İSO'da Çin Ülke Günü



İstanbul Sanayi Odası (İSO) bünyesinde faaliyet gösteren Avrupa İşletmeler Ağı İstanbul Merkezi tarafından, Çin pazarındaki fırsatlar ve işbirliği olanakları hakkında üyeleri bilgilendirmek amacıyla 'Çin Pazarı'nda Başarmak: Çin Ülke Günü' konferansı düzenlendi. İSO Genel Sekreteri Mete Meleksoy, ABD'den sonra dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve en büyük ihracatçısı olan Çin'in dünya ekonomisinde önemli bir yere sahip olduğuna işaret ederek, şunları belirtti:
    
''Bugün Çin ile Türkiye arasındaki dış ticaret dengesine baktığımız zaman ülkemiz açısından 15 milyar dolara yaklaşan bir açık olduğunu görüyoruz. Bu durum sadece Çin'in dünyada en büyük tedarikçi ülkesi olması değil, aynı zamanda firmalarımızın da Çin pazarına bakış açısını ve firmalarımızın bu pazarda yeterince yer almadığını ifade ediyor. Yalnızca firmalarımız değil üst düzey devlet yetkililerimiz tarafından yapılan temaslar da Çin'le ekonomik ve ticari ilişkilerimizi geliştirmek açısından büyük önem taşıyor.''
    
Çin pazarında Türk şirketleri için potansiyel pek çok alan bulunduğuna işaret eden Meleksoy, madencilik, hazır giyim ve konfeksiyon, tekstil ve hammadde, deri mamulleri, halıcılık, kimyevi maddeler, gıda ürünleri, tütün, taşıt araçları yan sanayi ve makineyi öne çıkan sektörler olarak sıraladı. Meleksoy, Çin pazarında yer alma ve sürekliliği sağlama için uzun vadeli bir strateji ile Çin iş kültürünü tanımanın, anlayabilmenin çok önemli olduğuna işaret etti. Çin ülke gününü takiben firmalara Çin pazara girişlerinde yardımcı olmak ve Çin ile Türk iş adamları arasında işbirlikleri kurulmasını sağlamak amacıyla bu yılın ekim ayında Çin'e bir heyet ziyareti gerçekleştirmeyi planladıklarını ifade eden Meleksoy, Çin Ülke gününe katılan firmaları da bu heyete beklediklerini kaydetti.
   
''Türkiye'yi çok önemsiyoruz''
   
Çin Halk Cumhuriyeti Başkonsolosu Zhang Qingyang de Çin ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinin çok önemli olduğuna işaret ederek, iki ülke iş adamlarının gösterecekleri çaba ile bu ilişkilerin daha da geliştirileceğini söyledi. Qingyang, kendilerinin Türkiye'nin çok önemli bir iş ortağı olduğunu düşündüklerini ve çok önemsediklerini dile getirerek, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesi için sadece devlet adamlarının çabasının yeterli olmadığını, bu konuda iş adamlarına da çok önemli görevler düştüğünü anlattı.
    
İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2010 yılında 50.1 milyar dolarla rekor seviyeye ulaştığını anımsatan Qingyang, ancak iki ülke arasındaki potansiyelin bu rakamın daha da üzerinde olduğunu belirtti. Qingyang, Çin'in açık pazar kriterlerini uyguladığını ve çok saygın şirketlerin Çin'de yatırım yaptığını dile getirerek, pek çok Türk şirketinin Çin'de ofis açtığını, Türkiye'nin de Çin'in çok saygın şirketlerinden yatırım çektiğini söyledi.

Son yıllarda Çin'in yatırım ortamının çok iyileştirildiğine değinen Qingyang, ''iş gücü ve sağlanan fırsatlar yabancı şirketlerin Çin'de çalışmasını kolaylaştırmıştır. Çin'de çok daha olgunlaşmış bir piyasa vardır. Çin'de kendine özgü özellikler ve yatırım için uygun koşullar bulacaksınız. İki ülke iş adamlarının çabalarıyla hem Türkiye hem de Çin pazarlarında karlı yatırım fırsatlarını kullanabiliriz'' dedi.