İSMD: Yerel Yönetimler Çarpık Kentleşmeye 'Dur' Desin



29 Mart'ta gerçekleştirilecek yerel seçimlerin ardından özellikle büyük kentlerde insan ve toplum merkezli yeni bir anlayışın yaşama geçirilmesinin kaçınılmaz olacağına işaret eden İstanbul Serbest Mimarlar Derneği (İSMD), yerel yönetimlere çarpık kentleşmeye dur deme çağrısı yaptı. İSMD Başkanı Doğan Hasol imzasını taşıyan İSMD bildirisinde, mimarlığın kentlerin ve toplumun aynası, kentlerin uygarlık düzeyinin göstergesi olduğu vurgulanıyor ve "Artık, çarpık kentleşmeye 'dur' demek için yerel yönetimler çalışmalarını bilimsel şehircilik ilkelerine uygun ve plan fikrine saygılı olarak şeffaflık içinde yürütmeli; yeşilin, ormanların, doğal çevrenin, tarihsel ve eski-yeni kültürel değerlerin korunmasına özen göstermelidir" deniliyor.

İSMD bildirisinin tam metni şöyle:

"Önümüzdeki yerel seçimlerin ardından özellikle büyük kentlerde artık, insan ve toplum merkezli yeni bir anlayışın yaşama geçirilmesi kaçınılmaz olacaktır.

Bu anlayışın odağında şehircilik ve mimarlık yer alır. İnsanlar ömür boyu, her an, iyi ya da kötü mimari ortamlarda, mimari mekânlarda yaşarlar. Sıkça tekrarlandığı gibi “mimarlık” kentlerin ve toplumun aynasıdır. Kentler doğal ve tarihsel özelliklerinin yanısıra ağırlıklı olarak mimarlıklarıyla değerlendirilir. Başka bir deyişle mimarlık, kentlerin uygarlık düzeyinin göstergesidir. Bütün bu nedenlerle, “mimarlık” herkes için gerekli, herkes için önemlidir.

Bir söyleme göre, bizler kentlerimizi biçimlendiririz, sonra da kentlerimiz bizleri, toplumumuzu biçimlendirir. Bu bakımdan, onurlu bir yaşam hakkı ve sağlıklı bir toplum için, düzgün kentler gerekir.

Ülkemizde ne yazık ki, kentsel planlama, kentsel tasarım ve mimarlığın yerel ve merkezi yönetimlerce göz ardı edilmesi ya da yozlaştırılması kentlerimizin çarpık yapılaşmasına yol açmıştır. Bir yandan tarihsel, kültürel ve doğal değerler yok edilirken bir yandan da plan ve mimarlık dışı yoğun, gelişigüzel yapılaşmayla kentlerimiz bugünkü durumuna gelmiştir.

Günümüzde toplum ve yönetimler olarak, tarihte kendimizi kanıtladığımız tek sanat dalı olan “mimarlık”ın uzağındayız. Toplumumuzun ve yönetimlerin “mimarlık”a gerekli önemi vererek mimarlıkla, mimarlık fikriyle barışmaları zorunludur. Bu hem toplumumuzun geleceği, hem de kentlerimizin sağlıklı ve yaşanabilir olması için bir zorunluluktur… Atalarımızın bize bıraktıkları iyi mimarlık mirasını, tutarlı yeni mimarlık örnekleriyle zenginleştirmek bizim görevimizdir. Unutmayalım ki bir toplumun geleceğe bırakabileceği en anlamlı miras, mimarlıktan nasibini almış kentlerdir.

Artık, çarpık kentleşmeye “dur” demek için yerel yönetimler çalışmalarını bilimsel şehircilik ilkelerine uygun ve plan fikrine saygılı olarak şeffaflık içinde yürütmeli; yeşilin, ormanların, doğal çevrenin, tarihsel ve eski-yeni kültürel değerlerin korunmasına özen göstermelidir. Bütün bunların yanısıra gelecek kuşaklara bırakacağımız mimari çevrelerin ve mimarlık yapıtlarının çoğaltılmasına çalışmak ve bu yolda topluma örnek oluşturmak da yerel yönetimlerin kaçınılmaz hedefleri arasında olmalıdır.

Biz, İstanbul Serbest Mimarlar Derneği olarak, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda çalışacak yerel yönetimler bekliyoruz ve onlara destek ve yardımcı olmayı vaat ediyoruz".