Türkiye'de bir kandırmaca ve haksız rekabet olduğunu savunan Ersan Akgün, "Nasıl ki betonarme bir su deposu yaptığınızda su yalıtımını içerden yaparsanız; ısı yalıtımını da içeriden yapmalısınız. Biz bu tezi savunuyoruz" şeklinde konuştu. Konunun sadece ‘lambda’ değerleri üzerinden tartışılmasını bir eksiklik olarak değerlendiren Akgün; tasarrufu ölçmenin çok basit bir yolu olduğunu, bunun da yalıtımdan önce ve sonra ne kadar doğalgaz faturası ödendiği olduğunu sözlerine ekledi.
Ege pazarı sizin için ne anlama geliyor?
Bizim için güzel bir pazar. Biliyorsunuz yalıtım kalınlıklarıyla bir problemimiz var ve Ege de birinci bölgede. Bu nedenle, burada bir problemle karşılaşmıyoruz. Ege’de soğuktan çok sıcaktan şikayet ediyor insanlar; biz de elimizdeki malzemelerle duvarları ısıtmadan bu işi rahatlıkla çözebileceğimizi biliyoruz. Bu nedenle Ege’ye yatırımlarımıza devam edeceğiz; bizim için önemli bir pazar.
Farklı malzemelerle yapılan farklı yalıtım uygulamaları var ve kimi zaman da bunlar birbirleriyle karşılaştırılabiliyor. Sektörden biri olarak bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de tamamen bir kandırmaca var. Köpükçüler bizim için haksız rekabet iddiasında bulunuyorlar, biz de onlar için. TS825, 2000 yılından önceki ve sonraki yönetmelikler, lambda değerleriyle hareket ettikleri için; maalesef biz sıvacıların önü kapalı. Gerekli girişimlerden bulunuyoruz, örneklerimizi topluyoruz. Firma olarak bunun, medyanın da bulunduğu bir ortamda tartışılmasını arzuluyoruz. Bu ülkenin, yalıtımın nasıl yapılacağını öğrenmesi gerek. Dışarıdan ısı yalıtımının hiçbir anlamı yok demeyelim, ama aslında ısı yalıtımı içeriden yapılır. Nasıl ki betonarme bir su deposu yaptığınızda su yalıtımını içerden yaparsanız; ısı yalıtımını da içeriden yapmalısınız. Biz bu tezi savunuyoruz.
Neden haksız rekabet olduğunu düşünüyorsunuz?
Haksız rekabet; çünkü sadece ‘lambda’ üzerinden tartışıyoruz. Biz, lambda’nın tamamen endüstriyel bir terim olduğunu düşünüyoruz. Kerpiçin lambdası 0,6’dır; bizim malzememizinki ise 0,046. Bugün Anadolu’da 4. bölgede kerpiç duvar kalınlıkları 40 cm’yi geçmez. Lambdası 0,6 olan bir malzeme 30 – 40 cm arasında uygulamayla iş görüyor; ama yeni yönetmeliğe göre bu duvarın kalınlığı 195 cm’e çıkıyor.
Tasarrufu ölçmenin çok basit bir yolu var: Yalıtımdan önce doğalgaza ne ödüyordunuz, yalıtımdan sonra ne ödüyorsunuz? Şu yüzde 40, bu yüzde 70 tasarruf yaptırıyor gibi sözler yanıltıcı. Biz, dışarıdan yapılan yalıtım uygulamalarında, isterseniz 35 cm malzeme koyun, yüzde 30’un üzerinde tasarruf yapılamayacağını savunuyoruz. Elimizdeki verilere göre, köpükle yapılan yalıtımlarda yüzde 20 – 25 civarında bir tasarruf sağlandığını biliyoruz. Bizim sıva çözümlerimiz de yüzde 25 – 30 arasında bir tasarruf sağlar. Ama içerden 0,5 cm kalınlığında bir uygulamayla yüzde 70’lere varan bir tasarruf yakalarız; çünkü artık binaya, duvarlarına ısı yüklemezsiniz. Zaten tasarruf da buralarda gizli.
Hep yurtdışından örnekler veriliyor; yalıtım sıvaları konusunda yurtdışında durum nedir?
Yalıtım sıvaları, özellikle Kuzey ülkelerinde ön plana çıkmaya başladı. Artık bu ülkelerde yalıtım, içerden yapılmaya başlandı. Amerika’da da bu yönde çalışmalar olduğunu biliyoruz. Ülkemizde en büyük sıkıntı, diğer sektörlerde olduğu gibi merdiven altı üretimler. Bu noktada denetim çok önemli. Denetim, firma laboratuarlarından değil de, şantiyelerden alınan numuneler üzerinden yapılmalı. Bizler aslında büyük battal boy çöp poşetlerinde ya da termoslarda yaşıyoruz.
Kendi oturduğunuz evde yalıtım tercihiniz ne oldu?
Evimin olduğu apartmanın dışında, üzeri granit kaplı 10 cm taş yünü var. Dairemde, kendi malzememizle yarım santim kalınlığında bir uygulama yaptık. Kuzey batıya bakan kombi sistemli, 240 metrekarelik bir dairede oturuyorum; senelik ortalama 115 TL civarında doğalgaz faturası ödüyorum. Komşularım ise 335 – 350 arası doğalgaz faturası ödüyorlar.
Fuarda öne çıkardığınız çözüm önerileriniz nedir?
Bizim iki firmamız var. Elbette yalıtım sıvamızı tanıtıyoruz; bir de poliüretandan prekast üretiyoruz. Prekast ürünümüzü ilk defa burada sergiledik. İyi tepkiler alıyoruz. Projeye göre üretim yapıyoruz, yani butik bir üretim söz konusu. Tamamen dış cepheye dayanıklı poliüretan malzemeden üretiliyor. İthal ettiğimiz hammaddeye, kalıplama ve enjeksiyon yöntemiyle istediğimiz şekli verebiliyoruz. Üzerine de özel bir lak sürüyoruz; bu, bütün boyaları üzerine uygulayabileceğiniz bir lak, yüzey sertliği sağlıyor. Binaya yük getirmeyen, hafif bir malzeme. Binadaki kesitleri daha net görmenizi sağlıyor.