin bir şerefi var” karşılığını verdi. Bayraktar, Türkiye'de sivil toplum örgütlerine önem verilmesi, onların önünün açılması ve seslerini duyurabilmelerinin sağlanması gereğine inandığını belirtti. Türkiye'de inşaatla ilgili yaklaşık 30 dernek bulunduğunu kaydeden Bayraktar, bunların bir bölümünün gerçekten inşaat sektörünü temsil ettiğini, ancak bir kısmının çok spesifik işlerle uğraştığını ileri sürdü.

TOKİ'nin Şırnak'ta, Patnos'ta, Yüksekova'da, Iğdır'da, İpsala'da ve yurdun diğer yörelerinde konut yaptığına dikkat çeken Bayraktar, şöyle devam etti:

“İdare, Ankara'da alt gelir grubuna, memurlara konut yapıyor. İstanbul'da kentsel dönüşüm yapıyor. İzmir-Kadifekale'de heyelan bölgesinde gecekonduları oradan kaldırıyor. Bursa'da Osmangazi'yi kaldırıyor. Trabzon'da Zağnos dere yatağındaki evleri kaldırıyor. Her yerde ev yapıyor. Bunlara mı karşı çıkıyorlar?

Bizim yaptığımız 315 bin konutun 280 binini alt gelir grubuna yönelik, yoksullar için yapılan konutlar oluşturuyor. Devlet, (Ben niye kar edeyim) der. Devlet, vatandaşı için var, üretim için var. Devlet, yap-satçıların önünü açmak için de var. TOKİ, 2003'de başladığı çalışmalarla özel sektör konut yapıcılarının da önünü açtı. Konut sektörüne kan geldi, can geldi, güven geldi, bilinç geldi. İnşaat sektörü, yüzde 26 gibi bir büyüme yakaladı. Türkiye, inşaat sektörünün büyümesinin tetiklemesiyle yüzde 7,5-8'lik büyümeleri yakaladı. Bu mudur bizim yanlışımız?”

“Başarılı kurumları eleştirmek ahmaklıktır”

TOKİ'nin piyasayı düzeltmek, fiyatları aşağı çekmek ve kaliteyi yakalamak için konut projeleri gerçekleştirdiğini de vurgulayan Bayraktar, özel sektörün gitmediği bölgelere gidip konut ürettiklerini anlattı.

Alt gelir grubunda yer alan yoksullar, konut ihtiyacı olup da alamayanlara konut yapmak için faaliyet gösterdiklerini anlatan Bayraktar, TOKİ'nin Türkiye'deki konut üretiminin sadece yüzde 6'sını karşıladığına da işaret etti. Bayraktar, “Bize kızanlar, (TOKİ konut yapmasın, fiyatlar artsın, kiralar fırlasın) istiyor. Öyle olmaz. Sosyal devletsek, Anayasanın emri olan görevleri yerine getirmek zorundayız. Biz de bu görevi yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Bugün İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de Halk Ekmek Fabrikaları olmasa, ekmek fiyatlarının tavan yapacağı görüşünü savunan Bayraktar, sosyal devletin, temel ihtiyaç maddelerinin dışına çıkamayacağını, eğitimi, sağlığı, konutu tamamen özel sektöre bırakamayacağını söyledi.

TOKİ görevini yaptığı için konut fiyatlarının aşağı çekildiğini, enflasyon arttığı halde kiraların düştüğünü kaydeden Bayraktar, “İnşaat alanında 29 dernek var, 28'i bizi destekliyor. Ama bir tanesi farklı nedenlerle ortaya çıkıyor. Sırf televizyona çıkayım diye, halk tarafından desteklenen kurumları, başarısı kanıtlanmış kurumları eleştirmek, bana göre hiçbirşey değilse, ahmaklıktır” diye konuştu.

“Bizim ne günahımız var?”

Sektörde müteahhitlerin de disiplin içinde olması gerektiğini dile getiren TOKİ Başkanı, Türkiye'de her önüne gelenin müteahhit olduğu iddiasını yineledi.

Müteahhitlerin “mektepten ya da alaydan” yetişmesi görüşünde olduklarını ifade eden Bayraktar, şöyle devam etti:
“Ben şunu diyorum, müteahhitlerin izzeti nefsi için, müteahhitlerin şerefi için, müteahhitlerin itibarı için, müteahhitlerin daha iyi şartlarda çalışması ve daha iyi para kazanması için her önüne gelen müteahhit olmasın. Bunun bir disiplini olsun.

Döviz işleri bozuluyor, döviz bürosu kapatılıyor, adam ertesi gün müteahhit oluyor. Öbür taraftan beyaz eşya dükkanını kapatıyor, ertesi gün müteahhit. Büfesini yıkıyor, yine müteahhit. Yani berber olmak için kalfalık imtihanından geçeceksin, kasap olmak için geçeceksin, terzi olmak için sanatın olacak. Ya müteahhitlik? Bir günde müteahhit olacaksın.

Adam bir yerden buluyor 3 kuruş para, alıyor bir yerden 150 metre kare arsa. Üzerine yapıyor 4 daire. Müteahhit. Müteahhitliğin de bir şerefi var. Bizim ne günahımız var, 20 sene okuduk, mühendis olduk. Ya da 20 sene adam çıraklıktan, kalfalıktan, ustalıktan başlayıp alaydan yetişiyor, anası ağlıyor ve müteahhit oluyor. Onun ne günahı var?
Biz, bunu söylüyoruz. Buna kızanlar da kızsın. Demek ki biz görevimizi yapıyoruz ki, birileri bize kızıyor. Herşeyden önce aklı selim ve vicdan sahibi olmak lazım.”